Asi aynanın karşısında makyajını silerken yorgunluktan bayılmak üzereydi. Alaz'la bahçedeki kaçamaklarından sonra partiye geri dönmüşlerdi ve bir nevi ev sahibi oldukları için herkes dağılana kadar odasına çıkma şansı olmamıştı. Saat 3'e doğru nihayet misafirler evlerine çekildiğinde Asi de ağzı esnemekten ayrıla ayrıla odasına çıkmıştı.
Makyajını tamamen temizledikten sonra kıyafetini çıkarmak üzereydi ki kapısı çaldı. Asi gel diye bağırdıktan sonra içeri elinde bir şişe su ve bardakla Alaz girdi.
''Alkol aldığın için bol bol su içmen gerekiyor, malum sen kendini gram önemsemediğin için bunu da ben düşündüm Asi.'' Alaz elindeki şişe ve bardağı komodine koyarken Asi kıkırdamaktan kendini alamadı.
''Sen hep benim böyle üzerime titrersen şımarırım ama ben...'' Asi hafif çakırkeyif olmanın da etkisiyle Alaz'ın belki de ilk kez duyduğu cilveli ses tonuyla konuşunca Alaz kıkırdadı ve nazikçe Asi'nin saçlarını karıştırdı. ''İstediğin kadar şımarabilirsin.''
Asi oturduğu yerden kalkıp etrafında döndü ve çok beğendiği elbisesinin fırfırlarıyla oynamaya başladı. Yerinde birkaç cm zıpladı ve eteğiyle saçlarının da aynı şekilde zıplamasına kahkahalarla güldü. Alaz da onun bu hallerini gülümseyerek izliyordu.
''Ben çok güzel oldum bugün!''
''Sen her gün çok güzelsin zaten.''
Asi kıkırdayıp yine etrafında dönmeye başladı. Dengesini kaybedince arkasındaki şifonyere devrilir gibi oldu ama Alaz'ın kolları düşmemesi için oradaydı. Asi yine kahkahalar atarken kafasını yorgunlukla Alaz'ın göğsüne yasladı.
''Alaz çok uykum geldi...'' Alaz Asi'yi kendinden uzaklaştırıp ellerini elbisesinin düğmesine getirdi. Asi ne yaptığını anlamayarak Alaz'ı ittirdi. ''Alaz uyuyacağım dedim.''
''Elbiseni çıkarıyorum bebeğim... Korkma.'' Alaz kıkırdarken Asi tekrar ellerinin arasından çıktı. Yanakları kızarmıştı.
''Beni çıplak görmeni istemiyorum...''
Alaz gülmemeye çalışarak arkasını döndü. Asi neden birdenbire arkasını döndüğünü biraz geç idrak etmişti ama Alaz önüne dönmeden elbisesini çıkarıp pijamalarını giydi ve ''Bitti.'' dedi.
Alaz tekrar önüne döndü ve pijamalarıyla karşısına dikilen Asi'yi kollarına aldı. Asi tekrar kollarından çıktı.
''Asi ne oluyor?''
''Alaz senin nasıl sevgilin yok?''
Alaz kaşlarını çatarak Asi'ye baktı. ''Nasıl yani?''
''Yani... Sen çok iyisin çok yakışıklısın ve biz sevgili bile olmamamıza rağmen hep gözümün içine bakıyorsun... Doğru söyle başka sevgilin yok dimi şu an?''
''Asi geldiler sana yine! Ne başka sevgilisi? Seni seviyorum ben.''
Asi dudaklarını büzdü. ''Hiç mi sevgilin olmadı peki?''
''Oldu... Yani çok uzun ve ciddi ilişkiler değildi ama oldu. Gerçi şimdi sana bakınca daha önce kimseye aşık olmadığımı anlıyorum...''
Alaz Asi'nin bu cümleye mutlu olacağını düşünürken Asi yine Alaz'ın kollarından çıktı ve Alaz'a kaşlarını çatarak baktı. ''Hep öyle olur zaten!''
Alaz da aynı şekilde kaşlarını çatarak Asi'yi onun silahıyla vurmaya karar verdi. ''Yani sen de bana bir gün Yaman'ı hiç sevmemişim Alaz, gerçek aşk sana hissettiklerimmiş dediğinde inanmamalı mıyım?'' dedi.
Asi bir cevap veremeden kapısı tıklatıldı ve Asi ışık hızıyla Alaz'dan uzaklaştı. Kapıyı çalan kişi içerden bir ses beklemeden direkt girince Alaz kaşlarını çattı. Gelen Rüya'ydı ve Alaz'ı görünce şaşırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Genç KurguKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?