"Alaz neden durduk burada?" Asi bir göl kenarında durduklarında merakla etrafına baktı.
"Biraz hava alalım dedim." Alaz arabadan inip Asi'nin şaşkın bakışları eşliğinde kapısını açtı ve arabadan inmesini bekledi. Asi'nin arabada çıkarıp kucağına koyduğu montunu da giydirdi Asi'ye.
Alaz Asi'nin elini tutunca Asi panikle elini çekip etrafına bakmaya başladı. "Alaz! Birisi görecek!"
"Ya Asi gitti hepsi önden göremezler ki. Hadi tutayım elini nolur." Alaz tekrar Asi'nin elini kavrayınca Asi tekrar elini çekti. "Alaz tanıdık birisi falan vardır. Tutma işte."
Alaz yanaklarını şişirip sıkıntıyla ofladı ama itiraz etmedi. Göle doğru yürürken Asi gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verdi. Alaz'ın arkasında durduğunu hissedince vücudunu ona çevirdi.
"Beğendin mi balım?"
Asi'nin duyduğu kelime çok hoşuna gitse de belli etmemeye çalıştı. "Evet çok güzelmiş."
Alaz kollarını Asi'nin beline sarıp Asi'nin iyice dibine girmesini sağladı. O sırada gökyüzünde kuş sürüsü belirdi ve Asi kafasını arkaya atıp kuşlara bakarken sevinçle zıpladı.
"Alaz! Baksana ne kadar güzeller!"
"Evet bitanem çok güzeller." Alaz elini boynuna koyunca Asi bakışlarını gökyüzünden Alaz'a çevirdi. Alaz Asi'nin kulağındaki kuş figürlü küpeyle oynamaya başladı. "Kuşları çok mu seviyorsun sen? Yıldızları da seviyorsun yıldızlı küpen de var bugün de kuşlu takmışsın."
Asi kıkırdadı. "Evet çok severim kuşları..." Sonra aklına gelen bir şey kaşlarını çatmasına sebep oldu. "... Sakın bunun da kolyesini hediye alma Alaz! Bu kez cidden kabul etmem."
Alaz dudaklarını büzdü. "Aklımdan tam da o geçiyordu..."
Asi Alaz'a gülümserken gözlerini devirdi. ''Neden çok seviyorsun kuşları?''
Asi gözlerini kuşlardan ayırmadan cevap verdi. ''Çok kalabalıklar ama her biri kendi içinde çok yalnız gibi... Ama yine de özgürler. Hem baksana uçuyorlar!''
''Sen özgür olmadığını mı düşünüyorsun?''
Asi kafasını eğip tek kaşını kaldırarak Alaz'a baktı. Alaz da cevabını aldığını belirtircesine kafasını salladı. Sonra Asi'nin minik bir çığlık atmasını önemsemeden Asi'yi havaya kaldırdı. ''Ben de seni uçurabilirim istersen.'' Asi'nin kahkahaları eşliğinde Alaz Asi'yi etrafında döndürmeye başladı. Asi bir süre sonra ''Alaz başım döndü indir artık.'' dedi. Alaz Asi'nin talimatıyla durup Asi'yi de yere indirdi. İlk başta dengelerini sağlayamadıkları için bir süre birbirlerine tutundular.
Hemen ardından Alaz aklına süper bir fikir gelmiş gibi Asi'den uzaklaştı ve cebinden telefonunu çıkardı. "Hadi poz ver. Fotoğrafını çekeceğim senin."
Asi fotoğraf çekmeyi de çekilmeyi de çok seviyordu aslında. Böyle manzaralı yerlere gidemediği için çok fazla fotoğrafı yoktu tabi. Cehennemin dibinde çocukların fotoğraflarını çekiyordu sık sık, ya da onların arasına katılıp toplu fotoğraf çekiliyordu. Barda işe başladığından beri de güzel olduğunu düşündüğü zamanlarda birkaç tane fotoğrafını çekmişti o kadar. Sosyal medya kullanmıyordu dolayısıyla fotoğrafları telefonunun galerisinde ara sıra açılıp bakılmak dışında çürümeye mahkumdu.
Ama ilk defa birisi ona hadi şu manzarada fotoğrafını çekeyim demişti. O yüzden Asi hevesle kafasını sallayıp kıyafetini ve saçlarını düzeltmeye başladı.
"Kıyafetlerim düzgün dimi Alaz?"
"Evet canım."
"Saçlarım düzgün mü?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Teen FictionKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?