Asi fazlasıyla uzun bir duştan sonra odasına geçti. Çantasındaki eşyalarını dolaba yerleştirdikten sonra bir kazak ve pantolon seçerek giyindi. Islak saçlarını kurutmakla uğraşmadan dağınık bir topuz yaptı. Eli Alaz'ın aldığı kolyeye gidince ilk takıp takmamak konusunda kararsız kaldı ama yine de taktı.
Aşağı indiğinde herkesin salonda oturduğunu gördü. Herkese selam vererek salona geçerken Yaman yanına geldi. ''Odana geldim ama sesin çıkmadı. İyi misin?''
''İyiyim duştaydım.''
''Anladım canım...'' Yaman ağzından çıkan kelimeyi söyledikten sonra fark etti ve telaşla Asi'ye baktı. ''Pardon. Ağız alışkanlığı olmuş.''
Asi istemsizce Alaz'a baktı ve Alaz'ın gözlerini kapatıp yumruğunu sıktığını fark etti. O esnada evin yardımcısı yanlarına geldi ve yemeğin hazır olduğunu söyledi.
Asi sofraya geçerken bir yanına Yaman'ın diğer yanına Alaz'ın oturmasına içinden küfretti. Yaman masaya oturdukları an kendi önünde duran et köftelerinden Asi'nin tabağına koymaya başladı. ''Sen seversin köfteyi.''
''Teşekkür ederim.''
Asi göz ucuyla Alaz'a baktığında kendisine ters ters baktığını fark etti. Önüne dönerken buraya gelmenin ne kadar kötü bir fikir olduğunu fark etti.
''Kolyen ne kadar güzelmiş Asi. Tolga iyi para veriyor anladığım kadarıyla... Pırlanta kolye alacak kadar iyi para veriyor hem de.'' dedi Rüya.
Asi elini kolyesine atınca herkesin bakışlarının kendisine döndüğünü fark etti. Birinin hediyesi olduğunu söylemeyi düşündü önce ama bu tehlikeli bir cevap olabilirdi. Sonra gerçek değil diye bir yalan uydurmayı düşündü ama hemen ardından neden açıklama yapıyorum ki diye düşünüp elindeki çatalı tabağına bırakarak Rüya'ya döndü. ''Her şeye siz layıksınız değil mi? Normalde fakir olan birinin kazandığı ilk parayla kendine pahalı bir şey alması çok saçma sonuçta... Gitsin önce karnını doyursun değil mi?''
Masada sessizlik oluşurken Alaz'ın yüzünde beliren minik tebessümü kimse görmedi.
''Öyle mi dedim ben şimdi?'' diye yükseldi Rüya.
''Öyle demesen de ne niyetle dediğini anlıyorum ben senin-''
''Asi abartma sen de öyle demek istemedi kız.'' Çağla araya girince Asi ona bakıp gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. Çağla'nın bu cümleyi böyle anlamaması çok normaldi tabi.
''Ben böyle sürekli kız kavgası çıkacağını bilsem sizi daha önce çağırırdım buraya.'' Rüzgar'ın Alaz'a söylediği cümle Çağla'nın sevgilisini dürtüklemesine sebep oldu.
''Bak bu salakların ağzına laf veriyorsunuz böyle... Bunlar lisede de hep böyleydi. Kızları kavga ettirip kenara çekilir izlerlerdi hep.'' dedi Çağla. Rüzgar ve Alaz kahkaha atarken Asi ve Rüya hariç herkes onlara katıldı. Sonra Rüzgar aklına gelen bir hikayeyi anlatmaya başladı. ''Beren ve Berrin kavgasının olduğu gün hayatımda en çok güldüğüm günlerden biriydi ama...''
Çağla kahkaha attı ve Yaman'a döndü. ''O olay gerçekten çok komikti ama.''
''Ne olmuştu ki?'' dedi Yaman ve Asi bu soruyu birinin sormasına çok sevindi.
''Beren ve Berrin ikizlerdi ve bizim sınıftalardı. İkisi de Alaz'a yanıktı resmen-''
''Yanık çok çirkin bir kelime yalnız.'' diye araya girdi Ece. Rüya eliyle Ece'ye onaylama işareti yaptı.
''Ya tamam ikisi de Alaz'a aşıktı işte... Hoş bizim okuldaki neredeyse her kız Alaz'a aşıktı da neyse...'' Asi kaşlarını kaldırıp Rüzgar'ı dinlemeye devam etti. Alaz'ın kendisine baktığını hissediyordu ama Asi ona dönüp bakmadı. ''...Ben bir gün Alaz'ın ağzından bir mesaj attım ikisine de. Senden çok hoşlanıyorum, müzik dersinde sana gitar çalacağım yazdım. Aynı gün müzik dersi vardı iki kız da heyecanla bekliyor tabi Alaz bana gitar çalacak diye. Dersin sonlarına doğru bir tanesi dayanamadı Alaz hani gitar çalacaktın bana diye bağırdı sınıfın ortasında. Alaz'ın dünyadan haberi yok tabi ne alaka falan derken diğeri geldi asıl bana çalacaktı diye birbirlerine girdiler.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Teen FictionKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?