Asi başındaki korkunç ağrıyla gözlerini açtığında bulunduğu odanın ışıkları gözlerini tekrar kapatmasına sebep oldu. Ancak yanağına konan bir el ve yumuşak bir tınıyla adının söylenmesiyle tekrar gözlerini açtı.
"Asi uyandın mı? İyi misin bitanem?" Asi kendisine telaşla bakan ela gözlere aynı telaşla karşılık verdi. Alaz'ın zaten pek de sağlam olmayan yüzü daha çok yara bere içindeydi ama kendisinin yaptığından daha iyi bir pansuman yapılmıştı en azından.
"Alaz sen iyi misin asıl?"
"İyiyim ben Asi. Önemli olan sensin asıl. Nasıl hissediyorsun?"
Asi Alaz'ın bu telaşlı hallerine gülümsedi. Gözlerini Alaz'dan alıp etrafına bakamıyordu ama Alaz bu kadar dibinde olduğuna göre yalnızlardı. "İyiyim. Biraz başım ağrıyor sadece."
"Doktorları çağıracağım-"
Asi Alaz'ın kolundan tutup kalkmasını engelledi. "Sen nasılsın Alaz? Bana vurduktan sonra sana da vurdular mı?"
Alaz kafasını iki yana salladı. "Sen öyle bayılınca panikleyip kaçtılar. Polis buldu gerçi onları merak etme... Hemen buraya getirdik seni. Burası bizim hastane zaten. Hatta Güven doktor baktı sana. Emin ellerdeydin yani... Annem de seni çok merak etti ama gelemedi biliyorsun çıkamıyor evden." Asi Alaz'ın her cümlesinde anladığını belirtircesine kafasını olumlu salladı. "1 gündür uyuyorsun Asi. Herkes buradaydı bütün gün. Yaman da buradaydı. Gerçekten o da buradaydı..." Alaz Asi'nin bir tepki vermesini beklediği için duraksadı ama Asi bir şey demeyince Alaz konuşmaya devam etti. "Güven Abi dinlenmelisiniz Asi uyanmaz daha deyip eve götürdü hepsini... Ben arkadaşımda kalacağım deyip kaçtım yanlarında geri döndüm yanına."
Asi bir kez daha kafasını olumlu anlamda salladı ama bir şey demedi. ''Neden benim önüme atladın Asi? Ya sana bir şey olsaydı? Ben ne yapardım o zaman-"
"Çok dayak yemiştin zaten. Kafana da vururlarsa hiç kalkamazdın... Adamı durduramayacağımı anlayınca senin üstüne atladım işte."
Alaz Asi'nin yanağına bir öpücük kondurdu. "Çok korktum Asi... Senin öyle bayıldığını görünce aklım çıktı. Öldün sandım..." Alaz son cümlesini neredeyse fısıldayarak söylemişti ve gözünden bir damla yaş aktı. Alaz'ın bu kadar yakınında olması ve gözlerine böyle bakması Asi'nin kalbine tarif edemediği bir his verdi. Elini Alaz'ın yanağına koydu ve gözünden süzülen yaşı sildi. Alaz kafasını çevirip yanağındaki avuç içini öptü ve hemen ardından dudaklarına yöneldi. Kulisteki ilk öpücükleri gibi dillerini buluşturdukları bir öpücük değildi bu, Alaz sadece dudaklarını birbirine bastırıyordu ama aksine Asi daha yoğun duygular hissetti. Alaz'ın yanağına koyduğu elini omzuna getirdi ve kafasını hafifçe kaldırarak dudaklarını Alaz'ın dudaklarına daha sert bastırdı.
Alaz kısa bir öpüşmeden sonra dudaklarını ayırıp Asi'yi tekrar yanağından öptü. "Hemen doktoru çağırıp geliyorum güzelim." Asi gülümseyerek kafasını salladı ve Alaz'ı odadan çıkana kadar izledi. Alaz bir dakika sonra yanında doktorla döndüğünde doktor Asi'den çok Alaz'ı her şeyin yolunda olduğuna ikna etmeye çalıştı. Doktor yanlarından çıktığında Alaz yeniden Asi'nin yatağına oturdu ve ellerini tuttu. Asi yatakta biraz kayarak Alaz'ın şaşkın bakışları eşliğinde Alaz'a yer açtı. "Yanımda yatabilirsin... Çok yorgun görünüyorsun." Alaz hala aynı şaşkın bakışlarla Asi'ye bakınca Asi kendini biraz kötü hissetmeye başladı. "Yani eğer istersen..." Alaz nihayet durumu idrak edince yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Asi'nin yanına yerleşti. Kollarını vücuduna sarmasına itiraz etmedi Asi.
"Alaz çok derin uyuma sakın. Diğerleri erken gelirse burada görmesinler seni."
"Hiç uyumayacağım zaten. Hadi sen uyu rahatça." Asi Alaz'a hayır sen de uyu diye itiraz etmek istedi ama hem gücü yoktu hem de Alaz'ın laf dinlemeyeceğini biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Teen FictionKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?