Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
§§§§§§§§§§§§
Fırtınaların estiği Trabzon öyle bir kaosun içindeydi ki küçücük bir çocuk bile bunu hissediyordu.
Saraçoğlu ailesinin konağında ise büyük bir arbede vardı. Yıllardır bu anı beklemiş gibi sessizdi Trabzon. Hırçın Karadeniz bile dalgalanmayı bırakmıştı.
Elbet günahlarının ve hatalarının bedeli ödenmeliydi. Hesap günü adım adım yaklaşıyordu Saraçoğlu konağına.
Saraçoğlu ailesinin en büyük oğlu ise dizlerinin üstünde başını eğmeden duruyordu, kafasında dayalı olan silaha rağmen. Onun korkusu kardeşine doğrultulan silahtı. Kardeşine değmesinden korktuğu mermi ona gelmeliydi.
Yıllarca kardeşini korumak için çabalamış çoğu hayalinden babası yüzünden vazgeçmişti. Kardeşi artık burda değildi, güvendeydi, kimse onun yerini bilmiyordu.
Bilmemeliydiler, buradaki sorunları çözene kadar onu tehlikeye atamazlardı. Ama kendi canından da kolay kolay vazgeçemezdi, kardeşini koruması gerekiyordu.
Konakta dinmeyen bağırışlar yüzünden etraftaki evlerdeki insanlar merakla kapılarının önüne çıkmıştı ama o eve gitmeye cesaret edememişlerdi.
Herkes tanırdı Saraçoğlu ailesini, Trabzon'un en köklü ailelerinden biriydi, bir hayli de tahlikeliydiler tabi. O yüzden saygı duyan kadar korkan da çoktu.
"Ya itiraf edersin ya da oğlun ölür Saraçoğlu yap tercihini"
Ölümü andıran sesiyle konuştu adam. Gerçekten ölümün habercisi gibi duruyordu. Burdan bir can almadan gitmem der gibi bakıyordu kuzguni gözleri.Diğer herkes merakla seyrediyordu. 'Pérdida' topluluğunda olan ailelerden bir tane temsilci vardı.
"Uyyy Affan'umi birakun, yavriumm"
Oturduğu yerde dizlerini döverek ağlayan kadın dizleri üstünde duran torununa bakıyordu. Oğlu gram umrunda değildi. Elinden gelse ben doğurdum demeyecek kendi de sıkacaktı bir tane kafasına.
Her şey onun yüzündendi, torunu şuan dizlerinin üstündeyse bunun sorumlusu kendi doğurduğuydu.
Vakti zamanında cami avlusuna bırakmalıydım diye düşündü kendi kendine yaşlı kadın. Hala gözünden akan yaşlarla torununa bakmaya devam ediyordu.
"Ne dediğinizi anlamıyorum"
Adam sesindeki ifadesizlikle konuştuğunda aklı arkasında kalan oğlundaydı.
"Bizi sen mi sattın, bilgiler çalındı ve neme lazum senin sesin bile çıkmadı. Hem adamlarundan biri senin garup davranduğunu söyler"
Topluluğun içindeki en yaşlı kişinin konuşmasıyla ona bakıp dinledi hiç bir duygunun belli olmadığı gözleriyle.