Asker Kızı

Sıcak

Yorum ve yıldız atmayı unutmayın lütfen.

Güzel okumalar.

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Balkonda zeytinle birlikte oturuyorduk. O olayın üstünden nerdeyse 10 gün geçmişti. Ben kendi kabuğuma çekilmiştim, sessizleşmiştim elimde olmayarak.

Savaş sık sık gidiyordu ama akşam yanıma geliyordu. Washa uyanmıştı, kolunda ve bacağında kırıklar vardı her yerde zeytini artıyordu.

Ölmesi gerekiyordu onun orda, o kadar yüksekten düştüğü halde yaşıyordu.
Biliyordum, hissediyordum onun ölümü benim elimden olacaktı.

Başımı gökyüzüne kaldırdım iç çekerek. Bu adadan gitmek istiyordum, nefes alamıyordum.

"Güneş!"

Eve ne zaman geldiğini bile fark etmediğim adamla başımı içeri doğru çevirdim.

"Efendim?"

Sesimi duyunca adım sesleri buraya yaklaşmaya başladı.
Görüş açıma girdiğinde kendimi tebessüm etmeye zorladım.

Yanıma gelip oturduğunda Zeytin başını kaldırıp gelen Savaş'a bakıp tekrardan dizlerimin üstüne koydu.

"Neden erken geldin bugün, sabah işim uzun sürer demiştin"

Sıkıntılı bir nefes alıp kolunu arkamdan salıncağa yasladı.

"Öyle olmadı, yarın gidiyoruz"

Anlamazca yüzüne baktığımda yüzünü buruşturdu.

"Bir toplantı var, para karşılığı bir flaş alacaklar. Ne olduğunu tam bilmiyorum ama seni burda yalnız bırakamam, benimle geliyorsun"

Adadan çıkılacaktı yani, nasıl, nasıl çıkacaktık.

"Neyle gideceğiz"

"Gemiyle gideceğiz, değişim de gemide olacak. Senden sadece tek bir şey rica ediyorum yanımdan ayrılma. Bir daha zarar görmeni istemiyorum anladın mı?"

Düşünceli düşünceli başımı aşağı yukarı salladım. Zaten bir şey yapacak halim bile yoktu, yani galiba yoktu.

"Denizden gitmek zorunda mıyız?"

Belki helikopterle felan gidilir umudu ile konuştuğumda başımı çekerek omzuna yasladı.

"Başka gidiş yolu yok, sadece deniz"

Yavaş yavaş saçlarımla oynamaya başladı son günlerde hep yaptığı gibi. Zaten o günden sonra beraber yatıyorduk, gece rüyalar görüyordum çoğu zaman sabaha kadar oturuyordum.

Gün geçtikçe daha da çok bağlanıyor gibiydim Savaş'a, sanki ona bağlanmamı ve asla kopmamamı istiyor gibiydi. Sürekli bir temas içerisindeydi ki en çok da saçlarımla oynamayı tercih ediyordu.

"Güneş"

Başımı yerine yerleştirirken ağzımın içinde mırıldandım.
Bu hareketimle gülümsediğine adım kadar emindim.

"Sana geçen Güzelim dedim diye niye sinirlendin"

Gelen soruyla yutkunarak gözlerimi kapattım. Gel açıkla şimdi neden sinirlendiğini Güneş hanım.

Ne diyeceğim ki, seni kıskandım rüyamda Washa'ya güzelim dedin diye mi diyeceğim.

"Eğer rahatsız oluyorsan bir daha söylemem"

"Hayır hayır, sorun değil. Sadece o an ne dediğimi bile bilmiyordum. Adımı sorsaydın yanlış söylerdim o derece. Senden rahatsız olmuyorum olmam da"