Yorum ve yıldız atmayı unutmayın lütfen.
Güzel okumalar.
§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§
Geldiğim uçurum kenarıyla ucuna oturdum. Merak etmeyin kendimi atmak için değil nefes almak için gelmiştim.
Savaş'sız 6 ay olmuştu, her şeye alışmıştım belki ama onun kokusuyla uyuduğum o gecelerden sonra doğru düzgün uyuyamamıştım.
Geceler çok zor geçiyordu, bazen uyku ilaçlarıyla uyuyordum. Onun dışında günlerce ayakta kaldığım zamanlar oluyordu.
Önüme düşen sarı tutamlarımı arkaya ittim. Gereğinden fazla uzamışlardı. Daha önce hiç bu uzunluğa gelememişti, oysa bundan nerdeyse bir yıl önce uzatmak için nelerimi vermezdim.İnternette gördüğüm dandik saç uzatma maskelerini bile almıştım belki. Ama bu süreçte saçımı sadece yıkayarak hiç bir krem kullanmadan uzamıştı.
Belki de artık umursamadığım için uzamıştı. Kendime gelmiştim, artık o günlerdeki gibi değildim. Görevime dönmüştüm, yine o adada neler yaşadığımı anlatmamıştım.
Savaş'ın ismini dile getirmemiştim ama bir saniye bile aklımdan da kalbimden de çıkaramamıştım.
Bir çok göreve gitmiştim, sıkı bir spor eğitimi yapıyordum. Biraz paslanmıştım doğrusu, aldığım kiloları vermem gerekti.
Kulağıma telefonumun çalma sesi dolunca cebimden çıkarıp baktım. Alp arıyordu, açarak kulağıma tuttum.
"Efendim?"
"Nerdesin Çiçeğim" yumuşak sesiyle iç çektim sessizce.
"Hava almaya çıkmıştım"
"Az önce başkan aradı yeni görev varmış gel istersen"
"Tamam ben direkt merkeze gelirim"
Beni onaylayıp telefonu kapattığında ayağa kalktım. Geldiğim yolu yürüyerek geri döndüm. Bu 6 ayda her an yanımdaydılar. Saat başı biri arıyordu, beni çok sıkmamaya çalışıyorlar ama yalnız da bırakmıyorlardı ellerinden geldikçe.
Terapilerim yeni bitmişti, az da olsa beni kendime getirmişti. En azından ailemle oturup normal bir yemek yiyebiliyordum, konuşabiliyordum artık.
Bir taksiye binip merkezin yakınında olan sokağı tarif edip arkama yaslandım. Akıp giden yolu izlerken dolmak isteyen gözlerime izin vermedim.
Zeytinsiz ve Savaşsız 6 ay zulüm gibiydi. O kadar çok alışmıştım ki onlara, onların varlığına. Her gün belki zeytin gelir umuduyla pencerenin önünde beklemiştim. Ordan kaçarsa beni bulur diye düşünmüştüm ama yoktu. Sadece hayalden ibaretti.
Gelmeyeceklerdi, ben ise son nefesime kadar onları bekleyecektim, ölmüş olsalar bile.
"Hayırdır kızım çok derin bakıyorsun yola, sevdiğini mi düşünüyorsun"
Daldığım düşüncelerden beni çıkaran şoför koltuğunda oturan abi oldu. Saçları kırlaşmış nerdeyse elli yaşında gibi duran adama baktım.
Ne demişti sevdiğini mi düşünüyorsun. İç çekerek başımı salladım.
"Gözlerinde acı ve özlem var belli ki ayrı düşmüşsünüz"
Yine sözlü cevap vermedim başımı salladığımda tebessüm etti. Ama buruk bir tebessümdü.
"Birbirine veda edemeden ayrılan iki sevdalı elbet bir gün buluşur kızım. Ya bu dünyada yada mahşerde. Ayrı düşmüşseniz bile yaradanın elbet vardır bir bildiği"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Kızı
Novela Juvenil"Tanıştığıma memnun oldum asi kız" Göz devirerek arkamı döndüm gerizekalı adama. "Ben hiç memnun olmadım şımarık bey" Güldüğünü duysam dahi arkamı dönmeden büyük adımlarla uzaklaştım olduğum yerden. Tekrardan yollarımızın kesişeceğini bilemedim. Ben...