Hayvanat Bahçesi

558 47 6
                                    

Yorum ve yıldız atmayı unutmayın lütfen.

Güzel okumalar..

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

Üzerime bir tane kapşonlu ve Savaş'ın gri eşofmanlarından birini giydim.
Çoktan giden Zeytin acaba nerde kalıyordu.

Umarım güvenli bir yerdir, belli ki o tutuldukları yerden kaçmıştı.

"Güneş hazırsan çıkalım"

İçerden bağıran Savaş'la eşofmanın bileklerini iki kere kutladım. Çünkü uzun hemde bir hayli uzun.

"Hazırım gidelim"

Saçlarımı elimle düzleyip yatak odasından çıktığımda Savaş oturduğu koltuktan kalktı.
Yanıma gelirken onu inceledim, maşallah Hulk'u kıskandıracak bir vücuda sahipti.
Kahverengi siyah arası olan saçları kısaydı ama çok sert değildi.

Yüzü keskin hatlara sahipti, bazen gülümsemek bile eğrelti durabiliyordu.

Kahvaltı yapmıştık bir saat önce. Beraber evden çıkıp yavaşça yolda yan yana yürümeye başladık.

Karşıda yabancı birileri gelmeye başlayınca parmaklarımdan parmaklarını geçirerek sıkıca elimi tuttu. Birleşen ellerimize göz ucuyla bakıp önüme döndüm hemen. Boğazımı temizleyerek dikleştim, acaba kamp dedikleri yeri de görebilir miydim?

Anladığım kadar bu adanın içindeydi ama buraya yakın değildi. Etrafta sık sık dolaşan arazi arabalarında dört tane siyah giysili silahlı adamlar vardı.

Nöbet değişimleri yoktu çünkü yarım saate bir başka gurup geçiyordu. Güney tarafinda ise bir çok dron vardı. Arada bir bomba patlama sesi oluyordu büyük ihtimalle kaçmaya çalışan biri mayınlı bölgeden geçemiyordu.

Seçebildiğim 100 tane mayın vardı ama daha fazlaydı bundan emindim. Deniz sürekli dalgalıydı ki köpek balığı gerçekten varsa ele.

Helikopter gidip geliyordu sık sık, onlardan birine binmeye çalıştım desek nereye gittiğini bilmiyorum ayrıca fark edilirsem küçücük helikopterde işim biterdi.

Kaçmanın bir çok yolunu düşünmüştüm ama hepsinin sonu karanlıktı.

"Geldik"

Savaş'ın sesiyle kendime geldim. Etrafa bakarken kaçma planlarımı düşünüyordum.

Geldiğimiz büyük cam fanusun ileri düzey bir hayvanat bahçesini andırıyordu.

Demir kapıyı açıp elimi bırakmadan benimle içeri girdi.
İçerde de insan vardı ama dışardaki kadar yoğun değildi. İnce uzun koridorda ilerlerken camdan olan duvarlardan içindeki bölmelerdeki hayvanları görüyordum.

İsmini bildiğim, bilmediğim her türden vardı. Burda bir vahşet oluyordu ve kimsenin haberi bile yoktu.

Kulağıma dolan acı bir haykırışla irkilerek Savaş'a sokuldum.

"Korkma iğne yapıyorlar sadece"

Titrek bir nefes çekip başımı salladım. Etrafı ve hayvanları inceleye inceleye ilerlerken hepsi ürkek ve korkarak saklaniyordu.

Dolan gözlerimle iç çektim, bir fanusun içinde duran dağ gelincikleri her türden vardı. Farklı farklı renkteydiler bize bakarak dişlerini göstereriyorlardı.

Cam bölümünden çıkıp demir parmaklıkların olduğu yere geldiğimizde istemsizce durdum.

Gözüme uzakta tek başına yapay oluşturulan dağın tepesinde oturan kurt takıldı. Gerçek dağlarda özgürce koşuşturması gerekirken buraya hapsetmişler.

Asker KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin