chapter 9 - ilk maç, ilk heyecan.

610 26 28
                                    

Heeelloooo 🫶🏻.

Bu gece çok sevdiğim bir bölümle buradayıımmm, yorumlarınızı bekliyor olacağım. Hazırsanız, sizi bölüme alayım ve bölüm sonu yorumlarda buluşalıım...

•••

• Leyla'dan.

Üç hafta sonra, Euro 2024 Türkiye-Gürcistan maçı.

Elimdeki hediye çantasını sıkı sıkı sıkmış ve bir kez daha kapıyı çalmıştım, Nil az daha kapıyı açmazsa bas bas bağırıp apartmanı ayağa kaldıracaktım!

"Yanlış adres mi yoksa, küçük hanım?"

Arkamdan gelen ses ile gülümseyerek cevapladım, "Yok Tuncay abi, muhtemelen duymuyordur o..."

Bana hediyeyi ulaştırıp Nil'e kadar bırakan Tuncay abiye daha ne kadar rezil olacaktım acaba? Barış özellikle rica etmiş olduğundan yarım saat önce kendisini kapımın önünde gördüğümde ufak çaplı bir şaşkınlık geçirmiştim.

Barış özel olarak hediye paketi göndermişti ve paketi menajeri Tuncay abiye teslim etmiş illa özel olarak onun adına vermesini tembihlemiş. Bugün oynanacak maç için Nil'de misafir olacağımı söyleyerek beni oraya bırakmasını rica etmiş.

Tam da onluk bir hareketti zaten.

"Emin misin? İstersen bekleyebilirim, olmadı evine bırakırım."

"Yok, abi, sana yeterince zahmet verdim zaten. Sen gidebilirsin zaten buraya kadar eşlik ettin, teşekkür ederim."

"Ne zahmeti, canım. O zaman görüşürüz kendine iyi bak."

"Çok teşekkür ederim, görüşmek üzere." Dediğim an açılan kapı sesine irkildim.

"Canım." Dedi uzatarak yüzündeki gülümseme ile Nil, sıkı sıkı beni sarmalayıp, "Çok beklettim kusura bakma, geç hadi."

"Ağaç oldum Nil! Ağaç! Rezil oldum ayrıca, ya. Sağ ol."

"Kime rezil oldun?" Etrafına bakındı, ancak Tuncay abi çoktan gözden kaybolmuştu bile.

İçeriye girdiğimizde Nil'in gözleri üzerimdeki formaya takıldı. Bakışları hemen değişti; yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "Vay be. Bir dön bakayım sana..." dedi, elimden tutup etrafımda döndürerek. "Çok yakışmış güzelim. Ah, aşk! Sen nelere kadirsin..."

Ben de gülerek elimdeki hediye çantasını ona uzattım. "Al, bu da seninmiş, Barış'tan."

Paketi aldı ve şakayla karışık, "Ne yaptı, bana da mı kendi adını yazdırdı yok-" diyecekken, gözleri birden doldu. "Y-yedi... Yedi numara, Kerem'in forması." Dediği anda bana dönüp sıkıca sarıldı. Nil'in gözlerindeki yaşlarla dolu sevinci, içimde sıcacık bir his uyandırdı. Barış'ın bu jesti, Nil'in kalbine dokunmuştu.

Onun bu mutluluğunu görmek beni de derinden etkiledi. Birkaç dakika boyunca, birbirimize sarılıp bu anın tadını çıkardık. Sonrasında, maçı izlemek için hazırlıklara başladık. Nil, büyük bir heyecanla Kerem'in formasını giydi, ben ise üzerimde Barış'ın isminin yazılı olduğu formamla gururla dolup taşıyordum.

Çerezler hazırlanmış, içecekler dizilmiş, koltuğa kurulmuş bekliyorduk. Tam maç başlamak üzereyken, kapı bir kez daha çaldı. Gelen Tansu'ydu, yüzünde bir gülümsemeyle içeri girdi. "Geç kalmadım değil mi?" diye sordu, sesinde maçın heyecanı hissediliyordu.

"Yok, tam vaktindesin... Geç." dedim gülerek. Üçümüz de koltuğa yayılıp maçı izlemeye başladık.

İlk yarı, beklediğimizden çok daha heyecanlı geçti. Mert Müldür'ün attığı golle hepimiz ayağa fırladık, evde küçük çaplı bir deprem olmuş gibiydi. "Mert harikasın!" diye bağırdı Tansu sevinçle, Nil ve ben da aynı coşkuyla eşlik ettik.

• bul beni, barış alper yılmaz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin