chapter 8 - veda değil.

752 39 72
                                    

1.6k olmuşuz... hepinize çok mu çok teşekkür ederim. 🫶🏻

Yorumlarıınızı da eksik etmeyin, olur mu? Kendi kendime takılıyorum gibi hissediyorum yoksa... 😔🥹

•••

•Leyla'dan.

"Seni kaybettim, Leyla... Kaybettim."

Bu sözler içimde bir hüzün dalgası yarattı, ama aynı zamanda korkuyla karışık bir his vardı. Hemen telefonu elime aldım, gözlerim dolmuştu, kalbim hızla çarpıyordu. Nil ve Tansu'yu arayıp durumu anlattım, hemen gelmelerini söyledim.

Telefonu kapattıktan sonra Pamir'in yanına oturdum. O hala yere çökmüş halde, sessizce oturuyordu. Bu durumun nasıl bu noktaya geldiğini düşünürken, gözlerimden yaşlar süzüldü. Her şey bu kadar karmaşık olmak zorunda mıydı?

"Biliyor musun, ben kötü bir adamım." Diye sayıklamaya başladı Pamir, "Baksana seni ağlattım. Belki Barış seni ağlatmaz, sen... Bu yüzden onu seçtin değil mi?"

"Pamir sus..."

"Güldürüyor mu seni?"

"Sus." Diye tekrarladım, elimin tersiyle gözlerimi silerken.

"Lise üçte, kantinde , seni ilk gördüğüm anda aşık oldum, biliyor musun? Öyle güzeldin ki..." o da ağlıyordu, "Hâlâ çok güzelsin... Ve ben sana dokunamıyorum!"

Son cümlesinde bağırdığında korkudan irkildim, "Pamir... Korkuyorum."

"Sen benden korkmazdın ki, Leyla'm... Söylesene, ne zaman aşık oldun o herife?"

"Bilmiyorum."

"Bilmiyormuş!" Sesini yükselttiğinde korkuyla ona baktım. "Kafeye iki geldi, seni güzel sözlerinle tavladı-"

"Sus artık! Sus, yeter!" Diye onu ittim. "Ya, sen benim en yakın arkadaşımsın! Barış olmasaydı bile bu böyle olacaktı! Sana söyledim! Söyledim!"

"Leyla! Aç kapıyı!" Tansu'nun sesini duyduğumda hızla ayaklanıp kapıyı açtım. Nil arkasından koşarak çıktığı merdivenlerden dolayı nefes nefese kalmıştı.

"Tansu..." sesim zar zor çıkıyordu, "Götür onu yalvarırım."

"İyi misin?" Nil endişeli bir şekilde sorduğunda başımı olumsuzca salladım.

"Değilim."

Tansu, Pamir'i zar zor ikna edip evden çıkartırken, derin bir nefes aldım ve içimde biriken ağırlığı atmaya çalıştım. Pamir'in öfkesi, acısı, söyledikleri... Hepsi içimi delip geçmişti. Tam bu sırada, masada duran telefonumun sesiyle irkildim. Nil, bir an tereddüt ettikten sonra telefonu açtı. Gözlerinde bir soru işareti vardı ama yine de sesi sakin çıkmaya çalışıyordu.

"Barış, Nil ben." dedi Nil yavaşça. Sesini duyar duymaz, kalbim hızla çarpmaya başladı.

Nil, durumu kısa ve net bir şekilde açıkladı. Barış'ın sesini duyamıyordum ama endişesini hissedebiliyordum. "Geleceğim," dediğini duydum Nil'in tekrarlayışından.

Barış'ın endişeli olduğunu biliyordum. Onu görmek istiyordum, ama aynı zamanda daha fazla sorun istemiyordum. Telefonu Nil'in elinden aldım ve derin bir nefes aldım.

"Barış," dedim, sesim titriyordu. "Lütfen şimdi gelme. Her şey daha karmaşık hale gelecek. Yarın görüşelim, olur mu?"

Barış bir an duraksadı, sonra yumuşak bir sesle, "Leyla... Lütfen."

"Barış," camdan aşağıya baktığımda Pamir ve Tansu hâlâ aşağıdaydılar, "Eğer gelirsen işler daha da karmaşık bir hâl alacak."

"Peki... Yine de istersen,"

• bul beni, barış alper yılmaz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin