chapter 11 - benimle kal.

642 30 41
                                    

Herkese merhabaaaa! Yeni bölüme hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. ❤️

Biraz moraller yükselsin, neşemiz yerine gelsin diyerekten size bir bölüm getirdim, hadi yine iyisiniz 😅.

•••

• Leyla'dan.

"Siz..." dedi Barış, kaşlarını çatıp tam arkasında durup bizi yaramaz iki çocuk gibi izleyen İrfan ve Cenk'e bakarak, "Lan, siz bu yüzden mi bütün gün değişik değişik hareketler yaptınız?"

"Şey.." dedim araya girerek, "Onların bir suçu yok, yalnız. Ben rica ettim, seni oyalamaları için."

Söylediklerimi Cenk başı ile onaylarken İrfan gülerek omuz silkti ve ikisinin kahkahası lobide yankılanmaya başlamıştı. Nil, Seda, Samet, Kaan ve birkaç kişi daha da aramıza katılırken Barış hâlâ şaşkınlıkla etrafındaki herkesi inceledi.

"Tuncay abiden rica ettim... Yani biletleri zaten bir hafta öncesinden ayarlamıştım, sürpriz olsun istedim."

"O da mı biliyordu?" dedi Barış, ikinci bir şok dalgasıyla. "Lan, ayakta uyutmuşsunuz beni. Pes!"

"Ben söylecektim valla." dedi İrfan.

"Hadi lan oradan!" Karnına dirseğini geçiren Cenk ile İrfan acıyla yüzünü buruştururken bende gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Tam o anda, lobinin kapısı açıldı ve içeriye Kerem, Yunus ve Apo girdi. Onları gördüğümde yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi. Hepsi sırayla yanıma gelerek beni selamladılar. "Leyla, hoş geldin!" dedi Kerem, sıcacık bir gülümsemeyle. "Büyük sürpriz ha?"

"Sürprizlerin en büyüğü diyebiliriz." dedim gülerek.

Bu sırada Barış'ın bakışları birden Nil'e kaydı. Nil'in gözleri hayran hayran Kerem'i izliyordu. Barış, bana doğru eğilip usulca, "Nil'in Kerem'e nasıl baktığını görüyor musun?" dedi, dudaklarında alaycı bir gülümsemeyle.

Ben de bakışlarımı Nil'e çevirdim ve onun Kerem'e olan ilgisini fark ettiğimde gülümsedim. "Fark ettim," dedim, göz kırparak. "Sanırım onu buraya çağırsam fena olmaz?"

Barış başını salladı, gözleri hala gülümseyerek. Nil'i yanımıza çağırdım. "Nil, gel bakayım buraya," dedim. Nil, Kerem'le tanışmak için yanımıza geldiğinde, "Kerem, en yakın arkadaşım, Nil."

"Formamın sahibi şu meşhur Nil mi?" dedi Kerem, elini uzatırken.

Nil de titreyen elini uzatıp başını salladığında onu rahatlatmak için kulağına fısıldadım, "Rahat ol, şu an buradasın..."

"Evet..." Diyebildi en sonunda, "Teşekkür ederim, muhteşem bir jestti."

"Asıl ben teşekkür ederim," dedi Kerem, "Çok uzun zamandır çözülmeyen bir meseleyi çözmemde yardımcı oldun." gözleri Barış ile buluşurken. "Umarım sana uğur getirir. Yarın ki maçta giyersin..."

Onlar iyice sohbete dalmışken fırsat yakalayan, Barış da usulca elimi tuttu ve kalabalıktan uzaklaşmamız gerektiğini hissettirircesine gözlerini benimkilerle buluşturdu.

"Seninle biraz baş başa kalmak istiyorum," dedi, sesindeki sıcaklıkla. Elimi nazikçe sıktı ve beni kalabalığın içinden, kimseye fark ettirmeden çıkardı. O an içimde kelebekler uçuşmaya başladı.

•••

Barış akşam herkesin toplanacağı yemekten bahsetmişti, bizi de davet ettiklerinde ilk önce itiraz etsem de beni ikna etmeyi başarmıştı.

"Heyecandan bayılacağım." Dedi Nil aynada kendine bakarken.

Giydiğim etek ve ceket takımına son kez baktım, Nil'in yanında yerimi alırken, "Mükemmel görünüyorsun çiçeğim." Dedim cesaretlendirmek istermişcesine, "Kerem bayılacak." diye göz kırptım.

• bul beni, barış alper yılmaz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin