Hadi gene iyisiniz, uzun güzel bir bölümle geldim
Umarım okurken keyiflendiğiniz bir bölüm olmuştur. 🫶🏼 Bölüm sonu görüşmek üzere ...
••••Leyla'dan.
Tam bu sırada Pamir, bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Tam da onluk bir hareket," dedi, sesi garip bir şekilde boğuktu. Ardından, derin bir nefes alıp bana döndü. "Leyla, özür dilerim. Sana yaşattıklarım için... Seni üzdüm ve bunun farkındayım. Her şeyi mahvettim."
"Pamir..." diye başladım, gözlerim dolarken. Sesim titriyordu ama bu anı ertelemek istemiyordum. "Ben de üzgünüm. Ama yaşananlar... Senin bana karşı tutumun, son yaşananlar... Bunlar gerçekten beni çok yıprattı. Ben seninle eskisi gibi olabileceğimi sanmıyorum, özür dilerim."
"Vay be..." dedi titreyen sesi, "Tayfa dağılıyor, ha?" ve dolan gözleriyle, önce en yakın dostu Tansu, sonra Nil'e ve en sonunda bana baktı.
"H-hayır." başımı olumsuzca salladım, "Sadece... Senle benim arkadaşlığımız... Nil ve Tansu ile hep görüşeceksin, sonuçta Tansu ev arkadaşın, Nil de liseden bu yana en yakının. Ama ben artık yokum."
Pamir'in bakışlarında bir umutsuzluk belirdi. Sanki onun gözlerinde, o eski dostluk anılarımızın yıkılışını izliyordum. "Ama Leyla," dedi yavaşça, sesi kırılgandı. "Bir şans daha istesem, her şeyi telafi edebilsem..."
"İnan bana böylesi daha iyi olacak. Hem daha fazla üzülmemiş olacağız, ara sıra yine belki denk geliriz... Eski günlerin hatırına."
O başını eğip sessiz kaldı. İçindeki pişmanlık, yüzünden okunuyordu. Nihayet, derin bir nefes aldı ve titreyen bir sesle, "Anlıyorum Leyla," dedi. "Ama bil ki gerçekten pişmanım. Keşke her şeyi geri alabilsem..."
Bu anı daha fazla uzatmak istemiyordum. Pamir'in içindeki kırgınlığı ve çaresizliği görebiliyordum ama ben de daha fazla acıya dayanamazdım. Kısacık ama bir o kadar uzun süren bir sessizlikten sonra, Pamir derin bir nefes alarak kalktı. "Ben artık gideyim," dedi, Tansu da peşinden kalktı. Nil onları geçirirken ben sessiz kalmıştım.
"Sen doğru olanı yaptın, Leyla." dedi iç sesim. Umarım beni yanıltmıyordu.
•••
Aradan birkaç saat geçti, Nil ile mutfakta kendimize yiyecek bir şeyler hazırlarken telefonum çalmıştı, masanın üzerinde duran telefonu alıp baktığımda "Annemm 🌸" yazan ekranı çok bekletmeden açıp konuşmayı başlatmıştım.
"Nasılsın, sultanım?" dedim neşeli bir ses ile.
"İyiyim güzel kızım, sen nasılsın?" sesi iyi geliyordu.
"İyi, Nil ile yemek yiyecektik, onlara geldim de."
"Selam söyle, kızıma." dediğinde telefonu kulağımdan uzaklaştırıp hoparlöre aldım,
"Gülçin teyzem, nasılsın?" Nil sohbetimize dahil olmuştu.
Biraz onunla da sohbet ettikten sonra telefonu hoparlörden alıp kulağıma götürdüm, "Annem, biraz konuşalım mı?"
"Gökçe'm ne oluyor?" Annem ikinci ismim ile seslendiğinde sesindeki endişeyi anlamam uzun sürmemişti.
"Annecim, telaşlanacak bir şey yok... Sadece bir şey söylemek istiyorum sana, korkma."
"Kızım, söylesene. Çatlatma insanı."
Konuya nasıl gireceğimi bilemiyordum, derin bir nefes aldım ve, "Anne... Hayatımda biri var." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• bul beni, barış alper yılmaz.
Non-Fiction"Rüyalarıma giriyor senle sevgili olmak, ama sen diye yok bir şey..." Barış sıkça gittiği kafede yeni işe başlayan Leyla'dan oldukça etkilenir. 05.07.24 - 07.11.24