chapter 21 - derbi.

457 38 21
                                    

*dip not: Bu bölüm Kerem'in transfer haberleri öncesinden yazılmış son bölümdür. Bu yüzden şimdiden hepinizden özür dilerim.

Hikayenin gidişatında değişiklik yaşanırsa ana hikayeden tamamen kopacağı ve büyüsünü kaybedeceğini inandığımdan hikayenin finaline kadar Kerem Galatasaray'da devam edecektir.

*dip not 2: (bölüm asıl derbiye yetişemedi) bu bölümde okuyacağınız olaylar tamamen bir hayal ürünüdür, kimseyi zan altında bırakmak için yazılmamıştır.

•••

Leyla'dan.

leylaagkcergn_ 's  story : "yine bir staj sonu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

leylaagkcergn_ 's story : "yine bir staj sonu."


"Ya, kafayı yiyeceğim!" Oflayarak notlarımı bir kenara bıraktım, sinirle dudaklarımı dişlerken beynimde yankılanan düşünceler giderek daha da bulanıklaşıyordu. İki saattir önüme yığılmış vaka dosyalarını sıralamaya çalışıyordum, ama artık hiçbir şey anlamadığımı fark ettim.

Notlarımda göz gezdiriyordum, ama gözlerim kelimelerin üzerinden kayıyor, zihnim bir türlü odaklanamıyordu.

"Nefes al biraz," dedi Seda, elinde bir bardak suyla yanıma yaklaşırken. Bardağı önüme koydu ve hafifçe omzuma dokunarak, "İç, biraz sakinleşirsin," diye ekledi.

Derin bir iç çekerek suyu elime aldım. "Ben üniversiteyi bırakıp kafede çalışmaya devam edecektim, ya," diye söylenmeye başladım. "En azından tek stresim bu kafe olacaktı."

Seda, omuzuma hafifçe vurup, "Salak salak konuşma! Bak arada bir ziyarete geliyorsun zaten, cinlerimi oynatma benim," dedi, ardından tezgahın arkasına doğru yürüdü. "Döneceğim birazdan," diye seslendi, ama ben onu pek dinlemiyordum.

Düşüncelerim, önümde duran notlar ve çözmem gereken vakalar arasında sıkışmıştı.

Tansu, Nil ve ben, Seda'yı ziyaret etmek ve sakin bir ortamda ders çalışmak için eski iş yerime, kafeye gelmiştik. Pamir de bize katılmıştı ve son iki saattir herkes derin bir sessizlik içinde finallere çalışıyordu.

Nil, elimi tutup parmaklarımı sıktı, moral vermeye çalışıyordu. "Sakin ol biraz. On altı vakayı sıralayıp hallettin, kaldı iki tane," dedi, gözlerinde teşvik edici bir ifade vardı.

"Anlamıyorum ki!" diye söylenirken önümdeki notu çekip incelemeye başlayan Pamir'e kaşlarımı çattım.

Köşe kapmaca oyunumuz bugünlük bir ateşkes ilan edilmişti; Tansu'nun ısrarları ve ikna çabaları sayesinde. Aylar sonra ilk defa dördümüz bir masada oturmuş, kaossuz ve kavgasız ders çalışıyorduk. Pamir notlarıma biraz daha dikkatlice baktıktan sonra, eline aldığı kalemle birkaç şey yazıp notu tekrar bana uzattı.

• bul beni, barış alper yılmaz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin