Beğenirseniz oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen 🎀
Keyifli okumalar ✨
---------------------------------------------------------------------------------------
Annem uyanmam için uyardığında, ben zaten yatakta oturuyordum. Karşımdaki aynadan kendimle bakışıyordum. Göz kapaklarımda ezik ve buruk bir his vardı. Sanırım iyi dinlenemediklerine işaretti. Nasıl iyi dinlenmiş olabilirlerdi mi? Adamakıllı uyuyamıyordum.
Eskiden anneme beş dakika daha uyumak için yalvarırdım. Gelip yorganı üzerimden çekmek zorunda kalırdı. Üç çocuğuna da aynı şeyi yapmak zor gelmişti, emindim buna. Şimdi böyle bir şey yapmaya ihtiyaç duymuyordu. Çünkü ben, eskinin uyuyan güzeli, artık kabuslarımın kaçırdığı uykularımdan annemin uyarısına sıra gelmeden çalar saatimin ilk alarmında zıplayıp kalkıyordum yatağımdan. Vakti gelince de kardeşlerimden uyanmayan olursa kaldırıyordum onu.
Henüz Ilgaz ve Tolga uyanmamışlardı. Fırsat bilip sıra beklemeden banyoya girmiştim. Elimi yüzümü yıkamış ve biraz kendime gelmiştim. Odama döndüm. Aynaya baktım. Ilık su biraz da olsa solgun yüzümü ve altları kararmış gözlerimi rahatlatmıştı. Yenilenmiş hissediyordum.
Saçımın üst kısmını toparladım. Hafif dalgalı açık kahve saçlarım pürüzsüz bir at kuyruğuna isyan etmezlerdi. Şimdi de temiz bir yarım at kuyruğunu tokayla tutturdum. Kalan saçlarımla da aynı şeyi yaptım. İki kuyruğu bir arada getirip tek bir tokayla bağladım. Daha dün nasıl yapacağımı öğrendiğim model, normal at kuyruğuna göre hem daha güzel görünüyor hem de çok daha rahat hissettiriyordu. Canımı yakarsa çözerdim. Şimdilik böyle kalmasına karar verdim.
Ilgaz, kapıma vurup geçerken bir yandan da "Günaydın!" diye bağırdı. Ona aynı şekilde cevap verdikten sonra pjamamı saçımı bozmadan çıkarıp attım. Askıdaki gömleklerimden birini sırtıma geçirdim. Düğmelerini iliklemeye koyuldum.
Bugün büyük gündü. Tiyatro seçmelerine katılacaktım. İlk defa insanların gözü önünde performans sergileyecektim. İlkokuldayken bayramda şiir okuduğum gün hariç tabii. Şimdi, o zamanki öz güvenime sahip değildim.
Babam ve Tolga çok ısrarcı olmuşlardı. Yapabileceğime inanıyorlardı. Yaptıkça alışıp eskisi gibi en azından sözlüde gerilmeyen biri olacağıma... Partnerim de Tolgaydı sahnede. Onunla daha kolay olacağını hissediyordum.
Dün gece onu canından bezdirene kadar beni çalıştırmasını istemiştim. İyi bir aktördü gerçekten.
Okula ilk başladığında Ilgaz gibi basket takımında oynamak için çok uğraşmıştı ama bunun için çok çelimsizdi. Belki de yeteneği oyunculuğaydı. Taşlar bir şekilde yerine oturuyor gibi hissettiriyordu onun ilk seçmesinde başrol olması. Bu sefer de seçileceğine emindim. Ancak kendim için bir şey düşünemiyordum.
Emre abinin -psikologum- dediğine göre ise bende bir tür sosyal sorun varmış. Fobi gibi. Ne diyordu ona.. anksiyete! Kendimde yeterli gücü bulamazsam ve işler kötü giderse daha kötü hissedebileceğimi ama farklı şeyler de denemenin önemini anlatıp durmuştu.
Öte yandan sahnenin orta yerinde nefesimin kesilmesi ve donakalmam da sosyal statüm için pek iyi olmayabilirdi. Lise hiyerarşisinden okulun en popüler kişisi abin -abi demem için can atardı Ilgaz ama aramızda 2 yaş var neredeyse- olsa da kaçamıyordun bazen.
Kravatımı bağladım. Gömleğimin cep kısmındaki mürekkep lekesini göz ardı edip okul süveterini üzerime geçirdim. Pantolon mu giysem etek mi diye bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN VE RÜYA: VAMPİRLER
FantasyTiyatro seçmelerinde boy gösterene kadar okulda hiç görmediği o öğrenci, Miranın ve tüm Paşalar sakinlerinin hayatını değiştirecektir. Bu sefer bir rüya değil ve vampirler buradalar.