Merhaba sevgili okuyucular, haftanın yeni bölümü ile karşınızdayım!
Beğenirseniz oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen 🎀
Keyifli okumalar ✨
--------------------------------------------------------------------------------------------
(Tolga'nın gözünden..)
Uzun süredir kan içememiştim. İçimdeki vampiri bastırmayı başarmıştım, kimseye saldırmıyordum ama beslenemeyen vücudum güneşe dayanamaz hale gelmiş ve yeniden yaralar içinde kalmıştı. Annemin fark edip beni yine hastaneye kapatması uzun sürmemişti.
"İstemiyorum. Eve gitmem gerek anne." Koluma takmaya uğraştıkları branülü itiyordum. Hastanede boş boş yatmaktan bıkmıştım. Anneme anlatamıyordum ki.
Beni bir insan sanıyor ve bu tuzlu sular, vitaminlerle iyileştirebileceklerini düşünüyorlardı.
"Tolga, lütfen zorluk çıkarma. İyi değilsin. Bunlar sana iyi gelecek."
"Ne zaman iyi geldiler anne?"
"Ne yapalım Tolga? İyileşmen için elimizden geleni yapıyoruz. Sema Hanım da gelecek şimdi."
"Beni iyileştiremezsiniz. Bir şey bildiğiniz yok." Bağırıyordum. Annem kırılmıştı. Gözlerinde görebiliyordum. Neden bağırmıştım ona? Anlayamadım. Açlıktan olmalıydı. Korktum. Herhangi birine saldırmaktan korktum. Annem çok üzgün görünüyordu. Beni sakinleştiren de bu oldu.
Hemşire tekrar branülü takmaya çalıştığında direnmedim. Serum bağlandıktan sonra yatağa uzandım. Hemşire bir şişe getirdi. Serumuma ilaç enjekte ediyordu. Bunu daha önce yapmamışlardı.
O kadar hızlı etki etmişti ki, sakinleştirici bir şey olduğunu anlamam kolay oldu. Etkisi kısa sürmüş olsa da, iyi gelmişti.
"Mira nerede?" Kapsülleri geri alamazsam, buradan asla çıkamayacaktım. Demir'le Kami telefonlarıma çıkmıyordu. Onları aramak istemesem de, mecburiyetten aramıştım. Barda beni soran adam her kimse onlarla olmalıydı ki, benimle iletişimi kesmişlerdi.
"Evde."
"Gelebilir mi?"
"Ders çalışıyor.. Sınav haftasıydı biliyorsun. Senin için rapor aldım, her sınav için tekrara gireceksin. İyileşince." Zorla gülümsemeye çalıştı. Ölümcül bir hastalığım var sanıyordu.
"Ben iyiyim anne. Hiçbir şey olmayacak. Tamam mı?" Elini tuttuğumda birkaç damla gözyaşı döküldü. Yüzündeki damlaları sildim.
"Bana bak. İyileşeceğim." İfadesizce bana bakıyordu. Sanki.. hipnotize olmuş gibi.
"İyileşeceksin." dedi ve gülümsedi. Sanki az önce benim için endişelenip ağlamış olan o değilmiş gibi. Annemi etkilemiştim. Ben ilk defa birini etkilemeyi başarmıştım. Vücudumdan bir ürperti geçti. Bu kadar zayıf düşmüşken, bunu becerebildiğime şaşırıyordum. Bir yandan ise gücün verdiği tehlike, damarlarımda akan kanı kımıldatıyordu.
İki gün olmuştu. Gelen giden yoktu. İyileştiğim yoktu ve açlık beni sarmaya başlamıştı. Hemşire birkaç ilaç içirmek için geldiğinde, onu etkilemeye çalışıp çalışmamak arasında kalmıştım. Ya beceremezsem ve ona 'bana kan alıp getireceksin' dediğimi herkese söylerse diye endişe etmeden edemedim. Aklımın yerinde olmadığını düşünüp hastaneye temelli kapatabilirlerdi.
Bana yaklaşmalarından hiç hoşlanmıyordum. Kokuları iştahımı kabartıyordu.
İlk günü atlatmayı başarmıştım. Hala her yer kararıyordu.. nefes alan her şey kızarıyordu. Anneme durmadan Mira'yı soruyordum. Bugün gelecek demişti. Umarım gelirdi. Umarım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN VE RÜYA: VAMPİRLER
FantasyTiyatro seçmelerinde boy gösterene kadar okulda hiç görmediği o öğrenci, Miranın ve tüm Paşalar sakinlerinin hayatını değiştirecektir. Bu sefer bir rüya değil ve vampirler buradalar.