Insanı korkutan sevdiğinin bağrıp çagʻirmaalrı herşeyi yıkmasından çok onun sesiz duruşudur sesizlik daha büyük cezadı insana
***Ferit
Sesiz sesi, ilerliyorduk konuşmuyorduk bile cidden benden sogmuşmuydu acaba minik narin serçem neydi ki derdi. O halde bırakmana kızgın bile değilim. Bir ses ver ne yaktı canını söyle be Vur, kır , parçala be serçem gıkım çıkarsa, ölüm çıksın o evden. Gecemin gündüzü kadın birşey söyle be diye yalvarir bakışlar atıyordum kafamda o kadar büyük kaoslar vardı ki. O kaosu o kargasayi bir susturan oydu simdi öylece susuyor.
Evin kapısını açıp içeri girdik hala suskundu öylece yerdeki halıyı izliyordu. Onun sesizliği ise beni boğuyordu. Ben konuşuyum diyordum ama neye kızdı neyden dargın bu kadar anlamıyordum
Kahveyi yapıp önüne koydum. Hala ölüm sesizliği. Bir şey demiyor hiç bir şey yapmıyor öylece halıya bakıyor. Kaldırdı kafasını bana baktı. Benden mi bekliyordu konuşmamı tamamdı da ne konuşacaktım. Kızan o küsen o iken ben ne konuşabilirdim. Beni istemeyen o iken ben ne yapabilirdim.
*****
AslıOdada bacak bacak üstüne atmış çayımı yudumlarken bir anda Tuncay bin başı odaya sol elinde Mert'le daldı. Baya elinde kaldırıp bana gösterdi. Bu arada Mert elde taşınacak büyüklükte değildi geniş omuzku kaslı 2 metre iri yarı bir adamdı. Gerçi time baktım burda bir cılız bendim. Ha bide sayarsak serçe.
Ama bu tuncay harbi korkunçtu bıyıkların altından gülünce çıkan benmbeyaz dişleri iri gövdesi. Beni bile ürkütuyordu yer yer. Mert alıp leblebi cuvali atar gibi kenara attı.
Aslı: hayırdır!
Tuncay: bunu ben neye eğitiyim!!
Aslı: o ne demek ya!
Tuncay: buzlu suya batirip cıkarıyorum gıkı çıkmıyor. Bez basıyom yok sarkı söylüyor sıcak su veriyom gık yok. Dedim sulak yerde yetişmiş boydan belli sırta canta koşturuyum yine gık yok keyif vermiyor ki al bunu.
Aslı: " elimi yüzüme çarptım" gel Mert gel ben sana yaptırıcağımı biliyorum! "Tuncay çıktıktan sonra pis sırıtışlarla bana baktı" oğlum ben seni nası adam edicem! Konuşarak yok! Kızarak yok! Ulan eğtime veriyorum gene ! Ben seni nasıl adam edeyim!
Mert: vallahi komutanım alışmadığım bir eğtim veremezsiniz(!)
Aslı: veririm veririm! " çay bardağını uzattım" çaycımsın benim hatta tüm timin!
Mert: ben çömez miyim Arifin işi o!
Aslı: sizin çömezinizi seçtim mi lan ben!!
Mert:" yüzü düşüp baktı" kaan'ın yerine mi adam seçeceksiniz!
Aslı: " yüzüm düstü benimde istemsiz" timin devirli olması lazım. Ama mecbur onun yeri hep kalıcak bizde. Ben ölsemde benim yerime biri gelicek Deli.
Mert: cenazeyeyi siz gördünüz! Neydi durum!
Aslı: nasıl olsun . Eşinin gözü yaşlı kucağında bir bebek. Karnında bir tane daha!
Hiç birşey yakmamıştı da canımı bebek ellerini uzatıp tabuta baba diye eğildi küçük çocuğa çektirilen bu acı ölüm ne bilmeyen o çocuğa içim daralmıştı.
Mert: bizimkiler nasıl olucak komutanım acaba!
Aslı: senin ki kalabalık olurda benimki çok dolu olacağını sanmam!
Mert: vallahi komutanım hiç sanmam ne benimkinde ailem olur. Nede sizinki boş!
Aslı: ailem yok asker benim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ
Teen FictionBu hikaye benim tamamen götümden uydurmam münasebeti ile yazılmıs olup gercekliğin hiç bir noktasına pandik dahi atmamaktadır. Tamamen zafi benim totodan atma ürünümdür Emircan dumaz misali fantazi dünyam rengaret yapcek birsey yok Ben Kuralsız per...