~Bölüm 5~

95.8K 2.7K 237
                                    

Medyada Kaan(Eylül'ün abisi)
Eve geldiğimde bu geceyi hiç yaşamamış olmak isterdim.Hayatımda hiç bu kadar kötü bir duruma düşmemiştim.Sonuçta haketmediğim halde 's*rtük' damgası yemiştim.Sizi bilmem ama ben bu tür konuları çok ciddiye alırım.Ha bu arada aklıma yeni geldi.Ben yarın işe nasıl gidicem?Off Can bey off.En iyisi yine dosyaları hazırlayayım ve sabah erkenden kalkıp işe gideyim.Yoksa kovulabilirdim ve hayatım daha berbat olurdu.Zaten annemin sorguları gün geçtikçe artıyor.Şimdide niye ağlayarak geldim diye başımın etini yedi.Annemi geçiştirdim.Daha yemek bile yemeden yarın ki planları hazırlamaya başladım.Saat 12:30 da bir kadınla yemeğe gidecekti.Neden gidiyo acaba.Neyse buna neden takıldığımı bilmiyorum ve umrumdada değil zaten.Dosya işi bittiğinde Azra'yla görüntülü konuştuk.Bu gece olanları ona daha ayrıtılı anlattım.Konuşmamız bittiğinde abim odaya daldı.
"Hu huu sizin köyde kapı çalınmıyor mu acaba?"
"Hu huu yarın seni işe bem götürücem"
"Aaa o neden?"
"Paşa gönlüm öyle istiyor"
Dedi ve yaklaşıp saçlarımı öptü.
"Gerçekten abi neden?"
"Yarın oralarda işim var güzelim"
"Abi lütfen sen.."
"Evet evett ben bir Ediz Çağıran değilim.Ama sen benim güzelimsin"
"Sağol benim yakışıklı abimm"
"Tamam gece gece bu kadar yalakalık yeter.Yat artık.İyi geceler"
"Sanadaaa"
Off yarın beni uzun bir gün bekliyor.

▶▶▶▶▶▶▶▶▶▶

Sabah olduğundan daha erken kalkıp duşa girdim.Üzerime giyecek bir şeyler bulmam her zaman uzun sürmüştür.Ve yine dolabın karşısında yaklaşık yarım saat geçirdim.Sonunda giyecek bir şeyler buldum ve mutfağa indim.Annem ve abim kahvaltı yapıyorlardı.
"Günaydın millet"
"Günaydın prenses"
"Hadi kızım kahvaltını yap"
"Anne canım hiçbir şey istemiyor.Biz çıkalım artık"
Diye abime kaş göz yaptım.
"Tamam sen çık geliyorum"
"Tamamdır"
Dedim ve ayakkabılarımı giyip çıktım.Abimde hemen geldi ve arabaya bindik.
"Prenses senin neyin var?"
"Yok bir şey abicim"
"Neden mutsuzsun.Dün akşamdan beri?"
"Yoo mutsuz değilim.Parti var dı ya yorgunum biraz"
"Tamam öyle olsun bakalım.Hadi geldik"
"Tamam abicim hadi görüşürüz"
Deyip abimi öptüm.Arabadan indiğimde karşımda Can beyi gördüm.Bakışlarına aldırmadan abime el sallayıp şirketten içeri girdim.Can beyin kahvesini alıp asansöre bindim.Tam kapıyı kapatıyordum ki biri engel oldu.Can bey.
"Günaydın Eylül"
"Günaydın Can bey"
"Eylül bak ben üzgünüm"
"Can bey gerçekten önemli değil."
"Hayır Eylül önemli."
O sırada asansör durdu ve Can beyin odasına geçtik.
"Otur şöyle"
Deyip masasının karşısındaki sandalyeyi gösterdi.Hızlı hareketlerle geçip oturdum.
"Eylül bak dün akşam konuştuğun adam benim hatta bizim düşmanımız."
"Peki o zaman beni niye karşılamaya gönderdiniz?"
"Ben seni Haldun beyleri karşılamaya gönderdim Eylül."
"Hmm"
"Bu durumda da Serdar hala bizim düşmanımız oluyor.Ve ben senden yine özür diliyorum."
"Peki Can bey."
"Şimdi bugün yapılacakları söyle bakalım"
Dedi ve önündeki dosyaları karıştırmaya başladı.Bende bugün yapılacakları tek tek açıklamaya başladım.
"Biraz sonra Serdar beyle toplantımız var.Daha sonra saat 11:00 da tasarladıkları telefonu tanıtmak için Arslan bey gelecek.Saat 12:30'da da Alev hanımla öğle yemeği yiyeceksiniz"
Son cümleyi iğneleyici bir şekilde söylemiştim.
"Tamam Eylül çıkabilirsin"
Başımı aşağı yukarı salladım ve odadan çıktım.
"Hıh Alev hanımmış.Kim ki acaba ya.Ya sevgilisiyse.Yok ya sevgilisi olsa söylerdi.Off bana mı söyleyecek sanki."
Söylene söylene odama geldim ve bilgisayarımdan dosyaları düzenlemeye başladım.Biraz sonra Arda bey içeri girdi.Bende direk ayağa kalktım.
"Buyrun Arda bey"
"Hadi toplantıya"
"Peki geliyorum"
Dedim ve masamın üzerindeki dosyaları aldım.Arda bey önde ben arkada giderken yan odadan Can bey çıktı.bu sefer biz Arda beyle yan yana gidiyorduk Can beyse arkamızdan geliyordu.
"Tamam mısınız?"
"Abicim amma büyüttün ya sende.Alt tarafı bir toplantı."
"Ardaa"
"Bak Eylül bu hep böyle küçük şeyleri bile çok büyütür."
Can bey arkadan Arda beyin kafasına vurdu.Ve bende kendimi tutamayıo kıkırdadım.Arda bey
"Ha ha çok komik bunun eli nasıl ağır biliyor musun sen"
"Üzgünüm"
Dedim mahçup bir şekilde.O sırada Can bey de yanımızdan geçip önümüzde beliren odaya girdi.Biz de arkasından.Önümüzde bizi bekleyen sıkıcı bir 2 saat vardı.

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

"Eylül hadi gidelim"
"Pardon nereye Can bey?"
"Yemeğe Eylül.Hadi"
"Bende mi geliyorum?"
"Eylül.Hadi"
"P..peki geldim."
Deyip Can beyin peşine takıldım.Ben niye geliyordum ki.Şirketten çıkıp Can beyin arabasına bindik ve yaklaşık on beş dakika sonunda şık bir restauranta geldik.Yine Can bey önden ben arkadan gidiyorduk ki bir kadının bize el salladığını gördüm.Can beyi dürtüp
"Galiba şurada"
Dedim.Can bey gösterdiğim yere bakıp ilerlemeye başladı.Biz yaklaştıkça kadının yüzündeki gülümseme artıyordu.Tabi beni görünce gülümsemesi soldu.
"Hoşgeldin Cancığım otur şöyle"
"Hoşbulduk Alev.Şu konuşmak istediğin mesele neymiş söyle bakalım."
Beni işarer ederek.
"O kim Can?Onun yanında konuşamam"
Dedi.Bir yandan da bana iğrenir bir şekilde bakıyordu.
"Bu Eylül benim asistanım.Ne istersen onun yanında da konuşabilirsin"
"Hmm yani özel hayatımı da konuşabilirim.Öyle mi?"
Benim içtiğim su boğazımda kalırken Can bey
"Saçmalamayı kes Alev ne konuşacaksan doğru düzgün konuş!!"
Diye bağırdı.Ne yani gerçekten bu kadın Can beyle birlikte mi olmuştu.Oha yaa.
"Tamam canım sinirlenme.Ben şu sizin şirketin yeni çıkan telefonlarından almak istiyordum da."
"Saçmaladığının farkında mısın?Bunu herhangi bir mağazadan da alabilirsin."
"Belki ben senden almak istiyorum"
"Alev başka bir şey yoksa gidiyorum."
"Güle güle.Bu arada yeni s*rtüğün güzelmiş"
Aha ben iki günde bu kadar hakareti kaldıramam ama.İki adımda yanına gidip kolyesini tuttum ve çektim
"Bana bak asıl s*rtük olan sensin tamam mı.Tanımadığın birinin yanında bile özel hayatından bahsediyorsun.Ki eminim bu her zaman yaptığın bir şeydir."
Dedim ve yakasını bıraktım.Can bey ise bana şaşkın gözlerle bakıyordu.
"Can bey gidebilir miyiz artık?"
"Tamam hadi yürü bakalım"
Dedi büyük bir şakınlık içerisinde ve restauranttan çıktık.Can bey evimi daha önceden de bildiği için beni evime bıraktı.İkimiz de arabadan indik ama o sırada annemle abim kapıdaydılar.Annem fırsat bu fırsat konuştu
"Hoşgeldiniz.Buyrun içeri"
"Sağolun zahmet olmasın"
"Yok oğlum ne zahmet olacak hadi geçin içeri"
Dur bir saniye annem oğlum mu dedi.Ya bu ne samimiyet.O sırada Can bey bana baktı elimle içeriyi gösterdim ve hep beraber girdik.Abim kapının eşiğinde beni tuttu
"Kız kim bu?"
"Şşt abi patronum Can bey"
"Heee tamam"
Abime güldüm ve içeriye geçtik.Şimdi sıra tanışma faslında.

PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin