Eve geldiğimizde her yer çok pisti.Tabi annem hastanede,abim de annemle olduğu için eve uğrayan yoktu.Ve temizlik işi bize düşmüştü.Ben hemen yukarı çıkıp üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum.Banyo yaptım ve rahat penye türü bir eşofman ve kısa kollu bit tişört giydim.Daha sonra saçlarımı kurutup bizimkilerin yanına geldim.Hepsi koltuğa yayılmış yatıyordu.Can bey hariç.Biz hepimiz bu kadar rahatken o nasıl diken üstünde durur gibi duruyor hiç anlamıyorum.Üstelik başını da telefondan ayırmıyor.Yani ben olsam telefonla oynarken koltukta oturur ve şekilden şekile girerim.Her neyse konu Can bey değil şu anda toplamammız gereken bir ev var.
"Heyy eğer yatacaksanız evinize lütfen"
"Off Eylül bir rahat yok"
"Ardacım sen bu evde rahat edebiliyor musun?" Arda yavaşça kafasını çevirip evi süzdü ve dudaklarını bükerek
"Haklısın.En iyisi siz evi toplayın biz sonra geliriz." dedi ve kapıya yöneldi.Hızlıca arkasından koşup kolundan tuttum.
"Yok öyle bir dünya.Herkes yardım edecek."
"Eylül kusura bakma ama ben bu işlerden hiç anlamam"
"Azra sana anlatır." dedim gülümseyerek.Gözlerini pörtletti ve
"Asla olmaz ben o deliyle hiçbir şey yapmam"
"Asıl ben senle bir şey yapmam be"
"Heyy burda emirleri ben veririm.Ve siz ikiniz,çabuk banyoya"
"Off taam"
"Taam ne be kıro"
"Azraa"
"Gidiyoruz Eylül tamam"
Sonunda onları gönderdiğimde Can bey kafasını telefondan kaldırdı.
"Can bey eğer işiniz varsa gidebilirsiniz."
"Hmm bu bir emir mi yoksa tercih mi?" dedi gülümseyerek.
"Hayır Can bey ben onu Azra ve Arda için söylemiştim."
"Sadece bir şakaydı.Neyse hadi ver bakalım bana bir bez."
"Nasıl yani?"
"Eylülcüm temizlik yapacağız dimi?"
"Pardon Can bey ben hemen getiriyorum bezi" dedim ve banyoya koştum.Azra ve Arda da elinde bezler ve kovalarla banyoda çıkıyorlardı.
"Azra bana iki tane bez,bir de Camsil versene" Azra elindekileri yere bırakıp kovanın içinden istediklerimi uzattı.Onlarıda alıp hızlıca içeri gittim.Bezlerden birini Can beye uzettım ve Camsili alarak camlara doğru gittim.Camsili bir iki kere sıktıktan sonra silmeye başladım.Perdeleri çıkardım ve yıkamaya attım.Azra'ya baktığımda mutfaktaydı ve yerleri siliyordu.Arda ise yere oturmuş elefonla oynuyordu.Elimdeki bezi Arda'nın kafasına fırlatarak
"Son durumu beğensene"
"Tamam bir dakika"
"Ardaa!"
"Off tamam"
"At bezi geri"
Arda da bezi aynı şekilde bana attıktan sonra içeri geçtim.Ben dün hastanede değil miydim ya ne çabuk iyileştim?Amaan neyse iyileştim ya sen ona bak.Ben bıraksalar kendi kendime ömür boyu konuşacağım ama izin vermiyorlar.Bakınız Can bey bana bir şey soruyor
"Eylül bu vazoyu nereden aldınız?"
"Her normal insan gibi bir mağazadan"
"Hayır öyle değil.Yani bu çok kıymetli bir vazo.Bir açık arttırmada aynısını görmüştüm.Dünyada bundan sadece 20 tane bulunur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum
ChickLitTüm umutlar tükenmişken en yakın arkadaşı sayesinde tekrar iş bulan,ve aşkın o tatlı duygusunu hissetmeye çalışan bir kızın hikayesi.. Bir patron ve sekreterinin maceralı ve bir o kadar da romantik aşkını bir de bu hikayeden dinleyin.