Düğün 2

24.4K 705 23
                                    


Misafirlerden sonra Can ve Arda son kontroller için çıktı.Azra'da bir arkadaşını gördüğünü söyleyip yanımdan ayrıldı.Herkes gittikten sonra rahat bir nefes aldım ve geniş pencereden kafamı çıkardım.Buranın şehir merkezinden uzak olması büyük avantajdı.Mis gibi deniz kokusunu içimde hissediyordum.Bu kadar stresi atmanın kolay yolunu bulduğumu düşünürken içeri biri girdi.

Ahmet Akyüz.Pardon,DÖRT.

"Vay canına! Eylül muhteşem görünüyorsun."

İğrenç bir ifadeyle suratına bakıp yüzümü ekşittim ve

"Ben senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama."

diye karşılık verdim.Söylediğim şey ona komik gelmiş olmalı ki,o yüzünden hiç gitmeyen aptal sırıtışı daha da yüzüne yayılmıştı.

"Ah güzelim,bu kadar sert olmak zorunda mısın?"

"Peki sen bu kadar yavşak olmak zorunda mısın?"

"Şşt,senin gibi birine bu laflar hiç yakışmıyor."

Sinirlerim gerilirken cevabım gecikmedi

"Yerine gidiyor ya,sen ona dua et."

Yüzünde ki gülümseme biraz olsun solarken,içeri Can girdi

"Eylül hayatım hazır mı...Senin ne işin var lan burada?"

Ellerini teslim olmuş gibi havaya kaldırdı ve yavaşça kapıdan çıkmak için hazırlandığı sırada arkasından gelen polis memuruna çarptı.Ben anlamaz bir şekilde Can'a bakarken,o da bana baktı ve gülümsedi.

"Can Bey haber verdiğiniz için teşekkürler.Size mutuluklar."

Polis memuru eline kelepçe taktığı Dört'ü aldı ve arabaya koyarak götürdü.

"Can ne oluyor?"

"Şerefsiz hapisten kaçmış.Bir de korkmadan düğüne geliyor."

"Kimse gördü mü?"

"Hayır sadece bizim haberimiz var.Zaten arka kapıdan çıkardılar.Hiçbir sorun yok."

Başımla onayladım ve kollarımı beline doladım.

"N'olur bir aksilik daha olmasın."

İçeri dalan Azra sayesinde sarılmamız bölünmüştü.Garip,bizi ayıran hep Arda olmuştu oysa ki.

"Gençler,bir sorun var."

Ellerimi 'Ciddi misin?' der gibi yukarı kaldırdım ve

"N'oldu yine?"

diye söylendim.Artık ağlayacak duruma gelmiştim.

"Eylül senin şu dedikoducu teyzen var ya..."

"Evet n'olmuş Hafize Teyze'ye?"

"Gazetecileri buraya çağırmış."

Can'ın sessiz bir küfür mırıldandığını duydum.

"Ah,hadi ama! Hafize Teyze nereden bilsin gazetecilerin numarasını?"

"Garsondan almış.Çocukla gidip konuştum,'Niye bize sormadın önce' diye ama çocuğu da kandırmış 'Onların haberi var' demiş."

Can'a baktığımda biriyle konuştuğunu gördüm.Konuşması bitince telefonu koltuğun üstüne attı ve yanıma gelerek elini belime koydu.

"Artık bir sorun yok,gazetecileri hallettim.Ama düğünden sonra fotoğraf için buraya gelecekler.Ancak böyle ikna edebildim."

PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin