"Anne ben üzerimi değiştirip geliyorum"
"Tamam kızım"
Hızlıca yukarı çıkıp bir kot şort birde sporcu atleti giyip aşağıya indim.Annem Can Beyle sohbeti koyulaştırmıştı.Ben yanlarına gelince annem konuşmayı durdurdu.
"Ben size yiyecek bir şeyler getireyim"
Diyerek salondan ayrıldı ve mutfağa geçti.Bende Can beyin karşısına oturdum
"Can bey kusura bakmayın annem biraz fazla konuşur ve çok inatçıdır,elinden kurtulamazsınız"
"Yo hayır,bence gayet tatlı biri"
Gülümsedim ve
"Eğer işiniz varsa gidebilirsiniz annem önem vermez böyle şeylere"
"Hayır herhangi bir işim yok.Ve bu tatlı bayanı üzmektense işimi erteleyebilirim"
Tekrar güldüm ama bu sefer bir şey söylemedim.
"Bu arada güzelliğinin nereden geldiği belli oldu"
Kafamı yerden kaldırdım ve gözldrimi sonuna kadar açtım.Can bey ise kahkaha attı.Çok güzel gülüyor be.Bencede.Ama konumuz bu değil.
"Şaşırınca da tatlı oluyorsun.Aynı kardeşime benziyorsun.Belki seni kardeşim yerine koyarım ha".Bu nasıl söz ya.Kardeşiymiş.Hah bende çok meraklıydım ona.Ama ben bunun altında kalmam.
"Peki o zaman sizde benim ikinci abimsiniz"
Aha bozuldu hem de çok fena bozuldu.O sırada annem mutfaktan ekinde tabaklarla geldi.
"Oğlum havuçlu tarçınlı kek yaptım.Yer misin?"
"Teşekkur ederim efendim.Zahnet olmuş."
"Aa oğlum ne zahmeti.Hem bana Canan teyze de."
"Peki Canan teyze"
Annem memnun olmuş bir şekilde gülümsedi.
"Ee oğlum siz nerede tanıştınız?"
"Şirketten tanışıyoruz Canan teyze.Eylül benim asistanım"
"Anladım.Eylül kızım niye daha önce böyle yakışıklı bir patronun olduğunu söylemedin?"
Başımı yerden kaldırdım ve tabir-i caiz ise ölümcül bakışlarımı anneme gönderdim.Annem de anlamamış olacak ki kafasını 'ne var' anlamında salladı.Bende çabamın boşa olduğunu anladım ve avuç içimi alnıma vurdum.Başımdan *şlap* diye bir ses çıktı.O sıra da da Can bey ayaklandı.
"Ben gideyim artık.Her şey için teşekkür ederim"
"Önemli değil oğlum her zaman bekleriz"
Can beyi kapıya kadar geçirdik.O da arabasına bindi ve gitti.İçeri girer girmez odama koştum ve Can beyi aradım.
'Alo Can bey'
'Ne o Eylül yakışıklı patronundan ayrı kalamadın mı?'
'Can bey kusura bakmayın gerçekten annem adına çok özür dilerim.Bazen düşünmeden konuşur'
'Yok,yok önemli değil.Sadece annen bana biraz fazla sıcakkanlı geldi.Malum benim çevremde pek böyle insanlar yok.Arda hariç'
Dedi ve güldü.
'..'
'Her neyse yarın saat altı gibi şirkete gel.Bavulunla birlikte.Trabzon'a gidicez iş görüşmesi için.Bir hafta orada kalacağız.'
'Tamam Can bey.Yarın ki planınızı hazırlamama gerek var mı?'
'Evet hazırla.Ne yapacağımızı mail göndereceğim.'
'Peki Can bey'
'Görüşürüz Eylul'
Telefonu kapattım ve hazırlanmaya başladım.Bavuluma bir kaç şort ve tişört koydum.Ama ben daha annemden izin almadım.Koştura koştura salona gittim.
"Anne,annecim,benim güzel annem"
"Ne istiyosun Eylül"
"Aa anne aşk olsun ama"
"Eylüül!"
"Ee tamam.Şey Can beyle birlikte yarın Trabzon'a gidicez.Olur mu?"
"Can bey kim kızım"
"Anne valla balıklar da bile daha uzun süreli hafıza var.Can bey hani bize gelen patronum."
"Aa o yakışıklı çocuk mu?"
"Anne gerçekten pes yani.Zaten bugün patronumun yanında da rezil ettin beni"
"Aman nolmuş kızım.Doğru söze ne denir."
"Of anne of."
"Tamam hadi git bavulunu hazırla"
"Tamam hazır zaten"
Deyip annemi öptüm ve yukarı çıktım.Bavuluma bir kaç tane elbise ve tulum ekledim.Bir hafta ne iş görüşecekse.Bavulumu hazırlamam bittiğinde Azra'yı aradım.Şansa bakın ki o da geliyormuş.Ve asıl güzel olan şey ise karavanla gidiyoruz.Erken çıkmamızın sebebide buymuş.Malesef ki bende erken yatmak zorundayım.º•º•º•º•º•º•º•
"Ne yani Can bu da mı gelecek"
"Allah Allah istediğim yere gelirim kızım sanane"
"Off sus sen be.Gelme istemiyorum"
"İstemiyosan sen gelme"
"Off yeter artık yaa.Ne bu iki saattir sen gel,bu gelmesin!Bir dakika susun ya!"
Diye bağırdım en sonunda.Anladığıma göre Arda beyle Azra kavga etmişler.Ve doğal olarakta ikisi beraber gitmek istemiyolar.E benimde sabrım taştı en sonunda.
"Azra,Arda Eylül haklı.Abicim bir susun ya!"
"..."
"Evet.Şimdi kavganız bittiyse binin şu arabaya."
Bana baktı ve elini uzatarak
"Bayanlar önden"
Dedi.Bende elini tutup karavanın küçük merdivenine tırmandım.İçerisi gerçekten çok güzeldi.Yani tam bir hafta burda kalabilirdim.Azra da benimle aynı fikirde olacak ki karavana ağzı açık bir şekilde bakıyordu.Sertçe dürtükleyip
"Azracım görgüsüzlüğünü her yerde belli etme istersen"
"Kanka ama çok güzel burası ya"
Can bey dışarıdan seslendi.
"Kızlar biz yiyecek almaya gidiyoruz.On dakikaya döneriz."
"Tamam Can bey"
Can bey kapının girişine gelerek
"Eylül bana sadece şirkette bey de."
"Peki"
Can bey.. aslında düşüncelerimde de Can desem olur.Her neyse.Onlar.gittikten sonra bir şey farkettim.Burası çok pisti.Azra yı dürtükledim.
"Kanka burası çok pis"
"Ee nabalım"
Annem mod on
"Tüüü sen nasıl kızsın be kalk toz al"
"Yaa anneme bağlamasan olmuyo dimi"
"Hayır.Hadi konuşmada bez getir"
Azra oflayarak yerinden kalktı ve mutfağa gitti.Biraz sonra elinde pembe bir bezle geldi.Bezi suya batırarak etrafı silmeye başladık.Daha sonra Azra arabanın torpidosunda araba kokusu vardı.Hemen onu alıp sıktı.Meraklı.Ama bu koku bana çok tanıdık geliyordu.
"Azra ne kokusu bu?"
"Imm.Yağmur sonrası toprak"
"Yağmur sonrası toprak?"
"Evet.Eylülcüm anlama kıtlığın mı var canım?"
"Yok,yok neyse hadi geliyolar zaten"
Dedim karşıdan gelen Can ve Arda yı görünce.Bu arada kokunun tanıdık gelmesinin nedeni Can'ında yağmur sonrası toprak gibi kokmasıydı.Eminim bu kokuyu biliyorsunuzdur.Şahsen benim huzur bulduğum tek koku o.
"Eylüül niye ayakta dikiliyosun kapıyı açsana"
"He,haa pardon tamam"
Gidip kapıyı açtım.Can ve Arda elinde belki on tane poşetle karşımda duruyordu.Bende hemen poşetlere uzandım ve bir kaç tanesini tezgahın üzerine attım.İkisi de içeri girdiğinde Can'ın yanına gittim.
"Can bir gelir misin?"
"Efendim Eylül?"
"Ya şey,biz neden Trabzon da bir hafta kalıyoruz?Yani sonuçta toplantı bir gün sürmayecek mi?"
"Evet bir gün sürecek?"
Başka bir şey söylemedi.Bende yüzüne soru sorar gibi baktım.Kısa bir of çekti ve konuşmaya başladı.
"Bak şimdi Eylül, Azra ve Arda çıkıyolardı"
"Neee"
Elini ağzıma kapadı.
"Şşt sessiz ol."
Kafamı olumlu anlamda salladım.O da elini çekti.
"Heh şimdi oldu.Her neyse işte bunlar çıkıyodu ama bir kaç gün önce ayrıldılar."
"Neden?"
"Çünkü Arda bunu aldattı.Ama 'istemeyerek'."
"Pardon da nasıl 'istemeyerek' aldatıyo."
"Ya uzun hikaye.İşte bizim burda kalmamızın nedeni de bu."
"Ne?"
"Eylül sen biraz saf mısın güzelim?"
Hii bana güzelim dedi.Şimdi abim olsa sen bir Ediz misin derdim ama bu sözü ondan duymak bir güzel geldi.
"Can söyleyecek misin artık?"
"Bak Eylül şimdi bizim yapacağımız şey Azra ve Arda'yı barıştırma operasyonu"
Can konuşmasını bitirdiği anda gülmeye başladım.O da bana uzaylı görmüş köylü gibi bakmaya başladı.
"Eylül bu kadar komik olan ne?"
"Hiçbir şey Can sadece operasyon başlasınn!"Whoo yeni bölümle karşınızdayım.Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum
ChickLitTüm umutlar tükenmişken en yakın arkadaşı sayesinde tekrar iş bulan,ve aşkın o tatlı duygusunu hissetmeye çalışan bir kızın hikayesi.. Bir patron ve sekreterinin maceralı ve bir o kadar da romantik aşkını bir de bu hikayeden dinleyin.