Dört

29.6K 942 26
                                    

-Can o nasıl laf öyle ya!

-Ya hayatım gün gelicek o da olacak.

-Of tamam şu konuyu kapatabilir miyiz?

-Tamam canım.Ee sen neler yaptın? Azra nasıl?

-Daha iyi.Yani en azından babasını düśünmüyor.

-Anladım.Peki siz çalışın o zaman benimde az işim kaldı 1 sonra şirkete geleceğim.

-Tamam canım öptüm.

-Bende.

Telefonu kapatıp içeri girdim.Azra elindeki ekmeğin yarısına gelmiş Arda ise son yudumlarındaydı.Ben daha başlayamamış olmamın üzüntüsüyle yavaş yavaş yanlarına doğru yürüdüm ve masanın karşısındaki sandalyelerden birini çekip oturdum.

"Ayrılamadın galiba sevdiceğinden."

Azra imalı bir ses tonuyla konuşunca koluna sert bir şekilde vurdum.

"Sanane be!Hem senin sevdiceğin yanında diye bana nispet yapma."

Sevdiceğin derken üzerine bilerek baskı yapmıştım.Ama haklıyım yani.Bir yandan ekmeğimi yerken bir yandan da Azra ve Arda'nın evlenebilme ihtimalini düşündüm.Eminim haftada mutlaka iki kere kavga ederlerdi.

Bence tahminen ikizleri olurdu.Biri kız,biri erkek.Çünkü Azra'yla konuştuğumda Arda'ya bu konuyu açmış ve Arda'da biri kız biri erkek istediğini söylemiş.

Gerçi daha evlenmediler bile.Acaba Can'da benimle evlenmek ister canım.Yani niye istemesin ki? Bence Can bu sorumluluğu alacak kadar olgun biri.Yani en azından ben öyle düşünüyorum.

"Hu hu Eylül.Nerelere daldın gittin öyle?"

Azra önüme geçmis elini gözüme sokmak istercesine bir sağa bir sola sallıyordu.

"Noldu Azra?"

"Kızım iki satten beri sesleniyoruz duymuyorsun."

"Dalmışım ya kusura bakmayın."

"Nasıl dalmışsan artık boğuldun herhalde."

Arda kendi espirisine kahkahalarla gülerken biz aynı anda başımızı ona çevirdik ve Nur Yerlitaş stiliyle ona bakmaya başladık.

İki üç dakika sonra gülmesi kesildiğinde bize aval aval bakmaya başladı

"Ne? Bence espirim gayette komikti."

Azrayla ikimiz kafalarımızı 'hı hı tabi' anlamında aşağı yukarı salladık.Burnunu kıvırdı ve

"Neyse gidelim artık.Üç saatimiz kaldı."

"Giderken kahve de alalım."

İkiside beni başıyla onaylayıp önden yürümeye başladılar.Arda bizi odaya yollayıp kahve makinasının yanına gitti.

"Uykum var"

Diye sızlandım Azra'ya

"Can olsaydı uykunu açardı senin."

"Azra! Saçma sapan şeyler söylemekten ne zaman vaz geçeceksin?"

"Hmm bir düşüneyim...asla!"

Dedi ve odaya koştu.Bende arkasından koşacaktım ki belimden bir kol beni tuttu.Kendine döndürdüğünde bu kolların sahibinin Can olduğunu gördüm.

Yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu.Kollarımı boynuna dolayıp ona sıkıca sarıldım.

"Hani 1 saat sonra gelecektin?"

PatronumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin