Medyada Eylül'ün giydikleri ve Can Bey
Vee işte büyük gün.Sabah saat 7:00
gibi kalktım ve direk banyoya girdim.Güzel bir banyo yaptıktan sonra dolabımın karşısına geçtim.Çizgili siyah beyaz gömleğimi ve siyah şortumu yatağın üstüne attım.Ve iç çamaşırlarımı giydim.Daha sonra yatağın üstündeki kıyafetlerimi alıp üzerime geçirdim ve makyaj aynamın karşısına geçtim.Saçlarımı dalgalandırıp güzel bir eyeliner çekip kırmızı rujumu sürdüm ve hızla mutfağa gittim.Annem ve abim yeni uyanmışlardı.Annem masayı hazırlıyordu.Hemen gidip yanağını öptüm ve masadan bir salatalık aldım.Saate baktığımda daha on dakikam olduğunu gördüm.Ama sabah sabah temiz hava iyi olabilirdi.Telefonumu ve kulaklığımı çıkardım.Biraz şarkı dinlemek istiyorum.Bugün yeni işime başlayacak olmamın mutluluğuyla hareketli bir şarkı açmaya karar verdim.Ve Madonna'nın yeni çıkan şarkısı olan B*tch I'm Madonna'yı açtım.(medyada kesinlikle dinleyin).Şarkı bittiğinde Azra da gelmişti.
"Günaydın canım erken geldin"
"Sabah sahilde biraz koştum ve banyo yapip hemen çıktım.Kusura bakma"
"Önemli değil hadi gidelim"
Konuşmamız bittiğinde arabaya bindik.Yaklaşık on beş dakika sonra gerçekten çok büyük bir binaya geldik.Azra arabadan indi ve bana gel işareti yaparak içeri girdi.Ben arkasından ilerlerken gözüme bir kız çarptı.O da bana bakıyordu.Ayrıca çok bakımlı görünüyordu.Bakışlarında ise beni öldürmek ister gibi bir ifade vardı.Hemen ondan gözlerimi çektim ve Azra'nın arkasından ilerlemeye devam ettim.Asansöre geldiğimizde Azra 7 ye bastı ve yukarı çıkmaya başladık.
"Ah Eylül çok gergin görünüyorsun biraz rahatla"
"Bunu yapmak biraz zor"
"Gün geçtikçe alışacaksın.Hem Can genç biri yani senin halinden anlar"
"Umarım"
Dedim gülümsemeye çalışarak.Sonunda asansör durdu ve üzerinde MÜDÜR yazan odanın kapısını tıkladık.İçeriden gir diye bir ses gelince odaya daldık.Can Bey diye tahmin ettiğim kişi sandalyesinde arkasını dönmüş oturuyordu.Azra konuşmaya başladı.
"Can biz geldik"
Can mı?
"Aa Azra hoşgeldiniz sizi bugün beklemiyordum"
"Sürpriz oldu"
"Hmm iyi olmuş."
Daha sonra bana dönerek
"Sen Eylül olmalısın?"
"Evet Can Bey"
"Merhaba Eylül"
"Merhaba"
Dedim gülümsemeye çalışarak.
"Ee Can ben çıkayım siz konuşun"
Dedi ve beni bırakıp gitti.Hain evlat.
"Eveet Eylül gel otur şöyle"
Dediğini yapıp masasının önündeki sandalyelerden birine oturdum.
"Şimdi sana yapman gerekenleri anlatacağım beni dikkatli dinle"
Dedi elindeki dosyayı incelerken.Kafamı evet anlamında salladım.
"Öncelikle her sabah kahvem masamda hazır olacak.Saat dokuz gibi kahvaltıya gidiyorum.O yüzden bir saat boyunca beni rahatsız etme.Daha sonra sana önümüzdeki bir ay boyunca olacak bütün toplantıları ve görüşmaleri mail atacağım sende ona göre liste hazırlayıp her sabah önüme sunacaksın tamam?"
"Peki Can bey"
Dedim söylediklerini sindirmeye çalışırken.
"Tamam sorun yok o zaman.Bu arada şortun fazla kısa bir daha öyle şeyler giyme kızıl"
Anlamamış gibi ona baktım.Kızıl mı? Gerçekten mi? Başka lakap mı yok yani? Başımı olumlu anlamda salladım.
"Şimdi bir toplantım var ve sende katılacaksın"
"N..ne yapmam gerekiyor"
Ahh niye kekeledim şimdi ben?
"Sadece yanımda dur ve yapılanları izle öğreneceksin"
"Tamam"
Dedim ve Can beyin kapıdan çıkmasını izledim.Arkasından ben de geliyorken az önce gördüğüm o kız Can Beye sesleniyordu.
"Caan bekler misin hayatım?"
Hayatım mı?Bunlar çıkıyormu yani?
"Yeliz sana kaç defa bana hayatım deme demem gerekiyor?"
"Üzgünüm canım"
"Canım da deme.Farkında mısın bilmiyorum ama biz ayrıldık.Ve aramızdakı duygusal bağ tamamen kalktı."
Yeliz üzgün görünmeye çalışarak
"Tekrar özür dilerim"
"Tamam her neyse hadi toplantı başlayacak"
Can Bey sözünü bitirdiğinde ikimizde arkasına takıldık.Sonunda büyük kapılı bir odaya geldiğimizde Can Bey içeri girdi ve biz de arkasından.Can Bey masanın baş köşesine oturdu.Bende tam yanına geçecektim ki Yeliz salağı yerime oturdu.Can Bey ikimizi de süzdükten sonra
"Yeliz Eylül benim yanıma oturacak"
Haaha zafer.Noldu Yelloz.
"Tamam"
Yellozun suratı asıldı ama bir şey diyemedi.Bende fırsattan istifade Can Beyin yanına oturdum.Ama garip olan şey benim yanıma kimse oturmadı.Her neyse mutlaka biri gelir.Diye düşündüm ve toplantı başladı.Bir on dakika sonra içeri biri girdi.Gerçekten çok yakışıklıydı.Yani Can Bey kadar olmasada.Off ya ben patronuma aşık olamam.Neyse evet adını bilmediğim kişi gelip yanıma oturdu.Bana dönüp göz kırptı ve önüne döndü.Can Beye baktığımda bana sinirli bir şekilde baktığını gördüm.Hemen önüme dönüp toplantıyı dinlemeye başladım.Yaklaşık iki saatlik sıkıcı bir toplantının ardından Can Bey yerinden kalktı ve odasına ilerlemeye başladı.Tabi bende.Odasına girdiğimizde Can Bey bana dönüp
"Eylül hadi hazırlan öğle yemeğine gidiyoruz"
"Can Bey teşekkür ederim ama kabul edemem"
"Eylül senin fikrini sormadım hazırlan"
"Peki Can bey"
Askıdan hırkamı aldım ve Can Beye döndüm.
"Hadi"
Diyerek beni dışarı çıkardı.Ve arabasına geldik.Yaklaşık yarım saat sessizliğin ardından sahil kenarında güzel bir cafe ye gelmiştik.Arabadan inip cafeye girdik.Burası gerçektrn güzeldi.Can bey eliyle bir yer gösterip oraya oturmamı istedi.Oturduğumuzda yanımıza bir garson geldi ve ne yemek istediğimizi sordu.İkimizde makarna söyledikten sonra Can beyle biraz sohbet ettik.Makarnalarımızı yedik ve daha sonrasında Can bey beni evime bırakmakta ısrar etti.Ve onun dediği gibi de oldu.Arabadan inerken Can beye bol bol teşekkür ettim ve eve girdim.Aslında bugün o kadar da kötü değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronum
ChickLitTüm umutlar tükenmişken en yakın arkadaşı sayesinde tekrar iş bulan,ve aşkın o tatlı duygusunu hissetmeye çalışan bir kızın hikayesi.. Bir patron ve sekreterinin maceralı ve bir o kadar da romantik aşkını bir de bu hikayeden dinleyin.