27.✨

164 22 8
                                    

Elindeki kaşığı masanın üzerine bıraktı. Diğer elindeki kadehinden bir yudum aldı.

Gözünü bu kez saate dikti, akşam onu geçiyordu. İrislerini devirip telefona döndü.

Telefonuna gelen iki üç mesajın Cem'den geldiğini gördüğünde bakmadı ve koltuğa fırlattı.

Televizyonun olduğu masanın kenarında resmini gördüğünde hareketlendi ve gidip yavaşça eline aldı.
Cem ile çekildiği ilk resmiydi. Onun böyle bir resimden haberi bile olmadığını biliyordu.

Bu gerçek bütün hislerini çekerken teni acıdan ve kalbinin yavaşlamasından beyazladı. İlk kez tiksindiğini hissederken çekmecesinin birini açtı ve içinden kibrit çıkardı.

"Dilenci gibi sevgi dilendim Cem."

Tablodan çıkarıp buruk bir tebessümle kibriti yaktı. Kenarından tutuşturduğunda turuncu renk gözlerine yansımaya başladı.

"Sevilmeyi hak ediyordum, ediyorduk."

Aklına Kaya da gelirken Nisa'ya içinden küfür etti. Cem'e onu sevdiğini anlattığını hatırlamıştı. Resmen önemsiz bulmuş, Cem'e sorun olmadığını söylemişti.

Kaya için Nisa'ya nefretle doldu.

"Ama ederinden fazla fedakarlık yapmamalıydık."

Resim yavaşça yanıp kül olurken kapı çaldı. Gökçe resmi izlemeyi bırakıp kapıya yöneldi.
Elindeki şaraptan bir yudum alıp yavaşça boğazından yuvarlarken kapıyı açtı.

Siyah kapşonlusunu kafasına kadar çekmiş Kaya'yı gördüğünde gülümsedi.

Geri çekilip girmesini bekledi.

"Ben gelmeden başlamışsın."

"Merak etme bolca var."

Kaya güldü. Kafasını onaylamaz bir ifade ile salladı. Gökçe'nin elindeki şarabı aldı ve kendisi içti.

"Çok fazla içki kullanıyorsun. Tamam bende içiyorum fakat birkaç ayda bir arkadaşlarla. Sen, çok ayrı bir seviyesin."

Gökçe omzunu silkti. Canı sıkıldığında içerdi.
Canı demek ki hep sıkkındı.

"Kafamdaki problemleri susturmak için içerim."

"Bundan sonra daha seni ayık göremeyecekler o zaman."

Gökçe gülerek salona girdiğinde her zamanki koltuğa oturdular.
Kaya yaslanıp nefesini rahatça verirken Gökçe devam etti.

"Belki kafam rahatlar. Tamamen yalnız kaldığımda, bırakırım."

İkisi de sustular. Gözlerinin buğulandığını hisseden Gökçe acıyla gülümsemeye çalıştı.

"Belki de içkinin küpüne düşerim belli olmaz."

"Düşmeyeceksin. Kendini tanımıyor musun sen. Ünlü adamsın ne yapacağını bilirsin. Hatta daha da ünlenip o piçe gösterirsin."

Mantıksız gelmemişti. Fakat şimdilik buna gücü olduğunu hissetmiyordu.
Gücü sadece düşünmeye yetiyordu. Biraz sonra ona da yetmeyecekti.

Direkt şişeyi açıp kafasına diktiğinde Kaya da kendisininkini aldı ve susamış gibi yarısına geldi.

Masadaki kaşıkları gördüğünde Gökçe'ye döndü.

"Ne için bunlar?"

Gökçe de ona döndü ve elini mutfağa doğrulttu.

"Dolapta dondurmam vardı yeriz diye düşündüm. Aç mısın?"

V.V.I.P. [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin