Hikayesine son gönderisini de attıktan sonra son model telefonunu yan koltuğa gelişi güzel attı. Sıkılmıştı. İstanbul trafiği onun bütün güzel ve bereketli enerjisini alıp götürmüştü.
"Evrenden bütün güzel enerjileri kendime çekiyorum..."
Kendi kendine Instagram'dan öğrendiği olumlamaları yaparken bir yandan yavaş yavaş arabasını hareket ettiriyordu. Güneşin altında parlayan kırmızı arabası gözüne parladığında kibirle gülümsedi. Gözlerini kapatıp evrenden bol huzur ve akşamki eğlence için bol mutluluk isterken on dakika sonra yolun açılmasıyla enerjisi yerine geldi.
O sırada telefonundan burç yorumlarını dinliyordu."Akrep burcu çok yakında hayatını tamamlayacak kişiyi bulabilir. Önünüzde bol bereketli günler var canlarım."
Gökçe güldü ve mırıldandı. Hayatı zaten para doluydu.
"Hayatımı tamamlayacak kişinin yerinden geldim zaten..."
Sinyal verip sola saptığında fazla yolu kalmamıştı. Telefonu çaldığında fazla uğraşmadan açtı.
"İnanamıyorum az önce hikayene attığın parlak siyah gömlek yirmi dakikada tükenmiş!"
Arkadaşının söyledikleri onun gururunu okşadı. Gözleri meşhur tatlı ve tok kahkahasıyla beraber kısıldı. Bileğindeki bir milyon liralık zarif bilekliğini hafifçe yukarı alıp direksiyonu tuttu.
"Bebeğim kiminle konuştuğunu unutuyorsun bazen."
Karşıdan kendini beğenmiş benzeri lafları dinlerken gözlerini devirdi. Tabii ki kendini beğeniyordu. O zirvedeydi ve parlıyordu.
Platin sarısı saçlarını arkaya gelişi güzel taradığında kendisine özel olarak gönderilmiş kaliteli şampuanının kokusunu hissetti.
"Şirkete ne zaman gelmeyi düşünüyorsun? Çıkaracağımız yeni koleksiyon için daha erken toplanmamız gerekiyor biliyorsun."
"Yalıdan geliyorum o yüzden trafiğe yakalandım. Ama şirketin önündeyim geldim sayılır sen herkesi topla gelince başlayalım."
Şirketin önünde durdu ve arabanın kapısını açtı. Hızlıca çıkıp anahtarı çalışana verdi. Aklına yeni aldığı siyah kısa montu geldiğinde arabasına geri dönüp koltuktan aldı ve omzuna geçirdi.
Telefonunu çantasına atıp asansöre geldiğinde birkaç bakışı çoktan yakalamıştı. Bakışlara ve ortamın ana karakteri olmaya alışkındı artık.
Asansöre binip yedinci kata bastı ve birkaç çalışanla beraber yukarı çıktılar.
Aklı bu kez kendine gelen mesajlara gittiğinde gülümsedi. Kalbi hafifçe hızlanırken telefonunu alıp açtı.
Onlarca mesajın içinden yanında kırmızı kalp olana tıkladı ve mesajına cevap yazılmadığını gördü. Gülümsemesi hafifçe küçülse de bozulmadı. İnce parmağını ekrandaki arama sembolüne dokundurdu ve telefonu kulağına dayadı.
"Efendim Gökçe."
Kalbi kendi ismiyle heyecanlanırken gülümsemesi istemsizce büyüdü. Asansör çoktan yedinci kata çıkmıştı ve işe çoktan gelmişti.
"Sana da günaydın hayatımın anlamı. Senin için aldığım kahvaltı paketini yiyip bitirdin mi?"
Karşıdan nefes sesi duyduğunda sabırla bekledi. Onun için her şeyi kendisi hazırlamıştı ve bizzat gidip masasına koymuştu. Arkadaşı Hande'ye küçük bir yalan söylemişti. Aslında başka bir şirketten geliyordu.
"Masamdaki kutuyu mu diyorsun?"
"Tabii ki. Senin için hindi fümeli sandviç ve sıkılmış portakal suyu hazırlamıştım. Taptaze, yediğin zaman anlamışsındır."
Beklentiyle konuşmasını bitirdiğinde vücuduna sevgisinin sıcaklığının yayıldığını hissediyor gibiydi.
"Yemedim. Açıkçası, garip bir koku geldiği için dışarıdaki masaya bırakmıştım. Sabah sabah midem bulansın istemedim."
Bir an yüzü düşer gibi oldu fakat hemen kendini toparladı ve gülümsemesini geri kazandı. Enerjisini korumalı, bütün güzel enerjisiyle sevdiği adamı kendine çekmeliydi.
"Sorun değil hayatım. Senin için hep hazırlayabilirim."
"Gökçe, gerçekten hiç vaktim yok ve bana yardımcı olmuyorsun."
"Özür dilerim. Senin için en bereketli taşları alıp odana koyacağım. Bol başarıların olsun diye."
Eli boynundaki küçük Ametist taşına gitti. Yıllardır taşını yanından ayırmıyordu. Ona da almalıydı.
"Sadece, zamanımızı iyi kontrol edelim. Sen de işine odaklan. Ve bir de,"
İlk kez seni seviyorum demesini beklerken nefesini tuttu. Yıllardan beridir beklediği sözdü. Lakin söylemese de olurdu, onun kendisine değer verdiğini biliyordu.
"Bana hayatım diye seslenmezsen memnun olurum. İsimlerimizi kullanalım."
Kalbi tekrar normal atışına döndüğünde çok üzerine gittiğini ve üzdüğünü düşündü. Çok darladığını hissetti ve biraz yalnız kalmak istediği kanısına vardı.
"Tamam Cem."
Telefonun kapanma sesi kulağına geldiğinde yavaşça çekti ve masanın üzerine bıraktı. Montunu askıya astı ve üstündeki siyah renkli bol gömleğin kollarını düzeltti. Telefonunu alıp toplantı masasına giderken vücudunu toparladı ve her zaman kameralara verdiği en mükemmel gülümsemesini takındı.
Ülkenin önde gelen markalarından Babyline'in sahibiydi ve ünlü bir modeldi. Kitleleri etkileyebilecek bir gücü vardı.
Sonuçta o Eseroğlu Holding'in bilinen ikinci varisiydi; Gökçe Eseroğlu'ydu.
İyi Okumalar dilerim Bea ❤️
İlk bölümü nasıl buldunuz :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V.V.I.P. [BxB]
ChickLit"Bu oyunun sonunda sen kadınını alacaksın, ben de erkeğimi. İkimiz de aşkımıza kavuşacağız."