"Dükkanımın kilitli tarafında bir tane televizyon var, yüzmeyi biliyorum ve lisede en sevdiğim ders... tarihti."
"Son söylediğin yalandı, en sevdiğin ders bence resim ya da tasarım dersiydi."
Nisa gülerek bu fikrini Gökçe ve Cem'e sunarken Cem Nisa'ya güvenmişti. Fakat Gökçe öyle düşünmüyordu. Kaya'nın bilerek son cümlesinde takılmış gibi yaptığını biliyordu.
"İlk söylediği yalan."
Gökçe büyük bir heyecanla Kaya'nın sözüne karşılık cevap verirken kahkaha attı. Hangisi yalan hangisi gerçek oyunu oynuyorlardı ve ikiye ayrılmışlardı. Gökçe böyle bir şey olmadığını hatırlıyordu. Orada sadece bitirilmemiş ayakkabılar, büyük bir masa sandalye ve bir sürü alet parça var olduğunu hatırlıyordu.
"Nisa onun en sevdiği dersi pek ala biliyordur Gökçe, yıllardır birbirleriyle arkadaşlar."
Gökçe kaşlarını çatıp Nisa'ya baktı. Kaya'nın üstü kapalı tebessümünü görürken gözlerini kıstı. Kendinden ve Kaya'dan emin olduğunu düşünüyordu.
"Onun dükkanına uğramıştım ama. Televizyon olmadığını hatırlıyorum. Eminim ki son dediği doğrudur, şaşırtmaya çalışıyor."
Nisa kafasını sallayıp güldü. Bir süre konuştuktan sonra Nisa'nın fikrine karar verdiler.
"Ben bile bilmiyorum bu arada."
Ogün rakiplerine karşı gülerek destek vermeye başladığında güldüler. Kaya da kahkaha ile Gökçe'ye yaklaştı ve elini tutup kazanmış gibi kaldırdı.
"Bilemediniz. İlk dediğim yanlıştı."
Gökçe gözlerini devirip Cem'e yaklaştı ve ikisine döndü. Hiçbir şey demeden çok şey anlatmıştı bile.
"Ama, hile yapıyor olabilirsin!"
Kaya Nisa'ya cidden mi dercesine baktı.
"Çalıştığım yerde televizyonun ne işi var kızım?"
Nisa kollarını bağlayıp tek kaşını kaldırdı. Altta kalmaya niyeti yoktu.
"Hiçbirimizi o yere sokmadığın için bilemeyebilirim. Yeni arkadaşın kadar olamadık."
Kaya Gökçe'ye yaptığı göndermeyi aldığında dikleşti. Yutkunup kaşlarını çattı. Gökçe de o istediği için öğrenmemişti, ilk geldiğinde gizlice gözetlediği için bilgi sahibiydi.
"Hiçbirinizin merak edip baktığı bir yer değildi? Ayrıca aynı sınıfı okuduk ve tarih hocamız en iyi hocaydı anasını satayım. Başka hiçbir dersi de sevmezdim. Tarihi de sonradan sevdim."
"Ben de Kaya girmemi istediği için girmedim. Onu bulamayınca odaya bir anlık giriş yapmış olabilirim."
Gökçe de kendi savunmasını yaptığında Zeynep elini savuştururcasına ortaya salladı ve dikkati çekti.
"Tamam ağlamayın öndeyiz. Şişeyi dibine kadar için. Sıra Gökçede, üç cümle söyle."
Gökçe Nisa yüzünden kaybedeceklerini fark etti. Sinirlenmişti. Esaslı düşünmeye başladı. Öyle şeyler söylemeliydi ki bilmemelilerdi. En tehlikelisi de Kaya'ydı ve onun takımı Kaya'ya güveniyordu. O ne seçerse onu kabul edeceklerdi.
Üstelik kaybeden takım yarın kahvaltı alıp odalarına getirecekti, gün boyunca istedikleri yapılacaktı. Böyle bir ödülün kaybedeni olamazdı.
Şişeyi hızla bitirip ağzını sildi ve boğazını temizledi. Kafasının hafiften güzelleşmeye başladığını hissetmişti.
"Ben, ailemin ortancasıyım. Küçükken örgü kursu almıştım ve,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V.V.I.P. [BxB]
Chick-Lit"Bu oyunun sonunda sen kadınını alacaksın, ben de erkeğimi. İkimiz de aşkımıza kavuşacağız."