18.✨

347 36 4
                                    

Gökçe elindeki şişeyi yavaşça kafasına dikti. Diğer eliyle de telefonundaki küçüklük resmini açmıştı. Gülümseyerek Kaya'nın yanına yaslandı ve resmini gösterdi.

Masanın üstünde hamurla oynayan Gökçe Kaya'ya sevimli gelmişti. Kahkahaya boğulurken elindeki şişe bir an Gökçe'nin beyaz ceketine döküldü.

"Çömezken ne fırlama duruyormuşsun."

Gökçe de onunla beraber gülerken kafasını sağa sola salladı. Abarttığını düşünüyordu. Ona da resim sormak istese de yetimhaneden çıktığını bildiği için sormadı. Küçük yudumlarla devam ederken Kaya daha hızlı gidiyordu.
Öyle ki Gökçe daha ilk şişesini bitirmemişken Kaya ikincinin sonuna geliyordu.

"Abart. Eminim senden usluyumdur."

Kaya kafasını hayır diyerek salladı. Hafif bir ciddiyete bürünürken gülümsemesini yitirmemişti.

"Yaramaz olmak istemedim. Olmamam gerektiğini biliyordum."

Gökçe suçluluk hissiyle Kaya'yı izledi. Konuşması iyice bozuluyordu. Onu ilk kez bu kadar sarhoş görüyordu. Evine ilk geldiği zaman bile bu kadar sarhoş görmemişti. Çenesinden akıp giden içkiye odaklandı. Almak istese de onun almasını bekledi.

"Senin aile hayatın nasıl? Yani anlatmazsan da anlarız sıkıntı yok."

"Babam evin sahibidir. Abim de veliahtı. Bu kadar."

"Senin durumunu biliyorlar."

Gökçe sadece içkisini dikti. Aklına Kaya ile ilgili yeni bir soru doğmuştu.

"Bu mahalleye nasıl geldin?"

Kaya gözlerini kısıp sanki geçmişe gidermiş gibi kafasını kaldırdı, odaklanmıştı.

"On yaşımda ayakkabıcı Fahri Amcam beni yanına almıştı. Bu mahallede evi vardı. Onunla büyüdüm, çalıştım. Çocuğu yoktu o yüzden dükkanını bana bıraktı. Evini de eşine bırakmıştı. Eşi memleketine döndü ben de onun işini devraldım. Ve daha da büyüyeceğim."

"Ne yapmayı düşünüyorsun? Sana yardımcı olmamı da istemiyorsun. Beni bu konuda istediğin kadar kullanabilirsin."

Kaya son sözüne karşılık tek kaşını kaldırdı ve kontrolsüzce Gökçe'ye yaklaştı. Ne kadar yaklaştığını kavrayacak kadar bilinçli değildi. Tamamen savunmasız biçimdeydi, bütün gerçekleri dökebilecek durumdaydı.

"Ben sana ne dedim? Neden bu hayatta hiç kimse benim kendi çabamla yükseleceğime inanmıyor? Mahalle kenarında büyüme adam olduğum için mi?"

"Ben sana inanıyorum. Bana ayakkabı yapmanı istiyorum. Yeteneğine inanıp ismimi vermeden destekleyebilirim."

Kaya gülümsedi. Şişesini masaya bırakıp elini Gökçe'nin yanağına götürdü. Hafifçe patpatlayıp tekrar yaslandı. Bu hareketi Gökçe'yi güldürmüştü. Yanağına bulaşan içkiyi eliyle temizledi ve o da içkisini bırakıp masadan soyulmuş bir elma aldı.
Ekşiliği ilk önce yüzünü buruştursa da devam etti.

"Bir gün iş hayatımda, aşk hayatımda yoluna girecek."

Gökçe bunun ikisi için de olması için evrene kendince enerji yolladı. Elini boynundaki ametist taşına attı ve oynamaya başladı. Gözleri kafasını kaldıran Kaya'ya döndü. Ona şevkat ve yumuşak bir bakış atıyordu. Bunu ilk kez görüyordu. Garip bakışlarını Kaya'ya yolladı.

"Bütün hayatımı yoluna sokmaya geldin. Hayatım utanıp senin için biraz yoluna girmeli."

Bu sözlerine karşılık güldü. Kendisine yaslanan adamı hafifçe itip koltuğa yasladı. Yine de tam itememişti. Tam yanında yaslanıyordu.

V.V.I.P. [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin