33.✨

381 52 14
                                    

Ayakkabının siyah derisi parlarken Kaya tekrar eliyle üstünden geçti. Önlüğüne elini silip tekrar eline bez alırken güneşin çoktan gittiğini fark etmemişti bile.

"Patron ben gideyim mi?"

Ali'nin sesini duyduğunda saate bakma ihtiyacı hissetti. Altıya geldiğini görünce izin verdi. Derin bir nefes aldı ve gözlerini tekrar kunduraya dikti. Yarım saate yakın bir süre boyunca dikkatini başka şeye vermedi. 

"Yarına hazır olur..."

"Ne hazır olur?"

Gökçe'nin meraklı sesini duyduğunda kafasını hızla arkaya çevirdi. Dükkanında tek olduğunu sandığı için hazırlıksız yakalanmıştı. Kapının sesini bile duymamıştı.

"Ne ara geldin?"

Gökçe'nin siyah trençkotunu inceledi. Uzun ve olgun biri gibi görünüyordu.

"Yeni geldim."

Cem ile kafede tartıştığından beridir görüşmemişlerdi. Kaya günlerdir ayakkabı yapıyordu. Sadece Nisa gelmiş, Cem ile arasını düzeltmesini istemişti o kadar. Ogün'ü ise hiç görmüyordu.

"Kaç gündür yüzümü görmüyorsun, biraz gözlerin ışık görsün dedim."

Kaya sahte ukala tavırlarıyla masasına yaslanan Gökçe'ye güldü. Gökçe trençkotunu çıkarıp masaya bıraktı ve bittiğini düşündüğü kudurayı alıp inceledi. Oldukça şık duruyordu. Kenarındaki H. Yazısını gördüğünde kafasını salladı ve Kaya'ya baktı. Onun da kendisini izlediğini gördü. Tepki bekliyordu.

"Çok güzel. Malzemesi diğer parlak ayakkabılar gibi değil. Hakan kesin beğenecektir."

Kaya yorgunlukla yaslanıp gülümsedi. Boynunu gevşetirken nefesini verdi. Uyumadığı gecelerine değeceğini biliyordu.

"Daha o adamla yakın olmak istemiyorum."

Gökçe sebebini sordu. Biraz fazla ısrarcı biri olduğunu biliyordu fakat bir iş adamı olarak tuttuğunu koparan bir yapısı vardı, bunu normal buluyordu. 

"Tabii, senin için farklı olabilir. Sonuçta yakınsın."

"Onunla tatilde tanıştım. Ben de çok yakın değilim."

Kaya dikkatle dinledi. Umursamaz bir tavırla kafasını salladı. Gökçe'ye yakın olmaya çalıştığını seziyordu. Onu kullanmak için diye sonuca varmak istese de değildi. Aynı güçte sayılırlardı.

"Bilmem. Benim hoşuma giden insan sayısı çok azdır zaten.

Gökçe güldü. Hala boynunu ovduğu için yüzünü göremiyordu ve kolunu aşağı indirdi.

"Umarım iyi tarafındayımdır."

Bu kez Kaya ukala bir tavra girdi ve yüzünü bilmiyorum dercesine buruşturdu.

"İlk gün sorsaydın, dövmek istediğim o nadir tarafta olurdun."

Gökçe memnun olurcasına kafasını salladı ve elini Kaya'nın boynuna attı. Hafifçe sıkıp masaj yapmaya başladı. Kaya ne yapmaya çalıştığını anlarken güldü.

"Şimdi?"

"Omzuma inersen... iyi olur."

Masajları daha da yumuşaklaşırken Kaya tek kaşını kaldırdı, sırıttı. Elini hafif bulmuştu. Kafasını hafifçe öne eğip devam etmesini bekledi. Gökçe'nin cevabı bekleyen tınısını duyduğunda dudaklarını araladı.

"Şimdi dövmek istemediğim kısma geçtin tebrikler."

Gökçe hızla omzunu sıkıp canının acımasını sağlarken Kaya acıyla gülerek elini çeken Gökçe'ye yandan döndü. Elini tutup omzuna koymaya çalıştı.

V.V.I.P. [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin