Soğuk suyunu bütün bu olanların üzerine içerken gözlerinin altı şişmişti.
Ve buna dair bir bakım yapma isteği yoktu. Zaten burada olduğundan kimsenin haberi yoktu. Diğerlerine de süslenme isteği yoktu.Sarı saçlarını geriye atarken masadan hafifçe doğruldu. Kaşları çatılmıştı, en azından Cem için süslenmeliydi. Onu kazanmak üzereydi.
Tamamen yalandan katlanmak için yaklaştığını söyleyen Kaya onu fazla sarsmıştı. Kalbinde adlandıramadığı bir kesik vardı.
Nisa'ya istemsizce nefret duymaya başlıyordu. Hayatında olan insanlar, o kız için yaşıyor gibiydi ve artık genel bir nefrete doğru ilerliyordu. Daha fazla kötüleştiğini hissetmemek için ayağa kalktı ve üstünü değiştirdi.
Ama bütün bunları ötelebiliyor, kendisine acı gerçeğin tokadını atabiliyordu. Nisa'ya olan acınası nefreti anında geçiyordu o zaman.
O zaten hiçbir zaman birisinin en'i olmamıştı.
Buruk gülümsemesini takındı ve aynada güneş kremini sürüp üstündeki salaş gömleğini düzeltti. Gözlüğünü ve şapkasını takıp telefonunu aldı.
Saat altıya geliyordu, kimsenin uyanmadığından emindi. Eşyalarını alıp aşağıya indi ve kendisi için ayarladığı arabaya binip denizin ücra bir sahiline sürdü.
Yaklaşık yarım saat süren bir yolculuktan sonra kenara çekti ve ayaklarını kuma bıraktı. O sırada telefonu çoktan titremeye başlamıştı. Umursamadan arabanın arkasındaki, havlusunu, küçük sepetini ve eşyalarını aldı ve sahilin bir köşesine serip gömleğini çıkardı.
Güneş, yeni açan ışıklarını Gökçe'ye usulca yansıtırken Gökçe saklamadığı o hissiz ve yorgun bakışlarını telefonuna dikti.
Cem üç kez aramış, mesaj atmıştı. Arkasından Hakan Holdingin torunu Hakan Kaya'yı gördüğünde kaşları çatıldı. İş konuşacak durumda değildi.
Bu saatte araması da uygunsuz gelmişti.Biraz daha aşağıya baktığında başka numara görmedi. Bununla birlikte kaşları gevşedi ve Cem'e mesaj yollayıp telefonunu serdiği örtüsüne fırlattı.
Ayaklarını dalgalara bırakıp ilerlerken gözlerini etrafta gezdirdi. Huzur vericiydi. Gülümseyerek ileriye gitti ve beline kadar suya girdi.
Ellerini gezdirip suya alışırken bir anda bütün bedenini suyun içine soktu ve geri çıktı. Elleriyle yüzünü ve saçlarını geriye attı ve toparlandı.
Zihninden geçen zehirli kelimeleri atmak istiyordu.
Benim bir değerim yok, yükten başka bir şey değilim cümlesi bütün saatler boyunca onu meşgul etmişti.
"Mahalle kenarından bir adam,"
Sözlerinin ne kadar aşağılık olduğunu biliyordu fakat kendisini kandırması için yollar deniyordu.
"Benim ne kadar değerli olduğumu nereden bilebilir ki?"
Aklından kısa kısa anılar geçerken bir an sarhoş olduğu gece geldi. Dudağına o sıcak dağılırken nefesini hızla alıp suya daldı.
Bir süre durup zihnini sakinleştirmek istiyordu. Hayatına Kaya'yı alıp ona değer verdiğini kabul ediyordu.
Kısa olmuştu fakat benzerliklerini görmüştü.Onun sadakatine ve duygularına güveniyordu, en azından düne kadar güvenmişti.
Bir an kolunu sertçe bir şey sardığında gözleri büyüdü ve nefesi kaçtı. Hızla suyun üstüne çekilirken korkmuştu.
Karşısında ona endişeyle bakan Cem'i gördüğünde korkusu dindi.
"Ne yapıyorsun sen? Ne kadar zamandır orada olduğundan haberin var mı senin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V.V.I.P. [BxB]
ChickLit"Bu oyunun sonunda sen kadınını alacaksın, ben de erkeğimi. İkimiz de aşkımıza kavuşacağız."