15- Gülümsemende asılı kaldı gözlerim

3.2K 425 165
                                    

12.11.2024

Acı ve dert unutulmazdı. Zihninin her bir kenarını kaplar, düşüncelerine su gibi sızardı. Yükü bir gram dahi hafiflemez, ağrısı bir saniye olsun geçmezdi. Ama insan bir süre sonra buna da alışıyordu elbet.

Omuzlarındaki yük güçlü kılıyordu onu ve zamanla bu yükü taşımak eskisi kadar zor gelmiyordu. Zihni, alışıyordu dertlerine ve zamanla çözüm aramakla bile uğraşmıyordu. Zira çözüm olmadığını kabullenmiş, başına gelecekleri bekliyordu usulca. Elleri avuçları bu denli boşken üstüne atılacak toprağı beklemekten başka şansı yoktu esmerin.

"Teşekkür ederim Yusuf abi." Diyordu küçük çocuk Ata'nın birkaç saat önce Yusuf için aldığı böreği yerken.

"Afiyet olsun yavrum." Dedi Yusuf çocuğa gülümseyip.

Mehmet abinin oğlu Ayaz ağzına attığı böreği çiğnerken kalemini tuttu ve tüm sayfayı dolduran A harflerini çizmeye devam etti.

"Yusuf dikkat et güzel yazsın!" Diye seslendi Mehmet abi arka masalardan birinde hesap işleriyle ilgilenirken.

"Ederim abi." Yusuf, dikkati dağılan çocuğu "Hadi devam et." Diye uyardı.

"Of bıktım Yusuf abi ya. Ne zaman bitecek bu okul?" Dedi Ayaz dudaklarını bükerek.

Güldü Yusuf. "Dur oğlum bıkmak için erken. Daha en baştasın."

"Ben gitmeyeceğim okula. Sevmedim okulu."

"Öyle deme..." dedi Yusuf çatalı alarak Ayaz'a bir dilim börek yedirip. "Bak ben okula gitmedim diye kimse beni işe almıyor. 'Cahil' diyorlar."

Çok isterdi diğer tüm insanlar gibi okula gitmeyi. Çoğu genç elindeki bu nimetin değerini bilmese de Yusuf'un içinde ukte kalan en büyük şeylerden biriydi okumak. Okul çıkışı sırtlarında çantayla evine dönen liseli gençleri görünce yüreğinde hep bir burukluk hissederdi.

Bu yüzden kardeşleri okusun diye elinden geleni ardına koymuyordu. Ben okuyamadım onlar okusun, kimsenin ağız kokusunu çekmesinler, başkasının eline bakmasınlar diyordu.

"Cahil ne demek?" Diye ağzı dolu doluyken konuştu Ayaz.

"Ödevini yap Ayaz. Bak yarım saat sonra okul var."

Ayaz burun kıvırıp A harflerini çizmeye devam etmişti ki aklına bir şey gelmiş gibi tekrardan başını kaldırdı. "Yusuf abi geldiğimde oyun oynayalım mı? Annem dayıma gidecek diye ben buraya geleceğim."

İstek dolu gözlerle baktı Yusuf abisinin yeşillerine. Yusuf çocuğu kırmamak için gülümseyerek "İşim yoksa oynarız." Dedi ve Ayaz'ın saçlarını karıştırdı esmer eliyle.

"Aslan kaplanısın Yusuf abi!" Dedi çocuk sevinçle ve hızlı bir şekilde ödevini yapmaya devam etti.

Yusuf ilk defa aldığı garip iltifatla güldü. Birkaç saat önce morali çok bozuk bile olsa bu çocukla uğraşmak kafasını dağıtmasını sağlamıştı.

"Bizim Adil kızını Ata Reis'e vermek istiyor. Geçen akşam yemeğe çağırmıştı Reis'i."

Yusuf duyduğu isimle duraksadı. Gözleri ve dikkati çapraz masada okey oynayan adamları buldu.

"Kızı okumuyor mu onun?"

"Bırakmış, evlenmek istiyormuş."

"Reis büyüktür ondan. Abisi sayılır, ne evlenmesi?" Diye atıldı pala bıyıklı bir amca.

"Yaşa bakmaz o işler."

"Ben hanımdan 15 yıl büyüğüm. Evlendiğimizde babası sanarlardı beni." Diyen adamla suratını buruşturdu Yusuf.

DİLHUN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin