18- Kıskançlık

2.9K 439 240
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

14.12.2024

Dört tane kız çocuğu. İkisi 16, biri 6, diğeri 7 yaşında. Bir tane de kırklarının sonunda kadın. Beşininde odağı tek kişi. Hayran hayran bakıyor, nazar duası okuyor veya 'benimle evlen' diye paçalarını çekiştiriyordu.

Yusuf siyah pantolonunun üstüne ütülü, jilet gibi bir siyah gömlek giymişti. Pantolonuna sıkıştırmıştı eteklerini, ilk iki düğmesi açıktı ve kollarını bileklerine kadar katlamış, esmer damarlı kollarını gözler önüne sermişti. Siyah saçlarına da eliyle verebildiği kadar şekilde vermişti.

"Yusuf abi benimle evlen!"

"Hayır o benimle evlenecek!"

Yusuf başını eğip gülümseyerek baktı kuzenlerine. Sabahtandır 'Yusuf abi benimle evlenecek' diyerek tartışıyorlardı.

"Ay abim olmasaydın kesin aşık olurdum sana." Dedi Berfin abisine hayranlıkla bakarken. Yusuf'un bu haline hiçbiri alışık olmadığı için kimse gözlerini ayıramıyordu esmer güzelinden. 

"Nazar edeceniz maşallah deyin hele." Dedi Fadime yenge gülerek.

"Maşallah!" Dediler dört ağızdan.

Yusuf "Abartıyorsunuz." Dedi cüzdanını cebine koyarken.

"Abartmıyoruz çok yakışıklısın!"

Esmer eliyle en küçük kuzeni olan Sümeyye'nin saçlarını karıştırdı. "Ben çıkıyorum, anca giderim herhalde."

"Dikkatli git oğul."

Dayısının bir arkadaşının oğlunun düğünü vardı bu gece. Dayısı gidemeyeceği için onun adına Yusuf gidiyordu. Şantiyeden dönünce duş almış, alalı birkaç yıl olmuş gömleğini giyip hazırlanmıştı. Öyle pek bir hazırlık değildi, sadece şık giyinmiş ve saçlarına biraz şekil vermişti. Ama normalde olan 'dilenci kılıklı' halinden çıktığı için normalden çok göze çarpıyordu yakışıklılığı.

Evden çıkıp çokta uzak olmayan düğün salonuna doğru yürümeye başladı. Bir tane sigara çıkarıp yaktı. Derince bir nefes alıp üfledi dumanı. O sigarasının sonuna bile varamamışken birisinin "Yusuf!" Diye bağırdığını duyunca irkilip arkasına baktı.

Kendisine doğru aceleyle yürüyen adamla adımları durdu. Ata'nın kuzeni Serhat'tı gelen. Yüzünde telaşlı, korku dolu bir ifade vardı ve elinde siyah bir poşet tutuyordu.

Yusuf sigara tutan elini indirdi. "Yusuf seni bana Allah gönderdi," dedi Serhat Yusuf'u gördüğü için sevinip. Elindeki siyah poşeti Yusuf'un eline tutuşturdu. "Kurbanın olayım şunu götür Ata Reis'e ver. Benim acil hastaneye gitmem lazım."

Yusuf eline tutuşturulan poşetle gözlerini kırpıştırdı. "Ne?" Dedi olanları idrak edemeden. "Ne hastanesi? Ayrıca bu ne?"

Serhat telaşla konuştu. "Annem kalp krizi geçirmiş, hastaneye gitmem lazım. Bunu da Ata'ya götürmem lazım. Allah aşkına benim yerime sen götür."

Yutkunup siyah poşete baktı Yusuf. "Başkasına ver, benim işim var."

"Yusuf lütfen, ona da acil lazımmış." Serhat kolundaki saate baktı. "Ata ocakta, biliyorsundur ocağı."

"Ne var bunda?" Diyerek poşeti açtı ama içindeki şey her neyse başka bir siyah poşete sarılmıştı ve ne olduğu belli olmuyordu.

"Önemli bir şey değil." Serhat eliyle omuzunu pat patladı. "Allah razı olsun. Bu iyiliğini unutmayacağım." Hızla arkasını dönüp koşar adımlarla yürümeye başladı.

DİLHUN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin