Önceki bölümü atlamayın ♡
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın yavrular ❤️
25.01.2025
17 yıl önce...
İstanbul"Terörist piç! Türkçe konuş Türkçe!"
Küçük çocuk toprak olmuş elleriyle yüzünü korumaya çalışırken sesli bir şekilde ağlıyordu. Bir yandan da "Dayı!" Diye bağırıyor, yardım istiyordu dayısından.
Kendisinden beş altı yaş büyük oğlanlar, duvarla aralarında sıkıştırdıkları çocuğa küfür ediyor veyahut gelişi güzel şekilde vuruyorlardı.
"Vurmayın, çok acıyor!"
"Türkçe söyle!" Dedi çocuklardan en büyük olan. Onu siyah saçlarından tutup kafasını kaldırmasını sağladı. Yusuf ağlamaya devam ederken yüzüne kapattığı parmakları arasından yeşil gözleriyle baktı çocuğa.
Daha İstanbul'a geleli on gün olmuştu. Anasının ölümünü kaldıramayan küçük bedenini günlerdir yatakta, hasta bir şekilde yatıyordu. Dayısı en sonunda onu yakasından tutup kaldırmış
'bu eve geldiysen çalışmak zorundasın' demiş, kalem tutması gereken oğlanı çalıştığı yere götürüp ellerine iş malzemesi tutuşturmuştu. Halbuki hasta kız kardeşi vasiyetinde 'evlatlarımı okut' demişti abisine. Fakat Osman, 'tek başıma beş boğaza bakamam' diyerek Yusuf'u bu yaşında iş hayatına sokmuştu.Yusuf yüzlerine korkudan irileşen, ağlamaktan kızaran gözleriyle baktı. Türkçe bilmiyordu henüz. Köyde hep Kürtçe konuşurdu herkes, İstanbul'a geldiğinden beri de yataktan kalkamadığı için pek öğrenme şansı olmamıştı. Karşısındaki çocukların ne dediğini anlasa da ağzını açıp onlara cevap veremezdi.
"Konuşsana küçük piç!" Diyerek karnına tekme atan çocuk yüzünden yerde iki büklüm oldu inleyerek.
"Anne korkuyorum, çok canım acıyor." Diye kendi kendine sessizce mırıldandı sesli nefeslerinin arasından.
"Küfür mü ediyorsun bize he!"
Çocuklar ona tekrardan vurmaya başlamışlardı ki arkalarından gelen "N'apıyorsunuz lan siz?!" Diyen adamla elleri havada durdular.
"Alparslan Reis geldi..." diye mırıldandı çocuklardan biri.
Uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü, bıyıklı bir adam durdu çocukların önünde. Yusuf acıyan burnunu çekip yerinde doğruldu. Başını kaldırıp kendisine çatık kaşlarıyla bakan adama baktı.
Reis diğer çocuklara dönüp "Ne yapıyorsunuz lan siz küçücük çocuğa?" Diye kalın sesiyle sertçe konuştu. "Utanmıyor musunuz on kişi bir kişiye girişmeye he?!"
Yusuf'u yerden kaldırmak için elini uzatmıştı ki esmer çocuk vuracağını sanıp korkuyla kendini geri çekti. Başını eğip gözlerini silmeye çalıştı toprak olmuş elleriyle. Fakat bu hareketiyle toz giren gözleri yanmaya başlamıştı.
"Korkma oğlum, bir şey yapmayacağım." Yusuf, ses tonu yumuşayan adama alttan alttan bakarken yine de ona yaklaşamamıştı.
Diğer çocuklar, dayısının çalıştığı yerin önüne gelmiş ellerindeki topu Yusuf'a gösterip 'Oyun oynayalım mı?' Demişlerdi. Topu ve diğer çocukları görünce hemen işini bırakmış, gülümseyerek onların peşine takılmıştı çocuk aklıyla. Çocuklar onu bilmediği bu sokağa getirmiş, sonra da sıkıştırıp vurmaya başlamışlardı.
"Anlamıyor ki ne dediğini abi, Kürt bu çocuk. Dağın başından gelmiş." Çocuk iğrentiyle baktı Yusuf'a.
"Abi babası teröristmiş bunun!" Diye atıldı çocuklardan biri. "Anası ölünce buraya gelmiş, annem dedi bana."