22- Mavi Güller

3K 469 196
                                    

Bölümü owidius 'a ithaf ediyorum ❤️

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

28.12.2024

Sabahlar onun için hep aynıydı. Güneşin altında hiç farklı olmamıştı onun günleri. Zor fakat sakin geçerdi sabahlar. Kendi düşüncelerinde boğulur, bedenini mahvedecek kadar çalışırdı. Fakat gece olup ay lacivert gökyüzünü süslediğinde ne yaşayacağı belli olmuyordu.

Eskiden geceleri 'Atilla bugün çağıracak mı' diye düşünerek veya Atilla'nın koynunda geçirirdi. Atilla ona her zaman farklı davranırdı. Aslında yaptıkları şey hep aynıydı ama bazı zamanlar Atilla ona karşı oldukça iyi davranıyor, sanki Yusuf'a hissettiği duygular takıntı değilmiş de gerçekten aşkmış gibi hareket ediyordu. Saçlarını okşar, kulağına güzel şeyler söyler ve her öpüşünde oğlanın yeşillerine bakıp gülümserdi.

Nadir yapardı bunu. Bazen Yusuf'un tamamen bittiğini fark ederdi ve oğlanı kendinden iyice soğutmamak için böyle davranırdı. O birkaç saatte Yusuf'un içindeki derin, boş kuyuya birazcık sevgi atar, oğlanı oyalardı.

Bazı geceler ise kıyameti andırıyordu. Öylesine korkunç, acı dolu geçerdi ki sabah ya bedeninin ağrısından ya da gururunun ağırlığından ayakta duramazdı Yusuf. Kaç defa 'beni kendime bu kadar rezil etme' diye ağlamıştı, bilmiyordu. Rezil hissediyordu, aynaya her baktığında kendinden utanıyordu. Bir de inandığı Tanrı'dan çok utanıyordu. Her avuçlarını açıp ondan yardım istediğinde gözlerini sel alıp götürüyordu. Bu günahı işlemeye devam edip, bir de rabbine sığınmak iki yüzlü hissetmesini sağlıyordu.

Şu aralar ise geceler olduğundan farklıydı. Atilla yoktu, ıslaklık ve ter yoktu, yorgunluk yoktu, uzun saatler, acı dolu inlemeler yoktu...

Ata vardı. Onun kendini sevdirmek için farkında olmadan verdiği tatlı çaba vardı. Onun gül kokan elleri ve temiz kıyafetlerinin kokusu vardı. Getirdiği yemekler vardı. Ve onunla geçirdiği hızlı geçen bir saatten sonra temiz bir şekilde yatağa girip çektiği uyku vardı.

Ata'yı asla affetmeyecekti. Kâbuslar görmesini sağlayan o gece, zihninde defalarca kez oynayan tekme ve yumruklar, kulaklarında çınlayan küfürler Ata'yı affetmesine izin vermiyordu. Ki oğlanın da onu affetmek gibi bir niyeti yoktu.

Ancak ondan ayrı durmak gibi bir niyeti de yoktu. Elinde olsa istemezdi bu adamın gözlerinde gördüğü şefkati, ses tonuna bile yansıyan sevgisini... ama işte, öylesine muhtaçtı ki buna engel olamıyordu kendine. Her seferinde onu tersleyip, isteksiz davransa bile işten döndüğünde evin kapısında Ata'yı görmek dudaklarında görünmez bir tebessüm oluşturuyordu.

Ata bir gün pat diye Yusuf'la olan tüm bağını, iletişimini koparsa ses etmezdi Yusuf. Eyvallah derdi ve Ata defteri onun için kapanırdı.

Fakat Ata, her şeye rağmen oğlana bu karşılıksız sevgiyi sunmaya devam ederse de hayır demezdi Yusuf.

DİLHUN -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin