Terliklerimle Gelsem Sana

75 18 15
                                    

Hastane koridorlarının solgun beyaz ışıkları gözlerimi acıtıyordu. Ellerim hâlâ titriyordu, parmaklarımın ucunda Kamuran'ın kanının ağırlığı vardı. Derin bir nefes almaya çalıştım ama her solukta ciğerlerime bir diken batıyordu. Başım ellerimin arasında duvara yaslandım. Elif içerideydi. Ameliyathanede...

Ameliyathanenin kapısına dikilen doktorun sesi kulaklarımda yankılanıyordu:

"Çok kan kaybetmiş. Ameliyat riskli olacak."

Risk...

Bu kelime bir hançer gibi saplanmıştı kalbime.

Onun için, Kamuran için, bu ameliyat hayata ya da ölüme açılan bir kapıydı.

Ve ben...

Hiçbir şey yapamıyordum.

Tıpkı daha önce olduğu gibi.

Yine ellerim boş, yine gözlerim yaşlarla doluydu.

"Allah'ım, ne olur onu benden alma," diye mırıldandım, yüzümü ellerime gömerek. Bir çift narin el omzuma dokundu. Başımı kaldırdım. Hilal.

" güçlü olmak zorundayız"

Gözleri kıpkırmızı olmuştu ama herkesi toparlamaya çalışmak için güçlü duruyordu...Teyzem, amcam, annem hatta abim herkes yıkılmıştı. Çaresizce önüne bakıp konuşmayan amcam. Birbirine sığınmış ağlayan teyzem ve annem. Karşıma duvarın dibine çökmüş abim ve elçin...

Başımı salladım ama gözyaşlarımı durduramıyordum. Güçlü olmam gerekiyordu, biliyordum.

Ama nasıl?

Hilal sessizce yanıma oturdu. Derin bir nefes aldı.

"Herkes hata yapar, Dilan. Ama önemli olan hatalarından ders alman. Abime bende çok kızdım ama o çok çaba sarfetti. Hayatı mahvoldu en dibi gördü. Bu noktaya kadar savaşarak geldi. Şimdi içerde abim güçlüdür çıkacağını biliyorum. Yine de... biliyorum bir ihtimal daha var."

Derin bir nefes alıp hızlıca gözyaşlarını sildi.

"Onu affet dilan. Çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorum. Ama bedelini ödedi. Her şeyin. Lütfen affet onu"

"Ben ona hiç küsmedim. Sadece mutsuz olduğu için kızdım. Afettim hilal ben onu çoktan afettim."

Titrek bir gülümseme belirdi dudaklarında. Sessiz bir teşekkürdü.

"Abim çıkacak ama savaşma sırası bizde, güçlü ol" dedi başını duvara yaslayıp gözlerini kapatırken.

Savaşmak mı?

Onu kaybetmeye dayanacak kadar güçlü değilim diye bağırmak istedim.

Savaşacak yüreğim kalmadı demek istedim.

Ama söyleyemedim.

Sadece başımı önüme eğdim. Sessizce ağlamaya devam ettim.

O sırada ameliyathane kapısı açıldı ve bir hemşire dışarı çıktı. Üzerinde kan lekeleri vardı, yüzünde derin bir endişe.

"Kan ihtiyacı var," dedi. "Acilen bağışçı bulmalıyız. Elimizdeki kan yeterli değil"

Hiç düşünmeden ayağa fırladım. "benim uyuyor kan grubum" dedim, sesim çatlayarak.

Hemşire beni kan almak için bir odaya götürdü. İğnenin koluma girmesiyle birlikte gözlerimi kapattım. "Kamuran, dayan," diye fısıldadım. "Sakın beni bırakma."

Kalbimde dua, dilimde yalvarış vardı. "Ne olur ne olur... Ona bir şans daha ver allahım..."

Abim de kan vermişti. Tekrar ameliyathane kapısına dönmüş aynı şekilde oturuyorduk.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 13 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kibarcık +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin