62. Bölüm: Ben Pes Etmem

9 2 0
                                    

Hakan, Melek’in ailesinin hapsedildiği zindana doğru hızla koşarken, arkasında beliren mavi dumanın farkına varmadı. Gökçe, bu dumanın içinden çıkıp aniden Hakan’a doğru hızla uçtu ve beklenmedik bir darbe ile Hakan’ı sırtından vurdu. Hakan büyük bir kuvvetle savrulup duvara çarptı. Acı içinde yere düşerken, Gökçe hemen onun yanında belirdi ve alaycı bir ifadeyle etrafında dolanmaya başladı. "Bana bak, aptal Hakan! BEN PES ETMEM. Seni burada bırakıp, bu insanları kurtarmana göz mü yumacağımı sandın, ha?" dedi ve sihirli güçleriyle Hakan’ı havaya kaldırdı.

Hakan, tüm gücüyle karşı koymaya çalışsa da Gökçe, onu sert bir şekilde yere çarptı. Hakan artık bitkin halde, yerde yatıyordu; kalkmaya çalıştığında ise Gökçe boynuna ağır bir darbe daha vurdu ve Hakan bayıldı. Hakan’ın hareketsiz bedenine bakan Gökçe, kollarını indirip derin bir nefes aldı. "Sana söylemiştim. Sen beni yenemezsin," dedi ve ardından yavaşça zindanda esir olan Melek’in ailesinin yanına yürüdü.

Zindandaki herkes ağır yaralıydı; dayanacak güçleri kalmamıştı. Gökçe, öfkeli gözlerle onlara bakıp, "HİÇBİRİNİZ BURADAN KURTULAMAYACAKSINIZ! Bunu aklınızdan çıkarın!" diye bağırdı. İçeridekiler, güçsüz ve umutsuz halde ona bakarken, Gökçe arkasını dönüp yerde yatan Hakan’ın bedenine doğru yürüdü.

Gökçe, Hakan’ın kolundan tutarak onu kaldırdı. O sırada etrafını saran mavi bir duman belirdi. Gökçe ve Hakan, bu duman içinde hızla kayboldu; zindanın soğuk ve sessiz havası, geride yalnızca korku dolu sessizliği bıraktı...

Kadir, Shadow’un tüm güçlerini çekip aldığında, Shadow simsiyah, boşluk gibi bir hale büründü. Artık ne duman çıkıyor ne de parlak gözleri parlıyordu. Hareketsiz bir gölgeye dönüşmüştü. Kadir, Shadow’un cansız bedenini yerden kaldırıp onu kendi alemine götürdü. Diriltilmiş ruhlar Kadir’in etrafında toplandılar; hepsi Shadow’un bu halini görünce şaşkınlıkla etrafına bakındı. Daha önce böyle bir şey görmemişlerdi.

Kadir, Shadow’un bedenini ağır adımlarla ruh zindanına taşıdı. Zindana ulaştığında, Shadow’un cansız bedenini buraya bıraktı ve etrafını güçlü büyülerle mühürledi. Kırmızı bir büyü tabakasıyla çevrelediği bu zindanı artık yalnızca Kadir açabilirdi. Ruhlar merakla Kadir’e yaklaşarak “Shadow’a ne oldu?” diye soruyorlardı; ancak Kadir sessizce oradan uzaklaştı. Geriye kalanlar, zindanın etrafında toplanarak Shadow’un cansız bedenine hüzünlü bakışlar attılar.

Dışarı çıktığında Kadir’in aklına kız kardeşi geldi ve gözyaşlarını tutamadı. Yumruğunu sıkarak, "Artık bana engel olabilecek kimse kalmadı. Gökçe, seni yok etmeye geliyorum…" diye fısıldadı. Ardından kendini siyah dumanların içine bırakıp hızla gökçenin laboratuvarına ışınlandı. Laboratuvara girdiğinde asansörün paramparça olduğunu fark etti. Asansör boşluğuna bakarak, "Ne oldu burada?" dedi ve sihiri sayesinde uçmaya başlayarak boşluktan aşağıya doğru süzüldü. Zemine indiğinde kapıdan geçip içeride ilerlemeye başladı. Her yerde kan lekeleri ve Gökçe’nin adamlarının cansız bedenleri vardı. "Burada ne olmuş böyle?" diye mırıldandı.

Hızlı adımlarla ilerleyip, içeriye girdi ve etrafa bakılırken hapsedilmiş insanları gördü. "Olamaz, olamaz…" diyerek onların yanına koştu. Hapsedilenleri görünce, "Merak etmeyin, sizi kurtaracağım," dedi. Ardından güçlü bir büyü yaparak zindanın demir parmaklıklarını kırdı. Kadir, iyileştirici büyülerini kullanarak yaralıları tedavi etmeye başladı. Sihiri, onları ölümden kurtaramayacak olsada yaralarını iyileştirerek direnmelerini sağlıyordu. Zeliha başta olmak üzere, tüm herkesin yaralarını tek tek iyileştirdi.

Sonunda büyük bir siyah duman bulutu oluşturdu ve hepsini Gölgeler Alemine ışınlayarak oradan kurtardı.

Kadir, ölümle savaşan Melek'in ailesini Gölgeler Âlemi'ne getirdiğinde, onların etrafını saran büyük siyah duman yavaşça dağıldı. Herkes Kadir ve yerde yatan yaralıları gördüğünde şaşkınlıkla ona bakıyordu. Kadir, etrafta dolaşan herkese seslenerek, "HERKES ETRAFIMA TOPLANSIN!" diye bağırdı. Onu duyanlar hızla Kadir’in yanına toplandı. Yaralıların perişan hallerini gören ruhlar şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı.

Harabe Köy: Saklı Gerçeklerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin