14.Bölüm

92 8 0
                                    

Odadan çıkması ile yataktan kalktım. O an cebimden bir şey düştü. Yere dönüp aldığımda abimin verdiği kart olduğunu gördüm. Şifresini üzerine yapıştırmıştı. Kağıdı elimde buruşturdum. Kartı da cüzdanıma koydum. Yüzüm gözüm birbirine karışmış haldeydi. Birkaç eşya alıp duşa girmeye karar verdim. Elimdeki kağıdı da banyodaki çöpe attım. Duşa girip çıktıktan sonra üstüme bir tişört ve pantolon giydim. Saçıma bir havlu sarıp telefonumu elime alıp odadan çıktım. Leyla abla yoktu. Evine gitmişti herhalde. Meltem, Fatma hanım, daye vardı salonda. Bende gidip yanlarına oturdum. Daye konuştu ilk.

"Nasıl oldun kızım?"
"Sağol daye. Sen nasılsın?"
"Şükür rabbime kızım."

Salonda ağır bir hava vardı. Ben gelmeden önce de mi öyleydi bilinmez ama ben yine de yanlarından kalktım.

"Nereye gidiyorsun gelin?"
"Bir şeyler atıştıracağım."
"Kahvaltıyı kaçırdın bir daha akşam yemeği hazırlanır artık bu evde. Bu da sana ders olsun. Kahvaltıya yetiş bir dahakine."
"Nasıl isterseniz Fatma hanım. Ben odama çekiliyorum o zaman."

Sinirle odama çıktım. Sabah Azad bundan hiç bahsetmemişti. Bende mutfağa girip bir şeyler yiyebileceğimi düşünmüştüm. Yine de bunu ona söyleyip ortalığı karıştırmayacaktım. Odama çıkıp telefonu karıştırmaya karar verdim. Baran ve Miraç abimin hatta yengelerimin numaraları bile kayıtlıydı. Ama bir kişi vardı ki "❤️kocam" diye kayıtlıydı. Emojiyi en tebede dursun diye koymuş olmalıydı. Gözlerimi devirip kişilerden "Azad" diye değiştirdim. Yine aynı yerdeydi. En tepede ama böyle daha iyi olmuştu. Bu konakta iyice sıkılmıştım. Dışarı çıkıp bari birkaç şey baksaydım. Hem abim para verdiği için artık daha da rahat alışveriş yapabilirdim. Azad'ı aradım. Birkaç çalışta açtı.

"Hira. Buyur bir şey mi oldu?"
"Yok. Ben baya bir sıkıldım da evde, biraz dışarıya gezmeye çıkabilir miyim diyecektim?"
"Tabi ama ben sana şoför yollayayım sen önce bir şirkete uğra. Kimliğini de yanında getir."
"Tamam."
"Ben şoförü şimdi yolluyorum. Hazırlan o zamana kadar. Görüşürüz."
"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp başımdaki havluyu çıkardım. Saçlarımı taradım. Gündüzleri sıcaktı. O yüzden salınık bırakıp üstüme bir elbise giydim. Öyle bir olayı yoktu siyah düz elbiseydi. Biraz yırtmacı vardı ama gayet hoştu. Altına siyah topuklu ayakkabılarımı giydim. Siyah bir çanta alıp içine telefonumu, kimliğimi, cüzdanımı atıp aşağıya indim. Kapının ağzında hemen Fatma hanım karşıladı.

"Ne oldu gelin gezmeye mi?"
"Hayır Azad çağırdı. Yanına gidiyorum."

Bunu demem ile bir adım geri attı Fatma hanım. Yüzünü buruşturdu. Ne yalanı söylemiştim ne doğruyu. Doğru Azad yanına çağırmıştı ama yalan gezmeye gidiyordum. Arkadan daye belirdi.

"Git kocanın yanına kızım. Sende ağzının payını almışsındır inşallah gelin."
"Aman ana ne haliniz varsa görün gidiyorum ben."

Fatma hanımın gitmesi ile daye ile vedalaşıp dışarıya çıktım. Kapımı açan şoförün olduğu arabanın yanına gittim.

"İyi günler hanım ağam."
"İyi günler..."
"İsmim Mustafa. Bundan sonra sizin şoförünüz olacağım. Siz numaramı kaydedin. Ağam bir ihtiyacınız isteğiniz olursa bana haber vermenizi söyledi."
"Sağol Mustafa."

Mustafa'nın numarasını kaydedip elimi uzattım. Ama şaşkın şaşkın baktı.

"Kusura bakmayın hanım ağam. Azad ağam elinizi tuttuğumu duyarsa hem elimi hem kafamı kırar."
"Olsun ben yine de tanıştığımıza memnun oldum Mustafa."
"Eyvallah."

İçeriye girip oturdum. Şoför de bindikten sonra sürmeye başladı. Yol boyunca cama kafamı dayayıp camdan dışarı baktım. En son kocaman bir binanın önünde durduk. Arabanın kapısı açılınca arabadan indim. Binanın önünde durdum. Neredeyse bizim şirket kadar vardı hatta belki de daha büyüktü. Kendimden emin adımlarla içeriye adımladım. Girişten lobiye doğru yürüyüp sarışın kızın yanına gittim.

"Afedersiniz ben birinin odasını arıyorum da yardımcı olur musunuz?"
"Kime bakmıştınız?"
"Azad Korhan."
"Randevunuz var mıydı?"
"Yok ama kendisi geleceğimi biliyordu."
"Sekreterine sormam lazım."
"Tabi bekliyorum."

Kadın bana sert bir bakış atıp bir numarayı tuşladı. Zaten oldukça kaba davranmıştı. Hareketleri beni bir hayli rahatsız etmişti.

"Sekreteri Azad beyin bugün çok dolu olduğunu söyledi. Randevunuz yoksa giremezmişsiniz,"
"Hanımefendi beni kendisi çağırdı. Lütfen."

Bu kıza nasıl anlayacaktım ki ben şimdi derdimi. Elim çantama gitti. Telefonu çıkartıp Azad'ı arayacaktım ki onun sesini duydum.

"Burada neler oluyor?"

ACILAR KONAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin