21Bölüm

333 11 1
                                    

Azad'ın işe girmesi ile bende salona geçtim. Herkes salonda oturuyordu. Bende gidip yanlarına oturdum. Ben oturur oturmaz Mizgin koşarak gelip kucağıma oturdu.

"Hira abla."
"Efendim güzellik."
"Senin ne zaman bebeğin olacak?"

Dediği şey ile dondum kaldım. Böyle bir şeyi şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Hamile kalmak şu an asla planlarım içinde yoktu. Hoş hamile kalabileceğim bir cinsel hayatım da yoktu. Gözlerimin şaşkınlıkla büyüdüğünü gören Leyla abla müdahale etti.

"Kızım gel buraya. Bunlar özel sorular. Sorulmaz öyle."
"Ama anne büyük dayem dedi ki bana kuzen gelecekmiş yakında."

Gözler bir anda dayeye döndü. O da ne demişim ki bakışı attı. Müthiş gerilemiştim.

"Ne demişim ki ben? Bugün yarın gelir. Bir ayı geçti evleneli bunlar."
"Hem Azad ağadır neticede abla. Dayem haklı. Aşiret bebek haberi bekler."
"Sussana sen Meltem. Karı koca onların bileceği iş bu."
"Meltem haklı Leyla. Bebek haberi gelmezse kuma gelir. Töreleri de unutmamak lazım."

Fatma hanımın son sözleri ile yüzümü buruşturdum. Benim üzerimden dönen muhabbetten rahatsız olmuştum. Fatma hanım huzursuzca oturduğu yerden kıvranıyordu. Sanki hamile olmamı istemezmiş gibi. Bende müsade isteyip kalktım. Odama geçtim. Yatağa oturur oturmaz düşünmeye başladım. En son ne zaman adet olmuştum? Evlendiğimden beri hiç. Ama çok üzüldüğüm ya da stres yaptığım zaman da geciktiği oluyordu. Onlardan biri olabilir miydi? Bunu kimseyle konuşmazdım şu an. Ama Azad ile konuşmak zorundaydım. Eğer bir bebek varsa ben annesi olduğum kadar babası da oydu. Ya ne bebeği ne annesi ne babası? Hani gençtim ben? Okuyacaktım. Şarkılar söyleyecektim. Yatağın üstüne bağdaş kurup ağlamaya başladım. Bir süre geçti ki üzerinden kapı çaldı. Panikle göz yaşlarımı silmeye çalıştım. Bu sefer kapıdan ses geldi.

"Hira, ablacım. Ben Leyla. Girebilir miyim?"
"Buyur Leyla abla."
"Ah kuzum sen niye ağlıyorsun? Eğer salonda konuşulanlardansa sıkma sem canını. Azad ile konuşur halledersin. Yaşın daha genç hemen çocuk sahibi olmanıza gerek yok."

Bir anda ağlamam şiddetlendi ve daha fazla ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Yaşım çok gençti. Nasıl anne olurdu benden? Ben daha çocuk gibiydim.

"Ablam kumaya ağlıyorsan ağlama. Azad kuma falan getirmez."
"Ona ağlamıyorum Leyla abla."
"Neye ağlıyorsun o zaman kuzum?"
"Leyla abla nolur kimseye söyleme. Bak sana çok güveniyorum."
"Tabi söylemem ablam."
"Ben galiba hamileyim."

Şaşkınlıkla bana baktı. Önce beni tarttı. Sonra sıkı sıkıya sarıldı.

"Sıkma ablam canını."
"Nasıl sıkmam? Daha ailem yeni vefat etti. Ayrıca yaşım çok genç. Ben daha anneye muhtacım. Nasıl anne olurum?"
"Hep beraber yardım ederiz. Sen bunları düşünme güzelim."

Ben daha ağlamaya devam ederken odanın kapısı pat diye açıldı. İçeriye Fatma hanım girdi.

"Bana bakın odalara kapanıp cırlamayın. Kardeşimle kızı gelecek hepiniz salonda olun."
"Anne böyle dalınır mı odaya?"
"Leyla bana diklenme. Salonda ol. Teyzen ve kuzenin gelecek diyorum sana."
"Tamam anne. Çık şimdi odadan."
"Ne haliniz varsa görün."

Fatma hanımın çıkması ile Leyla abla da çıktı. Bende yüzümü yıkayıp aşağıya geçtim. Misafirler geldi. Birkaç gün kalmalı gelen misafirlerimiz bana öyle bir bakıyorlardı ki sanki yiyecekmiş gibi. Ne kadar rahatsız olsam da misafirdir diye sesimi çıkarmadım. Akşam yemeği için sofralar kurulurken kapı çaldı. Azad'ın geldiğini tahmin edip kapıya yöneldim. Kapı çalışanlar tarafından tam açılmışken Zeynep midir nedir? Fatma hanımın yeğeni beni adeta savurtturarak kapıya ilerledi ve Azad'a sarıldı. Pardon?

"Hoşgeldin Azad ağam."

ACILAR KONAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin