Dondu kaldı. Gülüşü soldu. Kaşları havalandı. Anlamlandıramıyormuşçasına bana bakıyordu.
"Ne demek bu şimdi?"
"Duydun, üsteleme."
"Nasıl üstelemem. Karar sadece sana ait değil Hira. Karnındaki bizim bebeğimiz."
"Öyle bir bebek olmayadabilir. Hamileyim demedim. Şüpheleniyorum dedim."
"Diyelim ki hamilesin. Aldıracak mısın?"
"Azad, daha sadece on sekiz yaşındayım. Ailemi yeni kaybettim. Benim bir anneye ihtiyacım var şu an. Ben anne olamam."
"Ama ben bu bebeğin canını almak istemiyorum. Senin buna gönlün razı gelicek mi?"Bana atabileceği en hüzünlü bakışı attı. Vicdanıma oynuyordu. Doğru yere oynuyordu ama gardımı indiremezdim. Şu an olmazdı.
"Bakma bana öyle."
"Nasıl?"
"Caniymişim gibi."
"Öyle bir şey demedim."
"Öyle bir şeye getirmek istedin. Azad nasıl evlendiğimizi ne çabuk unuttun? Biz zorla evlendik. Berdel için. Kan dökülmesin diye. Dahası ben daha çok küçüğüm. Bir aydan biraz fazladır tanıdığım adamdan çocuk sahibi olmak istemiyorum. Hem kocaman bir gelecek var önümde. Sen de destek olacağını söylemiştin. Benim başka hayallerim var. Evlilik bile benim için bir prangayken ben bir de çocuk doğurmak istemiyorum."Azad heyecanla fırladığı yatağa geri oturdu. Başını ellerinin arasına aldı. Ne yapacağını bilemiyormuş gibi gözüküyordu. Alnını ovuşturdu. Bir hışım geri fırlayıp bana döndü.
"Bebeği aldırmak konusunda kararlı mısın?"
"Bilmiyorum. Daha bebek var mı onu bile bilmiyorum."
"Ne yapacağız peki?"
"Sabahı beklicez. Sonra hastaneye gidicez. Tahlil vericem. Sonuçlarına göre belli olur."
"Sabaha kadar beklicez yani?"
"Başka çaremiz yok. Sabaha kadar beklicez."
"Sabah doktordan sonra ne olacak?"
"Onu doktordan sonra konuşalım."
"Tamam. Nasıl istersen. Ama bil ki Hira ben evladının ölümüne sebep olmak istemiyorum. Ve eğer ki aldırmak istersen seni asla desteklemicem. Ondan sonrası senin bileceğin iş."Odayı terk etti. Odada yalnız kalmıştım. Daha düne kadar hayatım yoluna giriyor diyordum. Ama şimdi. Dünyam başıma yıkılıyordu. Hemen banyoya gittim. Uzun, upuzun sıcak bir duş aldım. Dua ettim. Lütfen, lütfen hamile olmayayım dedim. Stresten dedim. Stresten geciktin. Hamile değilsin. Yarın doktordan sonra her şey normale dönecek. Duştan çıkınca pijamalarımı giydim. Odaya döndüğümde Azad'ın hâlâ gelmediğini fark ettim. Yatağa oturup Azad'ı beklemeye başladım. Saat gece biri gösterinceye kadar bekledim. Gelmeyince endişelenip odadan çıktım. Çalışma odasına gittim. Kapının altından ışığın yandığını görünce orada olduğunu anladım. Kapıyı çaldım.
"Gelme."
Ona rağmen kapıyı açtım. Elindeki dosyalardan kafasını kaldırmadan azarlamaya başladı.
"Ana gelme demedim mi? Niye rahatsız ediyorsun, işim var."
"Özür dilerim. Bölmek istemdim."Sesimi duyması ile kapıdan kafasını uzatmış bana baktı. Kaşları bir anlığına serbest kaldı sonra tekrar çattı. Kafasını indirip işine devam etti. Bir yandan da bana kızıyordu.
"Niye hâlâ ayaktasın sen? Yat uyu dinlen biraz."
Odaya gidip masaya doğru yaklaştım. Masanın kenarına gelince dizlerimi kırıp çöktüm. Kağıdı tutan elinin tuttum. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. O da pür dikkat bana bakıyordu.
"Seni bekledim. Gel odaya gidelim."
"Sen git. Benim işlerim var."
"Azad yapma böyle."
"Bunu daha fazla konuşmak istemiyorum Hira. Kalbini de kırmak istemiyorum."
"Bende konuşmak istemiyorum. Ama şu koca konakta bir sen varsın Azad. Çok yalnızım. Lütfen."Gözlerime bakıp iç çekti. Onun ellerini tedirgince tutan elimi aldı ve kocaman avuçlarının içine sakladı. Dudaklarına yaklaştırıp bir öpücük kondurdu. Sandalyeden kalkıp elleimden tutarak beni de ayağa kaldırdı.
"Özür dilerim. Kızamıyorum sana da ama beni anla lütfen."
"Azad."
"Söyle."
"Sadece yatıp uyuyalım."
"Tamam. Sadece yatıp uyuyalım."
"Bunları yarın konuşalım."
"Gözlerinden uyku akıyor zaten. Bence de yarın konuşalım."Dediği şeyle bir tebessüm oluştu dudaklarında. Sonra da beni kucakladı. Çok uykum vardı. Onun kollarında kendimi uykuya teslim ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACILAR KONAĞI
RomanceBir berdel hikayesi. On sekiz yaşındaki genç bir kızın abisinin hatası sonucunda kendini başka bir şehirde, başka bir evde bulması...