29.Bölüm

126 8 0
                                    

İkimiz de konuşmadan sonra odaya çıkıp üstümüzü değiştirdik. Hiç konuşmadan yatağa yattık. O gece Azad göğsümde uyudu. Bu geceyi ve annesini bir daha açmamak üzere kapattım bende. Sürekli konusunu açmak onu üzmekten başka bir şey vermezdi elime. Ben bunu ise kesinlikle istemiyordum.

Sabah uyandığımda kalkıp yine menemen yaptım. Bir de pankek. Canım reçelli pankek yemek istemişti. Aşerme sayılır mıydı bilmiyorum ama deli gibi canım çekiyordu. Sofra hazır olunca Azad'ı uyandırmaya odaya gittim. Odaya girince Azad'ı yatakta göremedim. Banyodan su sesi gelince orada olduğunu anladım. Kıyafetlerini hazırlamaya üşendiğim için hazırlamadım. Ona doğru bağırdım.

"Ben çok acıktım. Kahvaltıya başlıyorum sen işin bitince gelirsin."

Herhangi bir ses beklemeden kapıyı çarpıp aşağıya indim. Sofraya oturup pankeke yumuldum. Azad sofraya geldiğinde benim iştahlı bir şekilde pankek yediğimi gördü.

"Afiyet olsun."

Ağzım dolu olduğu için başımı sallamakla yetindim.

"Kahvaltıya beklemek yok. Kıyafetlerimi seçmek yok. Pabucum dama mı atıldı yoksa?"
"Kıyafetlerini hazırlamaya üşendim. Çok acıktığım içinde yemeğe başladım. Seni bozmaz umarım."
"Bozdu. Senin seçtiğin kıyafetleri giymek hoşuma gidiyordu."
"Azad konuşma ye hadi her şey soğuyacak."

O da yemeğe gömülmüştü. Yemek bittikten sonra koltuğa uzanıyorduk ki bir arama geldi. Azad izin isteyerek çalışma odasına gitti. Ne konuştuğunu çok merak etmiştim. Sonra yanıma geldi.

"Nikah tarihi yaklaşıyor. İstediğin bir düğün falan var mı?"
"Yok. Şu an gelseler kıyaslar nikahı bile olur."
"Şaka mı yapıyorsun?"
"Aman Azad ne önemi var? Biz evleneli baya oldu zaten. Elalemi eğleyecek durumum da yok zaten."
"Bak ciddi misin? Bugün olsa bile evlenir misin?"
"Ciddiyim."
"Hira bak ben çok ciddiyim."
"Bende çok ciddiyim."
"Öyle gelinlik hayalin falan yok mu?"
"Dolapta bir sürü beyaz elbise var birini giyer geçerim."

Azad telefonunu alıp koşar adım çalışma odasına gitti. Geri döndüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Hazırlan o zaman."
"Neye?"
"Nikah memuru iki saat içinde gelecek."
"Ne?"
"Ciddiyim demiştin."
"Ciddi olduğunu söyledin de kaçık olduğunu söylemedin."
"Hadi git hazırlan."

Şoklar içindeydim. Hemen hazırlandım. Azad'da siyah takımlarından birini giydi. Bende omzu açık bir beyaz elbise giydim. Kapı çaldığında nikah memuru geldi. Birkaç saat önce kahvaltı yaptığımız masaya otuduk. Nikah şahitlerimiz ise Mustafa ile Ayşe hanım olmuştu. Memur hızlıca nikahı kıymaya başladı.

"Siz Hüseyin kızı Hira Doğan yanınızdaki beyefendiyi hür iradenizle eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
"Evet."
"Peki siz Rıza oğlu Azad Korhan yanınızdaki hanımefendiyi hür iradenizle eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
"Evet."
"Siz şahitlik ediyor misjnuz?"
"Evet."
"O zaman bende sizi karı koca ilan ediyorum."

Keşke sizi üç evetle uğurluyoruz esprisi yapsaydı. İmzalar atıldı nikah memuru evlilik cüzdanını çıkardı. Bana uzattı.

"Yuvayı dişi kuş kurar. Buyrun Hira hanım. Bir ömür mutluluklar dilerim."
"Teşekkürler."

Nikah memuru Azad ile el sıkıştıktan sonra gitti. Mustafa ile Ayşe hanım da tebrik ettikten sonra ortadan kayboldu. Biz ise az önce evlenmeye karar verdiğimiz koltukta oturuyorduk. Ben aniden yatar gibi oturduğum koltukta dikleştim.

"Neler oldu az önce öyle ya?"
"Gerçekten bende bu kadar hızlı beklemiyordum."

Elimdeki evlilik cüzdanına baktım. Ben bunu kesin kaybederdim. Bir hışım Azad'a uzattım.

"Ne?"
"Ben bunu kesin kaybederim."
"Saçmalama Hira."
"Ciddiyim. Resmi belge bu. Kesin kaybederim al sende dursun."

Elimdeki evlilik cüzdanını aldı. Kalkmadan yanımda oturmaya devam etti o bir şey söyleyecek gibi oldu ben bir şey söyleyecek oldum birbirimize döndüğümüz an burunlarımız dip dibe geldi. Yüzlerimiz yaklaştı. Dudaklarımız birbirine karıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ACILAR KONAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin