Sinirli ve hızlı adımlarla yanımıza geldi. Elimi tuttu. Keskin sert gözlerini lobideki kıza çevirdi.
"Karımı ne hakla içeriye almazsın?"
"Ama Azad bey..."
"Ne aması?"
"Sekreteriniz çok yoğun olduğunuzu ve hanımefendi ile bir randevu gözükmediğini söyledi."
"Bundan sonra Hira hanım istediği zaman girebilecek benim odada ya da şirkette olup olmamam önemli değil, anlaşıldı mı?"
"Nasıl isterseniz Azad bey."
"Sende kovuldun."Kız ağlamaya başladı. Evet bana kötü davranmıştı ama belki zor bir gün geçiriyordu. Belki de bakması geçindirmesi gereken bir evi, yakınları vardı. Bu kadar küçük bir olay yüzünden işinden atılması haksızlıktı. Ayrıca Azad'ın karısı olduğumu kimse de bilmiyordu. Tepkisi normaldi. Boştaki elimle Azad'ın kolunu tuttum.
"Kovulmasına gerek yok. Nereden bilebilir ki? İşini iyi yaptığı için kovamazsın onu. Ben kim olduğumu söylemedim. Sadece görüşmek istediğimi söyledim. Randevusuz bir yabancıyı içeri almadı sadece."
"Sen yabancı değil karımsın."Gözlerim kızın yaka kartındaki isme kaydı.
"Nesrin hanım bunu bilmiyordu ama."
Derin bir nefes aldı. Tekrar kıza döndü. Sesini sakinleştirmeye çalışıyordu ama yine de korkutucu çıkmıştı.
"Bir daha böyle bir şey yaşanmayacak. Artık öğrendin. Bir dahakine işinden olursun. Şimdi işine devam et."
"Teşekkür ederim Hira hanım, Azad bey. Artık öğrendim bir daha kesinlikle böyle bir hadise yaşanmayacak."
"İyi olur."Benim elimi daha çok sıkıp hızla asansöre doğru yürüdü. İçine binip en yüksek Kata bastı. Elimi çok sıktığı için canım acımaya başladı.
"Azad elim acıyor."
"Kusura bakma."Elimi gevşetti ama bırakmadı. Kapının önündeki sekreterine de aşağıda söylediği şeyleri söyleyip beni odasına götürdü. İçeriye girip elimi bıraktı koltuğu gösterdi. Gösterdiği yere oturdum. Kendisi de karşımdaki koltuğa oturdu.
"Hoş olmayan karşılama için özür dilerim. Hoşgeldin."
"Hoşbuldum önemli değil. Bende seni arayacaktım zaten hemen geldin neyse ki."
"Karşılamak için inmiştim. Böyle bir şey olabileceğini tahmin edemedim."
"Önemli değil."Çantamdan cüzdanımı çıkarıp içinden kimliğimi aldım. Masaya koydum ve Azad'a uzattım. Masaya eğilip öbür ucundan sürüyerek aldı.
"Getirmemi istemiştin."
"Evet nikah işlemlerini başlayacağım."
"Tamam."
"Özellikle istediğin bir tarih var mı?"
"Yok."
"Tamam."İkimiz de kısır döngü içerisine girmiştik. Ne konuşacaktık? Birbirimizin yüzüne bile bakmıyorduk. Daha doğrusu Azad bana bakıyordu. Gözünü bile kırpmadan. Ben ona bakamıyordum. En sonunda kalkmak için izin isteyecektim ki Azad konuştu.
"Kıyafet falan mı bakacaksın?"
"Hayır. Leyla abla ile çıktığımda onun büyük bir kısmını hallettim. Çok beğendiğim bir şey karşıma gelmedikçe bakmayacağım. Kitap almak istiyorum bugün."
"Kitap okumayı seviyorsun o zaman? Kitaplıktaki birkaç kitabın yerinin değişmesinden anlamıştım gerçi."
"Sende seviyorsun."
"Vaktim yok ama. O kitaplığın hepsini üniversitedeyken okudum."
"O zaman beraber gidelim. Sende kitap al istersen. Tabi yoğun değilsen."
"Erteleyemeyeceğim işler değil. Söyleriz Sevim hanım iptal eder öğleden sonraki tüm işlerimi."
"İşlerini ertleme istersen. Başka zaman yaparız."
"Bir şey olmaz. Bende biraz hava alırım hem. Çıkalım hadi."Ceketini aldı. Kapıyı açtı. Çıkarken elini belimde hissettim. Sevim hanıma işlerini ertelettikten sonra asansör ile tekrar dışarı çıktık. Mustafa hâlâ kapıda bekliyordu. Ona başıyla selam verip kendi arabasına doğru yürüdü. Kapıyı açıp oturmamı bekledi. Sonra kendi oturdu. Güneş gözlüğünü taktı. Böyle oldukça karizmatik gözüküyordu. Bana döndü.
"Başlamak istediğin bir yer var mı?"
"Bilmiyorum öyle spontane karar vermiştim zaten."
"Tamam o zaman ben seni kitapları hep aldığım yere götüreyim"
"Olur bana fark etmez."Böylece yola çıktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACILAR KONAĞI
Storie d'amoreBir berdel hikayesi. On sekiz yaşındaki genç bir kızın abisinin hatası sonucunda kendini başka bir şehirde, başka bir evde bulması...