Bölüm 41 Hoşçakal

1.8K 107 19
                                    

Bu bölümüde yazdım ama kısa oldu.

"Niye öyle bakıyorsun Selim?Annenle babamı baban öldürdü."

"Ben bunu zaten biliyorum."

İstemsiz olarak bir adım geriye attım.Bile bile bana söylemedimi?

"Biliyormuydun?"

"Ben her şeyi biliyorum."

"Her şey derken?"

"Babamın sana söylediği her şüyi biliyorum ben."

"Nasıl?Sen benimle dalgamı geçiyorsun Selim?"

"Hayır dalga geçmiyorum biliyorum sana zorla ayrıl dedi Selimden."

Başımı iki yana sallayıb göz yaşlarımı sildim.

"Benim sabahtan beri neler çektiğimi sen biliyormusun?İçimde fırtınalar kopuyor boğazımda düyüm oluyor ve sen bana ben her şeyi biliyorum diyorsun."

"Özür dilerim söyleme gereği duymadım çünkü çok saçma bir şey bu yani bababın bi lafıyla bende ayrılmazsın."

"Bana kardeşini öldürümi söyledi.Sen bunu ban nasıl söylemmezsin ya."

"Şebnem sakin olurmusun boş boş konuşuyor bi halt yapamaz."

"Ya ben sabahtan beri ölü gibiyim korkudan ölüyorum burda son boş boş konuşuyor diyorsun." Yaklaşmak istediğinde geri çekildim.

"Dokunma bana.Rahat bırak beni yalnız kalmak istiyorum."

"Şebnem yapma lütfen." Dinlemeden yukarı çıktım.Peşimden geliyordu.

"Bi durumusun."

"Git başımdan Selim git." Odaya girip kapıyı kapattığımda eliyle durdurub içeri girdi."

"Lütfen dinlermisin beni."

"Bence bir süre ayrı kalalım Selim gerçekten yoruldum.Biraz nefes almaya ihtiyacım var.Çık lütfen çık." Yatağa oturup saçlarımı karıştırdım.Hala bana bakıyordu.

"Şimdi çıkıyorum ama ayrı kalmayı unut Şebnem unut." Kapıyı çarptığında yerimde zıpladım.Aynaya baktığımda gözlerim şişmişti.Yatağa uzanıp hıçkırıklar içinde ağlamaya başladım.

Sabah uyandığımda Selim evde yoktu.Bahçeye inip derin nefes aldım.Belkide yaptığım yanlıştı.Niye Selime yükleniyorum ki?Mutfağa gidip kahvaltı ettim.

3 saat sonra

Tik tak tik tak saatin yelkovasına bakıyorum saatlerdir.Kilit sesi duyduğumda kapıya koştum.

"Selim senmisin?"

"Benim."

"Nerdeydin seni çok merak ettim.Açmısın."

"Aç değilim Şebnem hadi hazırlan çıkalım." Kaşlarımı çattım.

"Nereye?"

"Gidince görürsün hadi."

"Tamam o zaman ben hazırlanayım.Bekle geliyorum."

"Bekliyorum." Yukarı çıkıp üzerimi değiştim.Kesin yemeğe gidiyoruz.

"Hazırım." Eliyle uzattığında tuttum.Arabaya bindik.

"Nereye gidiyoruz?"Yola bakıyordu.

"Kaanların evi var oraya gidiyoruz Pınarda gelecek." Başımla onayladım karanlıl alana ğirdiğimizde kortum.

"Kaanın evi ormandamı?Çok korkunç burası."

"Korkma niye korkuyorsun."

"Neden soğuksun?" Arabayı durdurdu.Başımı yan çevirdiğimde evi gördüm gece ışıklarında çok güzel görünüyordu.

"Geldik." Kapımı açtığında indim.

"Çok güzelmiş." İçeri girdiğimizde Selim kapıyı kapattı.Evin içide dışı hibi harikaydi.

"Şebnem?"

"Efendim sevgilim." Derin nefes alıp elimi tuttu.

"Yalnız kalmak istiyordun ya biraz ayrı kalalım dedin.O yüzden burda kala bilirsin başka yere gitme tamammı?

"Anlamadım ne demek istiyorsun Selim?"

"Biraz ayrı kalmakta haklısın.Biraz ayrı kalalım.Pınarda birazdan gelir.Kapıyı kilitle.Bir şeye ihtiyacın olursa ara beni tamamı?"

"Selim nereye?"

"Hoşçakal." Elimi bırakıp kapıdan hızla çıktı...

Çatı katıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin