Luna Park

119 14 1
                                    

Herkese selam sjsjjsj geldik yeni bir bölüme :D En sevdiğim şarkı bu bölümde yer alıyor! Kısa ama güzel bir bölüm olduğunu tahmin ediyorum. Yorumlarınızı eksik etmeyin, seviliyorsunuz! ♡♡♡♡

(Bölüm şarkısı -İlyas Yalçıntaş&Büşra Pekiz-Olmazsa Olmazımsın.)

(Multimediayı Bulut Ve Yağmur olarak algılayın ;)

Kaan'ı göğsümde bir süre yatırdıktan sonra kendimi geri çektim. Kafasını yastığa yatırdığımda uyuduğunu fark ettim. Selin konusunu Bulutla detaylı konuşacaktım. Mert kapının pervazına yaslanmış bizi izliyordu. Yavaşça yataktan kalkıp ona yürüdüm.

"Aşağıya inelim."

Dediğimde başını salladı. Odanın kapısını örtüp salona ilerledik. Merdivenlerden indiğimizde Mert'in hâla konuşmaması canımı sıkıyordu. Salona geldiğimizde, Mert kendini tekli koltuklardan birine attı. Bende onun karşısında ki geniş koltuğa oturdum.

"Sana Selin hakkında birşeyler dedi mi?"

Diye sordum merakla. Kafasını geriye atıp sessizliğini korudu bir süre.

"Geçen gün bahsetmişti ondan. Kaan'ın durumu iyi değil."

Ellerimi birbirine dolayıp düşünmeye başladım. Kaan'ın sürekli Selin'i düşünmesi sağlık açısından onu kötüye sürükleyebilirdi. Birdaha o hastaneye gitmesini istemiyordum. Çünkü biliyordum ki oraya giden insan deli olmasa bile zır deli olurdu. Ben nasıl sabredip çıktım bilmiyorum. O günler gözümün önüne gelince dişlerimi sıktım. Dört duvar ve saatin o tıkır tıkır işleyişleri...

"Kaan'ın ailesi nerede? İnsan oğlunu hiç mi merak etmez?"

Tepem atmıştı birden. Cidden oğullarını görmeden nasıl durabiliyorlardı ki?

"Annesi ve babası ayrıldı. Kardeşi içkici ve ayyaş herifin teki."

Duyduklarım karşısında ağzım açık kalmıştı. Kaan nasıl dayanabiliyordu bu duruma?

"Kaan'ın yanından ayrılma Mert. Ona en yakın olan sensin."

Başını aşağıya ve yukarıya sallayıp ayağa kalktı.

"Nereye?"

Dedim kolunu tutup.

"Arabayı yıkatacağım. Çok kirlendi."

Pek inandırıcı gelmesede kolunu bıraktım. Göz kırpıp kapıya yöneldi. Mert gittikten sonra bende yukarı çıkıp, Kaan'ın odasına gittim. Kapısını açtığımda uyuyor olduğunu gördüm. Kapıyı geri kapayıp sessice Bulut'un odasına yürüdüm. Canım sıkılmıştı. Beyaz kapıyı açıp içeriye girdiğimde gülümsedim. Daha sonra saçlarımı tepemden toplayıp Bulut'un yatağına yürüdüm. Kanlı çarşafı hızla çekip aldım ve banyoya ilerledim. Beyaz çarşafın yarısı kırmızıydı. Başımı iki yana sallayıp dolaba yürüdüm. Siyah dolabın kapaklarını açtığımda, elim gri çarşafa gitti. Özenle katladığım çarşafı çekip aldım ve onu yatağa serdim. Yorganıda üzerine serdiğimde işim bitmişti. Geri geri yürüyüp kapının kolunu kavradım. Tam kapıdan çıkacakken masadaki broşürler dikkatimi çekti. Adımlarımı masaya yönlendirip dergi ve broşürleri elime aldım.

"2015 yılının en heyecanlı motor yarışı!"

Yazıyordu broşür ve dergide. Dergiyi elime alıp aşağıya indim. Koltuğun üzerinde duran telefonumu alıp rehber kısmından "Odunum." Yazısına tıkladım. İkinci çalışta sesini duydum hemen.

"Ne var?"

Normal insanlar normalde telefonu açtığında, Efendim ya da Alo derdi. Fakat benim kütük sevgilim başka türlü açıyordu telefonu. Çünkü o normal değildi.

Aşkıma Sahip Çıkamadım(Düzenleniyor...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin