Selamm yine benn :D Gittikçe büyüyoruz sanki? İlginiz ve alakanızdan dolayı çok teşekkürler.Neyse keyifli okumalar.. :)))
(Multimedya Kaan Göktürk)
Bileklik yeşil otların arasında kaybolmuştu.Bir an pişman olmuştum ama yapacak birşey yoktu.Onu unutmalıydım.Eğer böyle devam ederse kesin deli olacaktım.Rüzgar esiyordu.Saçlarım rüzgarın etkisiyle uçuşurken gözlerimi kıstım.Adımlarımı yatağıma yönelttim istem dışı.Hemşire geldi o sıra.Elinde yemek tepsisi vardı yine.
"Canım afiyet olsun al bakalım."
Esma hemşire elinde ki tepsiyi bana uzattı.Birşey demedim.Biliyordu konuşmayacağımı.Hafif tebessümüyle odadan ayrıldı.Önüme gelen bir tutam saçı elimle kulağımın arkasına sıkıştırdım ve getirilen yemeği yemeye başladım.
Saat 14:22...
Zaman yine ağır ağır işliyordu.Bir gün burdan çıkmayı sabırsızlıkla bekliyordum.O gün geldiğinde ilk işim Bulut'u aramak olacaktı.Eğer bulursam ona söyleyecek çok şeyim vardı.Kalbimde ki yara iyileşmeyecekti belki ama en azından içimi dökmüş olacaktım.Bulamazsam hayatıma devam edecektim.Bundan büyük acılar yaşamak istemiyordum.Kaldıramazdım. Gözlerim dolmuştu yine.Yaşların akmaması için bir kaç kez kırpıştırdım gözlerimi.O sıra da karşı odadan sert bir ses kulaklarıma doldu.Yavaşça ayağa kalktım ve yürümeye başladım.Kahverengi gözlerim karşı odaya gitmişti.Bu resim çizen çocuktu.Hemşireler,doktorlar ve görevliler sakinleştirmeye çalışıyordu onu.Fakat çocuk inat edip denilenleri dinlemiyordu.Biraz daha yaklaştım odasına.Korkuyordum bir yandan da.Çok sinirliydi.Doktorlar önünden çekildi ve bana baktı.Gözleri gözlerimle buluştu.Doktor bunu fırsat bilip hazırlamış olduğu iğneyi çocuğa batırdı.Yüzüm buruşturdum bu manzara karşısında.İğne yavaşça vücuduna yayılacaktı
Hissetmiyordu şu an.Birazdan yakacaktı canını.En sevmediğim kısımdı bu.Acı!
Bu duyguyu biliyordum.Gözleri kapanmaya başlamıştı.Yumruk yaptığı elini serbest bıraktı ve gözleri kapandı.Burukça gülümsedim.
"Odana git!"
Dedi doktor bana bakıp.Hızlı adımlarla odama gittim.Sinirliydim, üzgündüm,kırgındım...
Kendimi soğuk yatağın içine attım ve yorganı tepeme kadar çektim.Ölmek kurtuluşmuydu? Bu hastaneye geldiğmden bu yana hep ölüm gelmişti aklıma.Sessiz odada ölüm beni bekliyordu.Herşeyin zamanı vardı,beni bu hastaneden ya ölüm ya da gelmek bilmeyen özgürlük kurtaracaktı.İnce bir çizgide sallanıyordum.Sağ tarafım beni ölüme çağırırken,sol yanım hayatta kalmak için savaş diyordu.Gözlerimi sıkıca kapatıp olmayacak hayallerimi kurmaya başladım.
***
Yüzüme gelen güneş ışıklarıyla gözlerimi araladım.Tavanla bir süre bakıştıktan sonra ayağa kalkıp uyuşuk adımlarla lavaboya yürüdüm.İlk işim aynaya bakmak oldu.Görüntüm berbattı.Şişik gözler, kuş yuvasına benzeyen saçlarım ve kızarık yüz hatlarım..Yüzümü buruşturdum bu halime.Hızla suyu açtım ve yüzümü yıkadım.Şimdi daha iyi gözüküyordum.Gözlerim hala şişik olsa da kızarık yüzüm geçmişti.Aslında pek önemi yoktu görüntümün.Hemşirelerden ve çevrem de ki hastalardan başka görecek biri yoktu beni.
Odama geri döndüğümde hemşire elinde ki tepsiyi masaya koyuyordu.
"Günaydın tatlım."
Dedi Esma hemşire.Cevap vermeyeceğimi bildiği halde her sabah konuşurdu benimle.Esma hemşireyi seviyordum.O diğerleri gibi değildi.Az çok anlıyordu halimden.Bir süre sonra odadan ayrıldı.Kahvaltı tepsisini aldım ve yemeğe başladım.
Canım sıkılıyordu.Yapacak hiçbir şey yoktu.Aklıma dünkü çocuk geldi.Acaba yanına gitsem mi? Onunla ilgili çok şey merak ediyordum.Merakıma yenik düştüm ve odasına doğru ilerledim.Kapısı kapalıydı.Elimi kaldırıp bir kaç kez tıklattım.Ses gelmedi.Kapının kolunu aşağı indirdim ve onu gördüm.Kitap okuyordu.
"Şey selam. "
Dedim alçak sesimle.Cevap vermedi.Karşısında ki sandalyeye oturdum çekingence.
"Kitabın ismi ne?"
Tamam saçma birşey sormuştum ama onunla sohbet etmek için aklıma en mantıklısı bu gelmişti.Bana baktı önce.Utanmıştım biraz.
"Yaralı."
Dedi.Bakışlarımı etrafta gezdirdim.Rafın üstünde bir sürü kitap vardı.Kitap okumayı seviyordu sanırım.
"Burada ki kimse deli değil, sadece doktorlar aptal."
Kitabı masaya bıraktı.Dediğine şaşırmadan edemedim.
"Yaptıkları saçma sapan hareketler deli olduklarını kanıtlıyor."
Güldü.
"Yanılıyorsun ördek."
Yine bana ördek demişti.Nerem ördekti benim?Acaba bana hayvan mı demek istiyordu?
"Yanılmıyorum sadece doğruları söylüyorum.Herneyse tanışalım ismim Yağmur."
"Kaan"
Hoş bir ismi vardı.Ne diyeceğimi bilmiyordum aslında
"Sevdiğim kız gözümün önünde öldü."
Gözlerim irice açılmıştı birden.
"Sevdiğin insanı kaybetmek nasıl bir duygu biliyormusun ördek? Sanki kalbini bıçakla deşiyorlar.Kalbinde ki yara onu hatırladıkça kanıyor."
Hızla gözlerini kırpıştırdı.Ağlamak istemiyordu.Benim yaram hafifti onun yanında, ama onun..
"Üzgünüm"
Diyebildim sadece.Bu dediğim sanki çok komikmiş gibi sırıttı.
"Üzülme, bende onun yanına gideceğim Yağmur. "
Dediği şey irkilmeme sebep olmuştu.
Tam ağzımı açacaktım ki konuşmaya devam etti.
"Peki seni hayata küstüren ne?"
Biliyordu bir derdim olduğunu.Bakışlarımı yere çevirdim hemen.
"Sevdiğim adam beni bıraktı.İnanamadım önce.Ama sonra acı gerçekler kalbimde ki boşluğu hatırlattı.Dayanamadım.. Bağırdım çağırdım sonrası belli zaten."
Akmayı bekleyen yaşları geri göndermeye çalıştım.Hatırlamak istemiyordum geçmişi.
"Yaralısın sende.Üzülme demeyeceğim ama zamanla unutmalsın yoksa hayatın hep böyle devam eder.Akıllısın ama aşkın sonsuz olduğuna inanacak kadar da aptalsın."
Dedikleri aklımı karıştırmıştı.Beni hem iyi hem de kötü anlatmıştı.Gözlerine baktım.Sertti bakışları.
"Tanıştığıma memnun oldum ördek şimdi gidebilirisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkıma Sahip Çıkamadım(Düzenleniyor...)
RastgeleKirli geçmişi yüzünden eskilere çizgi çekip yeni bir kişiliğe bürünen Bulut Soykan. Aşkından hastaneler düşen, ama her ne olursa olsun sevgisinden vazgeçmeyen Yağmur Öztürk. Birbirlerini ne yapsalar unutamadılar ve yeniden bir sayfa daha açtılar. B...