Asya'dan göç eden bir kabilenin gelmesiyle Mezopotamya'ya uzun yıllar sonra ayak basıldı. Luxur ise artık bir harabeydi. Göçmenler burada yaşanılanları hiç bir zaman tüm gerçekliğiyle bilmedi, sadece efsane olarak düşündüler. Harabe olan Luxur'u göçmenler tekrar inşa ederek buraya yerleşti. Artık Mezopotamya'da yeniden hayat vardı.
Asya'dan göçen bu insanlar hayatlarını demircilik, hayvancılık, avcılık ve tarım ile sürdürüyordu. Bu kabilenin demircisi olan Arles Asya'da savaşçıların kılıçlarını yapardı. Fakat Luxur'da savaş olmadığı için artık kılıç yapmayı bırakmıştı. Luxur'un yeniden inşa edilmesinde büyük rol oynayan Arles buraya tamamen yerleştikten sonra daha sıradan bir demirci olarak hayatına devam etti. Yıllar yılları kovaladı ve insanlık Mezopotamya'ya tamamen yerleşti. Luxur Mezopotamya'nın tekrar kalbi olmuştu.
M.Ö 119 yılında Mezopotamya'ya hiç olmadığı kadar yağmur yağdı. Mezopotamya da yıllar süren sessizlik bir gecede bozulmuştu. O kadar çok yağmur yağmıştı ki birkaç köy sular altında kalmış, bazı köyleri ise fırtına yerle bir etmişti. Yıkılan köylerde yaşayan insanlar hayatlarını kurtarmak için Lorem dağının eteklerinde yer alan Luxur'a sığınmıştı. Öyle ki tarihin en büyük saldırısına karşı koyan bu şehir bu büyük fırtınaya da dayanabilecek güçteydi. Bu sırada Lorem Dağında demir çıkaran Arles hamile eşinin hayatından endişe ediyor biran önce Luxur'a dönmek istiyor ancak fırtına ona geçit vermiyordu. Saatler ilerlerken yağmur yavaşlamış fırtına ise eski gücünü yitirmişti. Arles hiç vakit kaybetmeden Luxur'a doğru yola çıktı. Şehre geldiğinde evinin önünde telaşlı bir kalabalık vardı. Eşine bir şey olduğunu sanan Arles kalabalığı yararak eve doğru koştu ve eşine ulaştı. Daphne'nin elini tuttu doğum yapan Daphne tarifsiz acılar çekiyor, doğum bir türlü gerçekleşmiyordu. Saatler süren acı ve yakarıştan sonra güneşin doğmasıyla doğum gerçekleşmiş bir erkek çocuğu dünyaya gelmişti. Arles eşi Daphne'nin iyi olduğundan emin olmak için gözlerine baktı, Daphne büyük bir mutlulukla Arles'e gülümsüyordu.
- Daphne iyi misin?
- İyiyim merak etme. İsmi ne olacak peki oğlumuzun?
Çocuğunu kucağına alan Arles evinden dışarı çıkarak endişeli topluluğun karşısında güneşin doğuşuyla gelen çocuğunu göğe kaldırarak adını güneş tanrısı anlamına gelen Helios olarak haykırdı.
Mezopotamya'da bunlar yaşanırken göklerde kudreti dışında gerçekleşen bu olaylar nedeniyle huzursuz olan doğa olaylarının hakimi Bay Ülgen, Kayra Han'ı durumdan haberdar etti. Kayra Han bu durumun kaynağını araştırması için en sadık yoldaşı olan Tulpar'ı yeryüzüne gönderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TULPAR'IN KANATLARI
Historical FictionKeşfedilmemiş Türk Mitolojisinden yola çıkarak tarihi bir kurgu ile yazılmıştır... Karakterler: Kayra Han: Göklerin tek hakimi ve diğer hakimlerin yaratıcısı. Erlik Han: Eski gök hakimi yeraltı aleminin efendisi. Bay Ülgen: Doğa olaylarının hakimi v...