M.Ö 99 yılı Mezopotamya soğuk bir kışa hazırlanıyordu. Kayra Han Mezopotamya'nın son durumundan hiç memnun değildi. Köyler yakılıp yıkılmıştı. Savaş uzun zamandır devam ediyordu. Erlik Han ve agoplar artık saklanmıyor yeryüzünde karargahlar oluşturuyordu. İnsanların artık bu duruma bir çare bulamadığı ortadaydı. Göklerin hakimi Kayra Han ise bir şeyler yapmaz ise her şeyin daha da kötüye gideceğini biliyordu. Bu yüzden artık Helios ile karşılaşmak istiyordu. Tulpar'ı yanına çağıran Kayra Han Helios'u göklerin hakimlerinin bulunduğu bölgeye getirmesi talimatını veriyordu. Artık Helios'a güvenmekten başka çare yoktu. Doğumunda ki sırrı da Helios'u ancak yanlarına getirerek anlayabilirlerdi.
Mezopotamya Erlik Han'ın yüzünden uzun zamandır huzursuzdu. Ortaya çıktığından beri insanlara hep acı çektiren Erlik Han acı çektirmeye devam edecekti. İnsanlar ise artık efsanelerde duyulan isimleri karşılarında görüyordu. Ursa şehirde ki yaşlı alimleri toplamış ve Erlik Han hakkında bilgi vermelerini istiyordu.
- Nasıl olurda efsanelerde adı geçenler karşımıza çıkabiliyor. Böyle bir şey olmasının imkanı var mı ey alim insanlar?
- M.Ö 219 yılında Erlik Han'ın adı geçiyordu efendim. Fakat biz Mezopotamya'ya yerleştiğimizde bulduğumuz kalıntılar da bunların birer efsane olduklarını düşünmüştük. Karşımızda Erlik Han'ı görebileceğimiz aklımızın ucundan geçmezdi.
- Madem öyle o zaman sizin o efsane dediğiniz kitaplarda yazanların çoğu gerçek değil mi?
- Galiba gerçek efendim.
- Kitapları iyice inceleyin. Lorem Dağında ki suyu araştırın. Ne işe yaradığını ve Erlik Han'ın bu suyu neden bu kadar çok istediğini öğrenin.
Ursa kafasında ki soruların yanıtını arıyordu. Bu zamana kadar efsane olarak adı geçen Erlik Han'ın ortaya çıkması ise onu tedirgin etmişti. Karşılarında büyük bir güç vardı ve Erlik Han'ın da her fırsatta söylediği aciz insanlar sözü aklına geliyordu. İnsanlar karşılarında olan bu güce karşı nasıl koyabilirdi.
Helios ise bildiklerini Ursa'ya nasıl anlatacağını düşünüyordu. Yaşam suyunun agopların liderlerini ayağa kaldıracağını söylerse ne değişecekti. İnsanların bu durumdan haberdar olması kötü bir sonuç doğurursa ne yapacaktı. Tüm bu sorular kafasını karıştırıyordu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. En son böyle kararsız kaldığında ilk aşkı Lisolla'yı kaybetmişti. Bu yüzden bir karar verip gerekeni yapmak istiyordu.
Tulpar ise Helios'u bulmak için yeryüzüne inmişti. Helios ile arasında bağ olan Tulpar ne kadar uzak olursa olsun Helios'un yerini hissedebiliyordu. Fakat Tulpar yeryüzünün karanlığında uçarken Bay Ülgen'i yeryüzünde görmüştü. Hiç bir hakim yeryüzüne habersiz inemezdi. Fakat Bay Ülgen herkesten habersiz yeryüzündeydi. Tulpar ise bu durumu açığa kavuşturmak için Bay Ülgen'in peşine düşmüştü. Bay Ülgen ise Tulpar'ın kendisini izlediğinden habersiz yeryüzünde arayış içerisindeydi. Herşeyi gözlemleyen Tulpar ise yeryüzünde bir şeyler arayan Bay Ülgen'in peşini bırakıp Kayra Han'ın yanına gitmişti.
Kayra Han Helios için gönderdiği Tulpar'ın geri döndüğünü görünce bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Tulpar gördüklerini Kayra Han'a iletiyordu. Gördükleriyle şok olan Kayra Han Bay Ülgen'in gizlice yeryüzüne inişini merak etmişti. Tulpar'a teşekkür ettikten sonra eski görevine geri dönmesi için tekrardan yeryüzüne göndermişti. Kendisi yeryüzüne inmek istediğinde her defasında karşı çıkan Bay Ülgen neden yeryüzüne inmişti. Kendisinden böyle bir şeyi saklaması Kayra Han'ı çok sinirlendirmişti. Bay Ülgen'e hesap sormayı beklemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TULPAR'IN KANATLARI
Historical FictionKeşfedilmemiş Türk Mitolojisinden yola çıkarak tarihi bir kurgu ile yazılmıştır... Karakterler: Kayra Han: Göklerin tek hakimi ve diğer hakimlerin yaratıcısı. Erlik Han: Eski gök hakimi yeraltı aleminin efendisi. Bay Ülgen: Doğa olaylarının hakimi v...