BÖLÜM 24: Anlatılamayan Gerçekler

43 9 0
                                    

Tares Köyünden kurtulan insanlar Luxur'a doğru yol almışlardı. Köyden ateşler yükseliyordu. Uzaktan köylerinin yıkılışını gören insanlarda hüzün vardı. Savaştan kaçmak zorunda olan Ursa ise Helios'u kurtardığı için kendini bu şekilde teselli ediyordu. Fazla kayıp vermemek adına savaştan uzaklaşmak ise mantıklıydı. Erlik Han'ın istediği suyu da ona vermeyen Ursa Erlik Han'ın neden Lorem Dağında ki suyu bu kadar çok istediğini öğrenmek istiyordu. Luxur'a yol alırken Ursa'nın düşünceli olduğunu gören Helios;

- Neden bu kadar düşüncelisiniz komutanım?

- Lorem Dağında ki suyun gizemi nedir sence Helios?

Ursa Erlik Han'ın neden suyu bu kadar istediğini düşünüyordu. Helios ise daha önce suyun önemini öğrenmişti fakat ne işe yaradığını bilmiyordu. Bunu Kayra Han'dan öğrenen Helios Ursa'ya bu durumu nasıl açıklayabilirdi ki.

- Efsanelerde yaşam suyu diye geçtiğini duymuştum daha önce. Size söz veriyorum en yakın zamanda suyun gizemini çözeceğim komutanım.

Luxur'a varan Ursa ve ordusu kalabalık bir giriş yapıyordu. Kapasitesi yüksek olan Luxur Tares Köyü insanlarını da alabilirdi. Tares Köyünün yıkıldığı haberini duyan Luxur'da ki insanlar yavaş yavaş sıranın Luxur'a geleceği endişesine kapılıyorlardı. Büyük bir savaştan çıktıkları için ve insanların dinlenmesi gerektiğini düşünen Ursa derhal köylerinden olan insanlara yardım etmeleri için Luxur'da yaşayanlara sesleniyordu.

- Size lideriniz sesleniyor. Mezopotamya'nın kalbi bu açıkta kalan insanlara yardım etmelidir. Bizler için şimdi kenetlenme vaktidir. Eğer bu zor günleri birlikte aşar isek ileride bizi bekleyen huzur dolu günlere sahip olacağız demektir. Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir. En yakın zamanda burada büyük bir savaş olacak. Bir an önce toparlanın ve durmaksızın savaş hazırlıklarına başlayın.

Ursa'nın sözleri Luxur'da yankılanıyordu. Binlerce insan olmasına rağmen Luxur'da Ursa konuşurken sessizlik hakimdi. Konuşma bittikten sonra ise herkes bir tarafa dağılıyordu. Arles ise oğlu Helios'u arıyordu. Kalabalığın arasından oğlunu bulan Arles Helios'a sımsıkı sarılıyordu. Helios ise duruşunu hiç bozmadan kendisine sarılan babasına gülümsüyordu.

- Arles'in oğlu Helios'um ben. Kolay kolay pes etmem.

- Seni kaybetmekten çok korktum oğlum. İyi ki buradasın.

Her şeyden haberi olan Kayra Han ise insanların bir köyü daha kaybetmesine üzülmüştü. Erlik Han'ın ilk defa yeryüzüne çıkıp insanların karşısında durmasından tedirgin olan Kayra Han ne yapacağını düşünüyordu. Ursa'nın Erlik Han'a istediği suyu vermemesi ise Kayra Han'ı çok mutlu etmişti. Suyun önemini Helios'a en yakın zamanda anlatmasını Tulpar'a söyleyen Kayra Han insanların artık dönülmez bir yola girdiğini düşünüyordu. Erlik Han'ın ise Ursa tarafından yaralanması haberi göklerde duyulmuş ve diğer hakimlerin toplanmasına neden olmuştu. Toplanan hakimler Erlik Han'ın yeryüzüne çıkıp kendini bu denli göstermesine anlam veremediklerini dile getiriyorlardı.

Tares Köyünü yıkan Erlik Han ise ilk defa bir insan tarafından yaralanmış olmanın acısıyla fevri davranıyor ne yaptığını bilmiyordu. İstediği yaşam suyunu da alamayan Erlik Han agopların liderini eski gücüne kavuşturamayacaktı. Aldığı Versev Köyüne agop ordusuyla birlikte geri dönen Erlik Han daha da güçlenip Luxur'a saldırmanın planını yapıyordu. Bu nedenle gücünü toplaması ve daha çok agopa hükmetmesi gerekiyordu. Fakat Ursa'nın kendisini yaralamasını hatırladıkça sinirine hakim olamıyor bir şeyler yapmak için sabırsızlanıyordu.

Kısa zamanda çok şey yaşayan Helios ise her zaman kafasını dinlediği kendini rahat hissettiği aynı zamanda herkesin korktuğu Zalmar Ormanına gitmişti. Yaşadıklarını düşünen Helios manevi olarak çok yıpranmış hissediyordu. Güçlü olması gerektiğini düşünen Helios bir anda aklına Lisolla'nın gelmesiyle tekrar hüzünleniyordu. Tam bu anda yanına gelen Tulpar başını Helios'un sevmesi için önüne eğiyordu. Tulpar'ın gelişiyle irkilen Helios ise kendisini sevmesini isteyen Tulpar'ı görünce mutlu olmuştu. Tulpar'ı sevmeye başlayan Helios sanki herşeyi unutmuştu. İçinde ki hüzün yerini huzura bırakmıştı. Tulpar'ın kendisine iyi geldiğini düşünen Helios gün geçtikçe Tulpar'a daha çok bağlanıyordu. Tulpar'ı severken bir anda daha önce görmüş olduğu Lorem Dağının içinde ki yaşam suyunun öneminin agopların lideriyle alakalı olduğunu öğrenen Helios şok olmuştu. Her şey şimdi yerli yerine oturuyordu. Erlik Han'ın suyu istemesinin sebebi agopların liderini ayağa kaldırabilmekti. Helios ise aldığı bu önemli haberleri insanlara nasıl anlatacağını düşünmeye başlamıştı. Çünkü anlattıklarını insanlar Helios'un nereden öğrendiğini soracaklardı. Bu sebeple Helios son öğrendiklerinden sonra üzerinde daha da bir yük taşıyordu.


TULPAR'IN KANATLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin