Helios'un hayatını kurtaran Tulpar aynı zamanda kendisine verilen görevide yerine getirmiştir. Tulpar bütün bu olup bitenin Helios'un yaptığını Kayra Han'a göstermek için yanına gitmiştir. Kayra Han Tulpar'ın geldiğini görünce hemen yeryüzünün incisi olan beyaz kanatlı atına yaklaşıp ellerini Tulpar'ın başına koyarak neler olup bittiğini Tulpar'ın gözünden görmeye başlamıştır. Bütün bu olanların Helios adlı bir Asya göçmeni çocuğun başının altından çıktığını görünce çok şaşırmıştır. Kayra Han bu durumu Bay Ülgen'e açıkladığında aynı şaşkınlığı Bay Ülgen'de yaşamıştı. Bu zamana kadar doğa olaylarını Bay Ülgen'den başka yöneten yoktu. Asyalı göçmen bir çocuğun böyle bir şey yapabilmesi dünyanın değişeceğinin göstergesiydi. Kayra Han Helios'un yaşaması gerektiğine inanarak Tulpar'a yeni bir görev verir. Artık Tulpar Helios'un Kayra Han'ın karşısına çıkabilecek güce gelene kadar ona göz kulak olmak zorundaydı. Beyaz kanatlı Tulpar tekrar Mezopotamya'ya dönerek Helios'u gözlemleyecekti.
Zalmar Ormanından çıkan Helios istemsiz bir şekilde nam yapmıştı. Herkes onu konuşuyor ve nasıl yaptığını merak ediyordu. Babası Arles Helios'un direncinin olmadığını ve dinlenmesi gerektiğini her fırsatta meraklı insanlara söylüyordu. Ama kendisi de diğer insanlar gibi oğlunun bunu nasıl başardığını merak ediyordu. Eve geri döndüğünde eşi Daphne'nin kahkaha attığını duydu. Meraklanan Arles durumun ne olduğunu öğrendiğinde ise kendisi de kahkaha atmaya başlamıştı.
- Anne doğruyu söylüyorum. Beni kurtaran beyaz kanatlı bir at.
- Canım oğlum benim son zamanlar çok dinlediğin efsanelerden kaynaklı hayal görmüş olabilirsin. Sen şimdi yat dinlen daha sonra konuşuruz.
- Ben yalan söylemiyorum. Neden bana inanmıyorsun? Baba sen anlatırdın bana anlattıkların doğru gördüm beni kurtardı.
- Tamam oğlum sen şimdi yaşadıklarından dolayı iyi değilsin dinlen daha sonra ne yaşadıysan ayrıntılı anlatırsın.
Helios Zalmar Ormanından nasıl kurtulduğunu annesine anlatmıştı ama böyle bir tepki göstereceklerini tahmin etmiyordu. Çünkü annesi de babası da ona gülüp anlattıklarının sadece efsanelerde olabileceğini ve çok korktuğundan dolayı dinlenmesi gerektiğini söylüyorlardı. Helios bu duruma içten içe çok sinirlenmişti. Çünkü gördüklerinin hayal değil gerçek olduğuna emindi. Yatağından bir hışımla fırladı ve dışarıya çıkıp herkesin içinde Tulpar'ı gördüğünü bağırmaya başladı.
- Gördüm beni Tulpar kurtardı. Onu gördüm kocamandı ve kanatları vardı. İnanın bana doğruyu söylüyorum.
Herkes Helios'a acıyan gözlerle bakıp gülümsüyordu. Helios'un ormanda delirdiğini düşünen insanlar bile vardı. İnsanların bu ifadelerini gören Helios günün birinde efsanenin gerçek olduğunu ispat edeceğini biliyordu. Babası Helios'u sakinleştirip eve geri götürmeye çalışıyordu fakat Helios çok sinirlenmişti. Tekrar kara bulutların Luxur'un üzerinde gözükmesi de Helios'un sinirlendiğinin kanıtıydı. Birkaç dakika sonra sakinleşen Helios eve geri döndü. Oğlunun bu durumuna Arles çok üzülmüştü. Zalmar Ormanında oğlunun başına kötü şeyler gelip aklını yitirdiğini düşünmeye başlamıştı. Çünkü göçmenler Kayra Han'ın atı olan Tulpar'ın sadece efsaneden ibaret olduğunu düşünüyorlardı. Günler aylar geçmişti fakat Helios dediklerinden vazgeçmiyordu. Her gün ormana gidip Tulpar'ı bekliyor fakat beyaz kanatlı Tulpar bir türlü gelmiyordu. Bazı günler babasını da ormana götürüyor Tulpar'ın geleceğini söylüyordu. Arles çok sevdiği oğlunu kırmayıp her ne kadar inanmasa da ormana gidiyordu. Ama Tulpar bir türlü gelmiyordu. Helios çevresinde ki insanlardan dolayı kendisi de hayal gördüğünü düşünmeye başlamıştı. Yine de gördükleri çok gerçekti ve bir o kadarda korkutucuydu.
Soğuk bir sabah günü Luxur'a Mezopotamya köylerinden biri gelmiş ve deniz kıyılarındaki 2 köyün yakılıp yıkıldığını söylemişti. Bu durumu duyan insanlar huzursuz olmuştu. Çünkü Mezopotamya'da uzun yıllardır barış hakimdi ve böyle bir acımasızlığı kimse yapamazdı. Bu durum Kayra Han'ın kulağına da gitmişti. Son günlerde bazı şeylerin ters gittiğini fark eden Kayra Han bu habere pekte şaşırmamıştı. Köylerin yakılıp yıkılmasının nedenlerini ve kimlerin yaptığını öğrenmek için Helios'u uzaktan gözlemleyen Tulpar'ı yanına çağırdı. Deniz kıyısında yaşanan bu vahşeti kimin yaptığını öğrenmek için Tulpar'ı görevlendirdi. Kayra Han'ın kafasında birçok soru işareti bulunuyordu. Son zamanlarda yaşananlar kafasını karıştırmıştı ve bir an önce çözüme kavuşmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TULPAR'IN KANATLARI
Ficción históricaKeşfedilmemiş Türk Mitolojisinden yola çıkarak tarihi bir kurgu ile yazılmıştır... Karakterler: Kayra Han: Göklerin tek hakimi ve diğer hakimlerin yaratıcısı. Erlik Han: Eski gök hakimi yeraltı aleminin efendisi. Bay Ülgen: Doğa olaylarının hakimi v...