P.L: Bebe Rexha - I'm A Mess
(Bölüm düzenlenmeden atılmıştır.)
"Sana o herifle ortak olmanı istemediğimi söyledim!"
Gözlerimi uyku mahmurluğuyla araladım, açıkçası beni uyandıran bu kavgadan sonra Araf'ın evini özlediğimi bile söyleyebilirdim. Afra ile yani; Araf'ın ikizi ile tanıştığım günün gecesinde ailem geri dönmüştü ve ben de evime geri gelmiştim haliyle. Yaşanan olay üzerine kimseyle bir şey konuşmadım; ne Araf ile ne de onun kız kardeşiyle. Ayrıca, kız kardeşinin benimle doğru düzgün iletişime geçmediğini, Araf'ın uyuduğunu öğrenince direk kendisini odalardan birine kapattığını söyleyebilirdim. Kızı bir ya da iki kez gördüm.
Aşağıdan annemin sesini duyunca ellerimle yastığı iki yanımdan bastırıp kulaklarımı kapattım. Annem; Araf'ın ısrarla şirketten gitmesini istiyordu babam ise şirket için Araf'ın iyi olacağını söylüyor, diretiyordu.
Ben?
Fikrim, kimsenin umurunda değil ama söylemeden geçemem, Araf disiplinli birine benziyor ve bu, onu şirket için iyi biri haline getiriyor. Annemin neden direttiğini anlayamıyordum. Şu tatil meselesini ise yine Araf sürmüştü piyasaya. Tatilin anneme iyi geleceğini bahane ederek babamı ikna etmiş ve kısa soluklu bir tatile göndermişti. Şu an fark ediyorum da Araf yavaştan tüm hayatımıza sızmış gibiydi... Fakat işin açıkta kalan bir yanı vardı, annem nasıl Araf ile benim aynı evde kalmama sesini çıkarmamıştı? Araf bunu cevaplamıştı ama dalga geçerek ki onda da hiçbir şey anlamamıştım.
Kafamı yastığa iyice bastırıp kaçan uykumu geri istesem de bunu yapamayacağımın bilincindeydim... Yataktan indiğimde çalışma masasının üstünde duran gözlüğümü alıp taktım ve uykunun vermiş olduğu mahmurluğu üzerimden atmaya çalışarak aşağıya indim.
"Günaydın." Bir yandan gözlerimi ovuşturarak bir yandan da esneyerek mırıldanmıştım bu sözleri. Babam ben aşağıya inerken gitmiş, annem ise koltukta oturarak boş boş kapalı televizyonu izliyordu.
Sanırım gün, bizim evimizde pek de aydın olmamıştı.
Kafamda hiçbir düşünce yer edinmeden, boş bakışlarım ile anneme yaklaşarak elimi omzuna koydum. "İyi misin?" diye sormak yapabileceğim tek şey, ama bir o kadar da saçmaydı. Elimi omzuna koyduğum vakit kasıldığını hissettim, bir şeyler söylemek zorundaymış gibi hissediyordum kendimi ama diyebilecek bir şeyim yoktu. En sonunda kendimi zorlayıp aklıma gelen ilk şeyi söyleyiverdim, "Eğer konuşmak istersen, ben hep buradayım." Teselli etme konusunda da diğer her şeyde ki gibi berbatım ama elimde değil. Beceriksiz olmak benim kanımda var.
"Aynı şey olacak, yine olacak." Annem titremeye başladığı zaman bir yandan da sayıklıyordu, "Yine aynısı olacak, yine olacak." Kafamı biraz daha yaklaştırdığım da annem sayıklamayı bırakıp kafasını birden kaldırınca bende yaklaştırdığım kafamı hızla geri çektim.
"Senin yüzünden!" Ayağa kalkıp bağırmaya ve üstüme doğru yürümeye başladı, az önce gayet sakin dururken bir yandan bu kadar öfkelenmesine anlam verememiştim. Diğer anlam veremediğim ise; ne yaptığımdı!
"Sen yaptın!" Ellerimi uzatıp kendimi siper etmem yeterli olmamış olacak ki, annem uzanıp saçıma asıldı. Bir yandan bedenimden et koparıyorlarmış gibi çığlık atıp bir yandan da annemin ellerini saçlarımdan çekmeye çalışıyordum. "Sen yaptın!" Hayatımın büyük bir bölümünü bu tarz cümleler kaplıyordu ama ben hiçbir zaman, ne yaptığımı anlayamamıştım.
"Anne bırak!" Evdeki hizmetçiler, artık hangi cehennemde, hangi boku yiyorlar pek bilgim yok ama bulduğum zaman onlara kendi cehennemlerini yaşatacağıma dair hiç şüphem yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN GRİ
ChickLitMeraklı biri olduğum, inkar edilemez bir gerçekti. Ben; tozlu kütüphane raflarının arasında nefes alan, okuduğu bir kitabı yahut cümleyi, satırı, paragrafı defalarca, ezberlercesine tekrardan okuyan. Kitabı okumayan aksine onunla nefes alan, on...