18.RENK: SIR

2.7K 208 50
                                    

P.L: Bebe Rexha - Pillow

Genç adam, çalıların arkasında ki yerini korurken babasının dışarı çıktığını görünce, eğildiği yerden ellerini silkerek kalktı. Okula gitmeli hatta basketbol antrenmanına katılmalıydı. Yapmadı. Annesi ile babasının evliliği kendini bildi bileli kötüydü ama ne olduysa artık, son zamanlarda daha bir kötü olmuştu araları. Bazen eve gelmeyi bile istemezdi genç adam, hatta bir gün arkadaşında kalacağını söyleyerek uzaklaşmıştı evinden ama ne olduysa gece yarısı inanılmaz bir kalp sıkışmasıyla gözlerini aralamıştı. Gecenin ıssızlığında kimse rahatsız olmasın diye sessizce kalp sıkışmasını uyukladığı koltukta yaşarken bu sefer de içine korkunun tohumları düştü genç adamın kalbine. Ayaklandığı gibi gecenin bir yarısı arkadaşına ufak bir not bırakarak kendini dışarı atmış ve hızlı, korkak adımlarla evine ulaşmıştı. Ne olduğunu bilmiyordu ama kesinlikle bir şeyler olmuştu, korkuyordu. Eve geldiğinde ise babasını annesini döverken yakalamıştı.

Ya geç kalsaydı?

Ya yetişemeseydi?

Kaşla göz arasında baba oğul birbirine girişmişti. Babasından çok dayak yemesine rağmen sesini çıkarmamış, annesinin bir köşe de hıçkırarak ağladığını görünce daha bir sinirle dolmuştu içi ama yine de gerek cüssesinden gerekse iyi dövüşemediğinden babasından bir hayli dayak yemişti Arda. Dövme sebebini annesinden duyunca gülmeden edemedi o dağılmış suratıyla; 'para istedi, vermedim.' Gülmesi gittikçe ağlamaya dönüştü, duvara yaslamış sırtını resmen ağlıyordu o an. Annesini arkasında bırakıp odasına kapandı. Onu bu şekilde görmesini istemedi, kadın zaten acı çekiyordu.

Yatağın içine kıvrılıp ağladı dakikalarca. Fiziksel olarak canı zaten yanıyordu, ya ruhu? Bedeninden daha çok kanıyordu ruhu.

O zamandan beri evden pek uzaklaşmaz, uzak kaldığında bile annesinden saati saatine rapor alırdı.

Şimdi resmen babası için erketeye yatmış arabasına binerek uzaklaşmasını bekliyordu. Takip edecekti, adi herifi. Sebebi ise; babasının geç saatlerde defalarca, birileri ile konuşmasına şahit olmuştu. İşkillenmeme elde değildi Arda için. Gizlice babasının telefonundan aşırdığı numarayı yine gizlice kendi telefonundan 'özel numara' sıfatıyla aramış ve karşıdan gelen kadın sesi ile az da olsa parçalar birleşmişti kafasında genç adamın. Annesini aldatıyorsa?

Hayatı boyunca ona 'babalık' yapmayan bir adamın zaten annesini aldatmasına pek de şaşırdığı söylenmezdi o zaman. Ne olursa olsun... Yine de bu olayın peşindeydi. Eğer annesini üzerse babasının (!) başına neler geleceğini az çok tahmin edebiliyordu...

Hep gülerdi Arda, sebebi belliydi; kimse gelip ona bulaşmasın, 'iyi misin?' diye sormasındı. Zaten her seferinde 'iyiyim' diyerek yalan söylüyordu. Annesi için katlanırdı o lanet 'gülen' maskeye. İyi değildi kesinlikle iyi değildi, bazı geceler uyumaz gece işlerine çıkardı, bazı gecelerse yine uyumaz annesinin başında beklerdi. Çoğunlukla uykusuzdu takım kaptanından az azar işitmemişti bu halsiz ve uykusuz tavırlarından.

Uç noktalarda yaşamasına rağmen yine de saklayabilirdi hislerini maskenin altına.

'Baba' diye seslenmeye utandığı adam, arabasına binince dikkatle gittiği yolu izledi. Bir taksi çağırmıştı evet ama bir türlü gelmemişti kahrolası araba! Sabırsızlanmaya başlamıştı, nihayetinde takip edeceği adam ile aralarına oldukça fark açılmıştı.

Nihayetinde taksi geldiğinde hiç beklemeden arabaya atlayıp "Dümdüz git ağabey, ben sana anlatacağım." 'Babası' ile aralarına pek fazla mesafe girmemiş olmasını diledi ve adama daha fazla gaza yüklenmesini söyledi. Ana caddeye çıktığında yukarı kısımda gördüğü gri renkli Ford ile derin bir nefes alıp kaybetmediği için mutlu oldu. Sürücü koltuğunda oturan meraklı taksi şoförüne "öndeki arabayı takip et." diyebilirdi ama yapmadı. Sonuçta birini takip ediyordu ve taksici işkillenip polise onu şikâyet edebilirdi. Riski göze almadı lakin babasının arabası ne tarafa giderse taksiciye de o tarafa işaret veriyordu. Sonunda bir kafenin önünde durduğun da taksiciye gerekli parayı takdim edip babası arabadan indikten sonra inerek, dikkat çekmemeye çalıştı. Kafenin önünde kapısının önünde uzanan iki geniş merdiven vardı, merdivenin iki yanında bulunan ağaç ve süs eşyası tarzı şeylerin arkasına bedenini gizleyerek babasının içeri girmesini izledi. Herif içeri girdikten çok değil belki bir iki saniye sonra Arda yavaşça ve ağır ağır yerinden ayrılarak yine kimseye belli etmemeye gayret ederek arkasından içeri girdi. Kapıdan içeri girdiğinde kafenin hiçte öyle ucuz bir yer olmadığını anladı. Bir kere kafe sahipleri ellerinde olsa etrafa para kokusu sererdi. Her masada olan tatlı küçük süs eşyaları, deri kaplama, rahat görünümlü koltuklar, modern tarz dekorasyon etrafı yeterince para kokutmuştu sahi. Babasının böyle bir yerde ne işi vardı?

BEN GRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin