25. Bölüm

10.1K 651 20
                                    

-Chris-
"Çocuklar sanırım yaklaşıyor." Dedi Jess. Sesle hapimiz birden irkilmiştik.
"Katherine zehir hazır mı?" Diye sordum aceleyle. Kafasını endişeli bir şekilde olumlu anlamda salladı.
Bir anda çığlık sesi geldi.
"Bu da neydi?" Diye sordu Ed.
Olamaz. Ben bu sesi tanıyordum.
"Bella." Diye bağırarak kapıdan dışarıya çıktım. Ama koridorda ne Bella ne de buraya bizi öldürmeye gelen gizemli kurt vardı.
Hepimiz boş koridora öylece bakıyorduk.
Bir kere daha çığlık sesi duyduk. David
"Bella!" Diye bağırdı.
Jess bana döndü.
"Çocuklar emin oldum. Bu Bella. Kokusunu alabiliyorum. Özellikle de kan kokusunu. Onu hemen bulmalıyız." Gözümden engel olamadığım bir damla düştü.
Kan kokusunun geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Diğerlerinin de arkamdan geldiklerini hissedebiliyordum.
Koku iyice ağırlaşmıştı.
"Bellaaa!" Bir yandan ağlıyor. Bir yandan da koşuyordum.
Bütün sınıflara teker teker bakıyorduk. Kokusu her yerdeydi.
"Çocuklar o burada." Diye bağırdı David. Hemen koşup sınıfa girdim.
"Bella!"
"Chris"
Elinde kanlı bir kılıç vardı. Ve diğer eliyle de kolunu tutuyordu.
"Bella!" Yerdeki kanlara baktım.
"Canını biraz fazla acıttım galiba." Dedi. Ve olduğu yerde bayıldı. Hemen kafasından tuttum. Yere çarpmasına izin vermedim. Yarasına baktım. Çok fazla kanıyordu.
"Revir... Revire gidelim Chris." Dedi Jessica. Hızlı bir şekilde Bella'yı kucağıma aldım. Ve revir odasına doğru ilerlemeye başladım.
....
"Pekala Chris ceketini çıkarmama yardım eder misin?"
Jessica nın yanına yaklaşıp ceketini çıkarmaya başladım. Üzerindeki mavi askılısı hep kan olmuştu. Yarayı gördüğümde kurdun pençelerini geçirdiğini farkettim. David öylece bizi izliyordu. Diğerleri ise okulu canavardan kalan izleri arıyorlardı.
"Yeterince batmamıştır umarım."
"Zannetmiyorum. Yaralar derin değil Chris."
"Peki o zaman niye bayıldı?" Diye sordu David.
"Bilmiyorum. Muhtemelen korkudandır." Diye cevapladı Jessica.
....
Sabahtan beri Bella'yı arıyordum ama cevap vermemişti. Onu eve götürdüğümde uyanmıştı ve her şeyi anlatmıştım.

-Bella-
Akşam Chris gittiğinden beri tuvaletten çıkmamıştım. Sürekli çıkartıyordum. Kendimi çok kötü hissediyordum. Banyoya girersem rahatlarım diye düşündüm. Koluma baktım. Hala acıyordu. Jessica mikrop kapmasın diye sarmıştı.
Yürüyen kurt beni ayaklarımdan tutarak sürüklemişti. Kendimi savunmak için bıçağımı çıkardım. Hayvanın her yerine saplamaya başladım. Ve tabiki daha çok sinirlendirmiştim. Ben ise daha fazlasını yapmıştım. O ise bana küçük bir hediye vermişti. Sağ olsun çok acıyordu.
Üzerimdeki kıyafetleri çıkardım ve kendimi küvete attım.
Yıkandıktan sonra bornozumu üzerime geçirdim. Kurulanırken bornozun boynuma sürtmesiyle çığlık atmam bir olmuştu. Canım çok yanmıştı. Aynadan arkamda ne var diye baktım. Dört tane iz vardı. Kenarlarında morluklar ve kızarıklıklar oluşmuştu. Hafif dokununca bile canım çok yanıyordu. Telefonuma baktım. Jess ve Chris den bir sürü mesaj ve arama gelmişti.
   Telefonumu koltuğun üzerine fırlattım. Cevap veremeyecek kadar kötüydüm. Sürekli terliyordum. Aşırı derecede midem bulanıyordu. Kendimi yatağa attım. Biraz uyursam geçer düye düşündüm.

    Kalkmamla yere çıkarmam bir olmuştu. Ama bir sorun vardı. Kan kusuyordum.
    Kendimi çok kötü hissediyordum. Sürekli kan kusuyordum. Başım dönüyordu. Boynumdaki yaram canımı çok yakıyordu. Dokunamıyordum bile.
     Kapı çaldı. Ama aşağı inip açacak kadar gücüm yoktu. Bu sefer daha sert çalmıştı. Birisi
"Bella!" Diye bağırıyordu. Bu David 'di. Hala kusuyordum. Yürümeye çalıştım. Ama yürüyemiyordum. Kendimi yere attım. Başımı halıya yasladım.
"David!" Diye bağırmaya çalışıyordum.
   Merdivenlere doğru sürüklenmeye başladım. Merdivenin başına geldiğimde aniden kapının yere düştüğünü gördüm. David kapıyı kırmıştı. Gözleri sarıydı. Pençelerini çıkarmıştı. Ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Merdivenin başındaki beni gördü. Hızlıca yanıma geldi. Etrafa göz gezdirdi.
"Aman tanrım bu kanlar da ne böyle." Dedi. Bana baktı. Yarı baygın yarı uyanıktım. Hareket edecek gücü bulamıyordum. Dudağımın kenarındaki kanı eliyle sildi.
"Bella hadi bana ne olduğunu anlat." Dedi. Ve başımı alıp dizine koydu. Ben ise öylece ona bakıyordum.
"Bella?" Dedi. Ve gözlerimi elleriyle açmaya çalıştı. Nefesimi kontrol etti.
   Cebinden telefonunu çıkardı. Ve biriyle konuşmaya başladı. Jess ile konuştuğundan emindim.
"Nesi olduğunu bilmiyorum ama kesik kesik nefes alıyor.......tamam Jess bekliyoruz. Çabuk gelin."
  Bana doğru baktı.
"Bella. Merak etme Jessica yı aradım. Chris ve Ed e durumu haber verecek. Buraya gelecekler." Dedi. Gözlerimi kapattım. Beni kucağına aldı. Ve merdivenlerden inerek kanepeye doğru ilerlemeye başladı. Kanepeye koyarken elini boynuma götürmesiyle çığlık atmam bir olmuştu. Yarama dokunmuştu.
"Noldu Bella?" Diye sordu. Daha sonra beni çevirdi. Saçlarımın arasından boynuma baktı.
"Bu da ne böyle." Dedi ve beni eski halime geri getirdi.
"Bella bu kaç?" Diye sordu ve eliyle bir sayı yaptı.
"Üç." Dedim. Ama onun üç olduğunu ayırt edemiyordu. Elleriyle yüzünü kapattı.
"Doğru bildim mi?" Diye sordum alaylı bir şekilde.
"Hayır Bella. Az önce bire üç dedin."
"Hadi ya" dememle koltuktan yere doğru çıkarmam bir olmuştu. Yine kan kusmuştum. David hemen kollarımdan tuttu. Bir yandan da çığlık atıyordum. Boğazım yanıyordu. David'in üzeri hep kan olmuştu. Ağlamaya başlamıştım. Korkuyordum. Hiç iyi değildim. Her yer kan olmuştu. David çıkarmam bittiğinde beni doğrulttu ve kafamı göğsüne yaslandırdı. Kollarını belime doladı. Saçlarımı koklayıp öptü. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Saçlarımda hissettiğim ıslaklıkla ürperdim. Sanırım David ağlıyordu. Ben ise niye ağladığını bilmiyordum. Saçlarımı öperken dişlerini sıktığını hissedebiliyordum.
     Kafamı kaldırdım ve baktım. Farkında değildim ama ben de ağlıyordum. David gözümden akan yaşları sildi.
"Yaram çok acıyor."  Elimi tuttu.
"Birazdan neler olduğunu öğreneceğiz Bella."
"David ölecekmiş gibi hissediyorum."
"Hişşt. Öyle deme Bella. Sadece basit bir yara o kadar."
"Neden kan kusuyorum?"
"Bilmiyorum." Dedi ve gözlerinden bir yaşın daha akıp gitmesine izin verdi. Elimi yanağına götürüp yaşını sildim. Ve başımı tekrar göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım.

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin