"Ne demek Anna? Bella sen ne dediğinin farkında mısın?"
"Evet David farkındayım. Beni bu hale getiren de o zaten."
"Yok artık. Pekala iyice saçmaladın."
"David saçmalamıyorum. O bir avcı ve kurt adamları öldürüyor. Bilmediğim bir sebepten dolayı onlardan intikam alma peşinde. Bana inanmalısın"
"Anlıyorum Bella. Sen benim mutluluğumu istemiyorsun."
"David senin mutluluğunu tabiki de istiyorum. Ama o senin mutluluğun değil tehditin." Ayağa kalktı.
"Yeter artık. Uyanmak bilmeyen bir rüyanın içindesin bunun farkında bile değilsin. Sen mutlusun ve Chris'le mutluluğunla beni bitiriyorsun Bella....artık bende mutlu olmak istiyordum. Ben de bir günü seni düşünmeden geçirmek ve başka biriyle mutlu olmak istiyorum. Ama sen buna izin vermiyorsun"
"Bu da ne demek şimdi?"
"O gün neden ağladığımı biliyor musun Bella? Ya da en basitinden kaza yaptığım zaman neden ölmek istediğimi. Evet Bella tahmin ettiğin gibi kazayı bilerek yaptım. Çünkü ölmek istedim. Sensiz geçirdiğim her gün için ölmek istiyordum. Yoruldum Bella. Yoruldum çünkü sen Chris'i sevdiğin halde seni seviyorum." Dedikleri karşısında şaşkına dönmüştüm.
"David sen ne diyorsun?"
Bana doğru yaklaşmaya başladı. Ve sonunda beni duvarla arasına aldı. Yutkundum.
"Seni sevdiğimi söylüyorum." Kafasını bana doğru yaklaştırarak öpmeye çalıştı. Tam o sırada ona hiç unutamayacağı kadar sert bir tokat attım. İki adım geriledi. Kafasını kaldırdığında gözlerinin değişmiş olduğunu farkettim.
Artık sarıydı ve dişleri de uzamıştı. Hırlayarak bana doğru yaklaşmaya başladı.
"David?"
Hala hırlıyordu. İki saniye bakıştıktan sonra üzerime doğru koşmaya başladı. Ben de arkamı dönüp hızlı koşmaya başladım. Evin içinde koşturmaca oynuyor gibiydik. David hala hırlıyor ve uluyordu. Peşimi bir türlü bırakmıyordu. Merdivenlerden yukarıya çıkmaya çalıştım. Olabildiğince hızlı bir şekilde oraya doğru ilerledim.
Çıkarken merdivenin tam ortasında ayak bileğimden yakaladı. Çığlık atarken bir yandan da dengemi kaybedip merdivenlerden düşmeye başladım.
Hızlı ve sert bir şekilde yere çakıldım. Kafamı kaldırdığımda üzerimdeki beyaz askılımın kan içinde olduğunu gördüm. Dikişlerim patlamıştı. O sırada David'i farkettim. Hala gözleri sarı, dişleri uzundu ve bana doğru yürüyordu.
Elimle karnımı tutarak yerde sürünmeye başladım.
"David bak anladığım kadarıyla şu an kedinden değilsin. Lü..lütfen daha sonra pişman olacağın şeyler yapma!"
Hiçbir şey söylemeden bana yaklaşmaya devam ediyordu. Sürünebildiğim yere kadar sürünmüştüm. En sonunda kendimi bıraktım. David bana iyice yaklaştığında yanıma çömeldi. Askılımı kaldırıp yarama baktı. Sonra üzerime çıktı. Ellerini saçlarımda gezdirdi.
"David ne yapıyorsun?!!" Diye bağırdığımda ise bana sert bir şekilde hırladı.
Şimdi de ellerini yüzümde gezdiriyordu. Korkuyordum. Dudaklarıma doğru yaklaştı.
Onu engellemek için sertçe kafa attım. Elleriyle burnunu tutarak üzerimden düştü. Fırsattan istifade bilip elimden geldiğince ayağa kalkıp kaçmaya çalıştım. Tam kalkarken yine ayağımdan tutup beni düşürmüştü.
"Bırak beni!!!" Diye çığlık attım. Bir yandan da ağlıyordum. Elinden kurtulup ayağa kalktım. Koltuklara kadar koşmayı başarmıştım.
Arkamı döndüğümde David yine üzerime atladı ve beni sertçe yere çarptı. Koltukla birlikte devrilmiştik.
"David...lü...lütfen. Kendine gel!!!" Diye bağırdım.
Bağırdıktan sonra gözleri ve dişleri normale döndü. Etrafına bakındı. Sonra bana baktı. Gözünden yaş aktı.
"Özür dilerim!" Ağlıyordu. Hemen ayağa kalktı.
"Özür dilerim!...Affet beni Bella!" Diyerek geri geri yürümeye başladı. En sonunda kapıyı açarak dışarıya çıktı ve geri sertçe kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında
Kurt AdamYeni bir ev, yeni bir okul, yeni bir çevre, yeni bir HAYAT!! En yakın arkadaşının da bulunduğu grubun farklı olduğunu öğrendiğinde ne yapardın? Peki ailenin ölümüne bu farklı insanlar sebep olsaydı... KURTLAR ARASINDA serisinin 1. Kitabı...